Yarattığın dünyadan ibaretsin, ne bir eksik ne bir fazla.

29 Temmuz 2010 Perşembe

Tunceli'nin talihi, üzümün suyu, Arabın ettiği...

CHP Tunceli Milletvekili Kamer Genç, bölgedeki insanların zor durumunu 3-4 defa mecliste dile getirmiş, araştırma önergesi vermiş, bakanlara sorular sormuş. Hatta, konuya dikkat çekmek için başbakanlığın önüne siyah çelenk bırakma girişiminde bulunmuş.

Ve mucize gerçekleşmiş, afet fonundan 1 milyon TL bu yakınlarda Tunceli'ye gönderilmiş.



Mustafa Mutlu'nun bir yazısı: 'Maraton'da sona doğru!

Yaklaşık iki yıl önce “Ayda en az bir kez okuduğum sözler” başlıklı bir yazı yazmıştım...

O sözler Fethullah Gülen’e aitti ve onun ABD’ye gitmesine neden olmuştu.

Aynen şunları söylüyordu Fethullah Gülen:

“Adliye’de, Mülkiye’de mevcut olanlar mevcudiyetlerini korumazlarsa, arkadan gelenlerin mevcudiyetini koruyamayız. Bir taraftan o kanun ve kuralları, diğer taraftan da kanun ve kural adamı olma imajını kullanmalıyız. Yani sizi gören, ‘Bunlar kurallara harfiyen riayet ediyorlar’ demeli.” 

28 Temmuz 2010 Çarşamba

Gazze'de AVM

İsrail ablukası altında bulunan Gazze Şeridi'nde geçtiğimiz cumartesi günü lüks ithal ürünlerin satıldığı bir alışveriş merkezi açıldı.

Filistin yönetimine bağlı 'Safa' internet sitesinin duyurduğu haberde 'Gazze Alışveriş Merkezi'nde İsrail, Türkiye, Fransa ve A.B.D.'den gelen ithal kozmetik, giyim ve gıda ürünlerinin satıldığı belirtildi. (21 Temmuz 2010)

Büyümüş de küçülmüş

Ülke olarak büyüdüğümüzde, büyük bir ülke olur muyuz?

Ben bu sorunun yanıtını ararken, civanım delikanlı bir konuşmasında, her zamanki gibi Türkiye ekonomisinin akepe döneminde büyüdüğünü rakamlarla kanıtlamış. Verdiği bilgiler şöyle:
  1. 2002'de cep telefonu abone sayısı 23.3 milyondu, bugün %165 artarak 61.5 milyon oldu
  2. 2002'de 4 milyon olan internet abonesi 30 milyona yaklaştı
  3. Uçak kullanan yolcu sayısı 34 milyondan 86 milyona yükseldi
  4. 1963-2003 arasındaki 40 yılda toplam 6.8 milyon otomobil üretildi, 2003'den sonra üretim sayısı 7.5 milyon oldu

Mizahın gücü

Ülkemizde yaşananları hala takip edebiliyorsanız, biliyorsunuzdur.

Yok, ben yeterince sıyırdırm, takip felan etmiyorum, diyorsanız da, sağır sultanın bile duyduğunu siz de duymuşsunuzdur.

Ya da, ülke mi, o ne, yenir mi içilir mi, havalarındaysanız, magazin basını bile yazdı, söyledi.

Benim gibi, 'nolucak bu memleketin hali?' sorusunu kadere, dualara bırakmayı bir türlü beceremeyenleri derinden etkileyen olaylar yaşandı, yaşanıyor, ve ne yazık ki yaşanmaya devam edecek gibi gözüküyor. Kelimelerin kifayetsiz kaldığı, göz yaşlarının boğazınızda düğümlendiği noktada çok özel bir yetenek devreye giriyor. Öyle oluyorsunuz ki, boğazınızda düğüm düğüm olan, belki önüne set çektiğiniz göz yaşlarınız, sizden izin mizin beklemeden sel olup akmaya başlıyor. Mizahın, karikatürün gücü böyle bir şey işte.   

23 Temmuz 2010 Cuma

Hoşgeldin Defne bebek :))

Sabaha karşı 4'e geliyordu, aşkmın cep telefonu çaldığında.

Önce, duyarsınız ama rüyanızda pek bir şey ifade etmediği için, aldırmazsınız. Çalıp çalıp susarsa, siz de rüyanıza kaldığınız yerden devam dersiniz gönül rahatlıyla. Ama bizim olayımızda, çalmaya devam etti. Ben uyanıp, sesin telefondan geldiğini anlayıp aşkımı uyandırıncaya kadar, cep telefonu sustu, ev telefonu çalmaya başladı.

Bu saatte çalan telefon hiç hayra alamet değildir genelde. Fakat bu kez hayırlı bir haber aldık: aşkımın kuzini doğurmak üzere hastaneye gidiyormuş :)) Celal hemen üstünü değişip yola çıktı. Zaten o hastaneye girdikten 10-15 dakika sonra küçük hanımefendi dünyamıza teşrif buyurmuşlar :))

Hoşgeldin, sefalar getirdin, 
tüm aileyi mutlu ettin, 
sen de dirlik içinde mutlu, şanslı ve iyi bir insan olasın 
Defne bebek  



Hukuk gukuk ise, guguksuzuk nedir?




Biri diyor ki  'hukuk', öteki diyor ki 'guguk', ve bunun üzerinden iletişim kurmaya çalışıyorlar. Yukarıdaki karikatürü gibi yani, çok gülüyorum; ellerin dert görmesin Yiğit Özgür.

Hayat bazen karikatüre benzese de, ülke yönetimi karikatür değil ki... Muhalefet konuyu nereye çekerse çeksin - tabii ki o da olacak iş değil, ama ana sorumluluk iktidarda. Karikatür gibi davranmaya hakları olmamalı diye düşünüyorum. Neden: çünkü ülkeyi yönetmeye talip olmuşlar, halkın oyları sayesinde de bu görevi yerine getiriyorlar. Ha, tabi, halk o oyları karikatürize edilmek için veriyorsa, o da ayrı....

22 Temmuz 2010 Perşembe

Kartal pencesinin yürüyen bant macerası :)

Geçen Cuma günü teyzemle eniştem ablamın Sapanca'daki evine geleceklerdi. Beni arayıp, hafta sonu gelsenize, görüşelim, dediler. Bakarız, dedim, programımız varmı, yokmu bilemediğim için.

Cumartesi sabah kahvaltıdan sonra ablamı aradım. Geliyoruz ama söyleme, sürpriz olsun, dedim. Toparlanıp, evden çıkışımız saat 12'yi buldu. Yol acayip kalabalıktı, ne kadar çok kamyon ve tır vardı anlatamam. Her zamanki gibi, bir kamyonu sollayan kamyonu sollayan bir tır olduğu için üç şeritli otobanda trafik zaman zaman durma noktasına geliyordu. Yine her zamanki gibi, bu sollama triadını izafi görüntü zanneden aklı evvel sürücüler de vardı. Sol şeritten tam gaz gelirken selektör yaparak,


15 Temmuz 2010 Perşembe

Bende deli gücü var!

Birinci beyin rektifiyesindeki bazı fizik tedavi hareketlerini anlatmıştım en son.

Hastaneden çıkarken walker ile iyi kötü yürümeye başlamıştım zaten. Sonrasında Cumartesi de dahil olmak üzere haftanın altı günü evden hastaneye taşındım. Amerikan Hastanesi'nin restorasyondan önceki halini bilenler hatırlayacaklardır, otoparktan asansörle hastaneye çıktığınızda - sırtınızı asansörlere verin - çapraz karşıda kafeterya. Sağdan devam edince de ileride dar ve uzun bir koridora gelinirdi. Bu koridorun en sonunda fizik tedavi salonu vardı.

 Tedaviye, evden ilk kez gidişimde hiç unutmuyorum,


14 Temmuz 2010 Çarşamba

İletişim için ortak gerçeklik...

Günlerden Salı (yani dün). Her zamanki gibi tedavideyim. İlk seans bitmiş, bu arada ben de bitmişim! Odama döner dönmez, her zamanki gibi, televizyonu açıyorum ve TENS tedavim için ilgili terapisti arıyorum, 'uygun olduğunuzda gelebilirsiniz, ben odamdayım' diye haber veriyorum.

Saat 12.10. Civanım delikanlı mecliste grup konuşması yapıyor. Sözü ekonomiye getiriyor, malum, geçenlerde açıklanan 'rekor büyüme'den bahsediyor. Amerika ve Çin de dahil, bütün ülkelerin büyüme yüzdeleriyle bizimkini karşılaştırıyor.


10 Temmuz 2010 Cumartesi

Agora, Agora olalı...

Uzun zamandır film anlatmamıştım.

Hastayken yeni bir film seyretmektense, ilk gördüğümde de 'yazayım ben bunu' diye düşündüğüm bir filmi tercih ettim. Buradan okuyabilirsiniz.

7 Temmuz 2010 Çarşamba

Hasta, hasta, çorbası tasta...

20 - 25 gündür nasıl hastayım anlatamam. Önce minik minik öksürükler vardı. Sonra ufaktan bir boğaz batması başladı. Hemen girdim gugıla, 'boğaz batmasına ne iyi gelir' yazdım.

Bir de ne göreyim, ''onabuna'' ilk sırada geliyor :))


6 Temmuz 2010 Salı

İkinci eş olarak Kürt kadınları ve eksik kalan Avrupa kadın hareketi

30 Haziran'da 'İkinci evliliklerde ikinci eşin Kürt kadını olması için devlet teşvik versin, terör biter' şeklinde özetlenebilecek bir 'Kürt Açılımı' yapan Rize'nin Akepeli Bel. Başk. Halil Bakırcı, Akepenin hakkında başlatmış olduğu soruşturma sonucu için şöyle demiş:

''Sözlerim parti tüzüğüne aykırı olmadığı için ihraç kararının verileceğini düşünmüyorum.''
Eğer haklıysa, yani sözleri parti tüzüğüne aykırı değilse, 
'Akepenin parti tüzüğünde ikinci eş ile evlilik doğaldır, olabilir; sakıncası yoktur; Türk toplumunun örf ve adetlerine uygundur; ya da farzdır' diye yazıyor' diyebilir miyiz? 
'Aman dikkat, sadece erkekler için geçerlidir!' gibi bir not var mıdır?