Yarattığın dünyadan ibaretsin, ne bir eksik ne bir fazla.

2 Ağustos 2009 Pazar

Hızlı, huysuz, ısrarcı, asosyal, dedikoducu = blogger

Hürriyet Pazar ekinde bugün Tolga Tanış yazmış. Amerika'nın adını duyurmuş olan blogger'larının ortak özelliklerini şöyle sıralamış:

"ÇOK ÇALIŞIYORLAR: Uyku düzenleri yok. Josh Marshall (39) gibi yetişemeyince yanında başka gazeteciler çalıştırmaya başlayanlar var.

ISRARCILAR: Eski bir Moskova muhabiri var, adı Nikki Finke (56). Şimdi Hollywood yöneticileriyle ilgili yazıyor. Yaza yaza, sonunda geçen hafta NBC Entertainment Yönetim Kurulu Başkanı’nı istifa ettirdi.

HIZLILAR: Sürekli güncelliyorlar. Michelle Malkin (38), iki çocuk annesi, arada kitaplar yazıyor ama yine de günde 5 makale hazırlayabiliyor.

HUYSUZLAR: ‘Ben şunu beğendim’ değil, ‘Şunu beğenmedim’ yazıları yazıyorlar. Etrafa toy övgüler saçmıyorlar. Daily Kos’u hazırlayan Markos Moulitsas’ın (38) Hillary Clinton eleştirileri gibi.

ASOSYALLER: Davetlere gitmiyorlar. Yılışık çevrelerden uzak duruyorlar. Matt Drudge’ın (43) fotoğrafını çekebilen çok az kişi var.

DEDİKODUCULAR: Amerika’da da hâlâ kötü bir laf bu ama yine de dedikodu yazıp okutuyorlar. Sorduğun zaman ise “Ben değil başkaları yapıyor” diyorlar. Medya blogu yazan Jim Romenesko’yla (56) görüştüm, “Artık ismini açıklamayan kimseden bilgi almıyorum, ben dedikodu yapmam” dedi."

Kendime ısrarcı+huysuz+hızlı blogger kategorisinde yer verdim.

Israrcılığımla ileride birilerinin istifa etmesine sebep olmak istiyorum ama, adamları görüyorsunuz. Yaptıkları hatalardan dolayı ana muhalefet partisi istifalarını istiyor da, bizimkiler 'Emrin olur!' (Mehmet Ali Şahin, Nisan 2009) gibi gayri ciddi bir tavır sergiliyorlar! Ama, ümitliyim yine de.

Huysuzluğa gelince, elime su dökebilecek kimseyi tanımam.

Hız konusunda Tolga Tanış'ın bahsettiği Michelle Malkin kadar olmasam da, fena da sayılmam hani.

4 yorum:

  1. Yazilarinizi zevk ile okuyorum, kimi zaman da bazi seyler ögreniyorum ki ögrenmenin yasi yoktur derler. Bunu, sunun icin yaziyorum; ne zamandan beri yazilarinizi okuyorum bu arada blog'unuz da cok hosuma gidiyordu, kizima sorayimda böyle bir blog yapmayi bende deniyeyim demeyi düsündüm ama o kadar yogun ki kiyamadim ona...
    Gecen haftasonu, cuma gecesi gec saatlerde, yazinizi okuyup yorumda yaptim ve bu arada google'dan bir sey ararken, Hollandaca nasil bolg yapilir konusuna link'lendim. Dikkatinizi cekerim, bilgisayar konusunda Tarzan gibiyim. Hani bana gel su blog'u yapalim demek ile benim gibi edebiyatci birine gelsu fizik problemini cÖzelim demek ile ayni, neyse, basladim Hollandaca okumaya ve dene- boz- yap teorisine dayanarak bir seyler yapmaya. Velhasil ortaya bir sey cikti, cocuk gibide sevindim valla.
    Cumartesi günü kizimi aradim, ona olayi anlattim, bakmis ve
    - Valla sasirttin beni baba, bravo,dedi.
    Ve su anda sayenizde benimde artik bir blog'um var. Gördügünüz gibi hem yazilarinizi zevk ile okuyorum ki bunu yürekten söylüyorum. Ve bununla birlikte yeni yeni seyler ögreniyorum. Tesekkürler.

    Yanilmiyorsam benimde blog'umun ilk üyesi sizsiniz. Cok memnun oldum. Bu arada herseyi denedigim icin, bolg'um " Sonradan Görmelerin" ki gibi.;-))

    YanıtlaSil
  2. 'Çocuk gibi sevindim valla' demenizi o kadar iyi anlıyorum ki.

    Koçluk da yaptığım arkadaşlarımdan birisine, ilgi çekici yeni bir CV hazırlamak yerine blog hazırlamak konusuna nasıl bakacağını sormuştum. Birkaç gün sonra benim blogum doğmuştu :) Birkaç gün geçmesinin sebebi de aynı sizin gibi teknoloji özürlü olmamdan kaynaklandı. Canı acayip derecede dondurma isteyen ama söyleyemeyen bir çocuğun, birden bire annesinin ona dondurma almasıyla delirmesi gibi bir şeydi. Zıplayabilsem, zıp zıp zıplayacaktım :)

    Ben de sizin yazılarınızı çok keyif alarak okuyorum. İnsan ne kadar 'iyi' hissediyor kendisini, değil mi?

    YanıtlaSil
  3. Evet, insan kendisini "IYI" hissediyor. Hani benzetmem hangi ölcülerde dogru olur ama ben suna benzettim gecen gün, adeta kisinin bir
    " evi " gibi oluyor. Benim bolg'um, sizin blogunuz...

    Masallah yazilarinizdan hele hele son yazilarinizdan hissedebildigim kadar iyisiniz. Ben sizin bir gün gelecek ki ZIPLAYACAGINIZI duyacagim, okuyacagim.
    Bu satirlari lâf olsun veya bu satirlar dolsun diye yazmadim, esiminde benimde candan dileklerimiz.

    Saglikli nice günler...

    YanıtlaSil
  4. Dileklerinizin içten olduğunu biliyorum. 'Ev'inizden birisi gibi olduğumu hissettiriyorsunuz bana. Eşinize de size de çok çok teşekkürler :))

    YanıtlaSil