Yarattığın dünyadan ibaretsin, ne bir eksik ne bir fazla.

29 Mayıs 2010 Cumartesi

Kraldan çok Kralcı olmak

H. Ziya Uşaklıgil'in Aşk-ı Memnu isimli eserinden televizyona uyarlanan aynı isimli dizi ile Yılmaz Erdoğan'ın yaptığı 'Çok Güzel Hareketler Bunlar' isimli komedi programı mahkemelik oldu. Konya Selçuk Üniversitesi Mimarlık ve Mühendislik Fakültesi Harita ve Kadastro Mühendisliği öğrencisi İsmail Sezer, her iki programın Türk örf ve adetlerini olumsuz etkilediği iddiasıyla şikayetçi oldu. İsmail Sezer ayrıca RTÜK'ün de üzerine düşen görevi yapmadığını ileri sürerek suç işlediğini ifade etti. Sezer, ''Her iki program da aile yapısı, milli kültür, insan onuru ve temel insan haklarına aykırıdır. Yine adı geçen programlarda müstehcenlik söz konusudur. Hem Aşk-ı Memnu dizisi senaristi, hem de televizyon kanalı sorumluları hakkında şikayette bulundum.'' dedi.

ÖNERİ: Kendisine Harita ve Kadastro'dan mezun olur olmaz Aliye Kavaf'a gitmesini öneriyorum. Birlikte 'müstehcenlik', 'aile yapısı', 'Türk örf ve adetleri'nin sınırlarına, nedere başlayıp, nerede bittiğine dair bir kadastro çalışması yapabilirler; çok da eğlenirler gibime geliyor :))

28 Mayıs 2010 Cuma

Harry Connick Jr. ve İstanbul Kongre Merkezi


Harry Connick Jr. dinlemekten keyif aldığım sanatçılardan birisi. 18 Mayıs'ta ilk kez geldiği şehrimizde yabancılık çekmesin diye konserine gittik aşkımla. Bir de ne görelim, cümle alem bizim gibi düşünmüş; insanlar akın akın....

'Your Songs' albümündeki şarkılara ağırlık verdi konserde. Annesini küçük yaşlarda kaybedince, büyükannesinin yanında New Orleans'da büyümüş anlattığı kadarıyla. Annesinin bir dönem İstanbul'da yaşadığını, o yüzden hep buraya gelmek istediğini söyledi. New Orleans cazından da tattırdı bize. Bence, konserin en güzel tarafıydı bu. Blues Brothers filmini, kim bilir kaçıncı kez tekrar seyretmeyi not ettim beynimin tümörsüz kısmına.

Sahnesi, müziği dışında da güçlü allah için, çok eğlendirdi, güldürdü bizi. Tipik ben, yine takılacak bir şey buldum. Dediğine göre, bütün gün Türkçe olarak teşekkür etmeyi denemiş, çalışmış, fakat başaramamış ne yazık ki. Çok zormuş, o yüzden bize Türkçe teşekkür edemeyecekmiş. Buna takıldım işte. Eh be kardeşim, demek istedim Harry'nin o güzel yüzüne,


22 Mayıs 2010 Cumartesi

Hangi kanal CHP kurultayını tercih etti?


Hangi kanal kimi tercih etti? Kılıçdaroğlu mu, Erdoğan mı?

Kemal Kılıçdaroğlu CHP kongresinde konuştu, Başbakan Erdoğan TOBB kongersinde! Peki hangi haber kanalı kimin konuşmasını yayınladı?

Başkent Ankara'da haber kanalları için iki önemli adres vardı... CHP kurultayı ve TOBB kongresi!

CHP'yi dört büyük haber kanalı NTV, CNN Türk, Habertürk ve SKY Türk başından itibaren canlı yayınla ekrana getirdi...

Diğer Kanallar Ne Yaptı? 

TRT 1, CHP kurultayını görmezden gelip, dizi, magazin, söyleşi programı yayınladı. TRT Haber de kurultayı canlı olarak yayınlamadı. Haber bülteninde bağlantı yapmayı tercih etti. 

TGRT Haber, Kanal 24 ve TV Net ise Başbakan Erdoğan'ın TOBB Kongresi'ndeki konuşmasını canlı yayınladılar. Başbakan'ın konuşması bittikten sonra zaman zaman kısa kısa canlı bağlantılar yaptılar... 

http://www.medyasosu.com

CHP'nin 33.cü kurultayına dair...

''Hiç kimse yatağa aç girmeyecek.''

Cumhuriyet Halk Partisi'nin 33.cü kurultayını televizyonlardan izlediğim kadarıyla anlatmaya ve  Genel Başkan adayı Kemal Kılıçdaroğlu'nun konuşmasını aktarmaya çalışacağım.

Öncelikle vurgulamak istediğim bir nokta var. Dün akşam yemeğinde biz de aynısını konuşmuştuk; Doğu Ergil'in söylediği ve haklı olduğu bir şey, her şeyi bir anda başaramazsınız. Açıklamak gerekirse, Kemal Kılıçdaroğlu'nun kurultaydan önceki açıklamalarını dinlemişsinizdir, okumuşsunuzdur: değişmesi, düzeltilmesi, yapılması gereken o kadar çok şeyler var ki, saymakla bitmez; mesela işsizliğe çözüm, istihdam politikaları, dokunulmazlıkların sınırlandırılması, seçim barajının indirilmesi, emeklilerin ülke gelişiminden pay alması, öğretmen atamaları, AB süreçleri ve benzerleri. Tüm bunların hepsini bir anda çözmek mümkün değil. Bu sorunların önceliklendirilmesi gerektiğini kabul etmemiz lazım.

Doğu Ergil'e göre, bu kurultayda yaşanan, hissedilen bu olumlu, coşkulu hava, bu kalabalık, akepeye tepkinin bir tezahürüdür. Hatta bir de örnek verdi:


21 Mayıs 2010 Cuma

Cemil Çiçek'e protestonun sonucu

Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, Antalya'daki temaslarının ardından dün valiliği ziyaret ettikten sonra vilayet binasının yanında bulunan ve engelli çocukların işlettiği çay bahçesinde çay içti. Bir süre valilik bahçesinde gezen Çiçek'i yolda bulunan Türkiye Gençlik Birliği (TGB) üyesi biri kız, üç genç, 'Sayın Çiçek, Atatürk Gençliği sizden hesap soracak' diye protesto etti. Bunun üzerine çevik kuvvet ekipleri ve valilik korumaları gençlere müdahale edip ağızlarını kapattı. Gözaltına alınan üç genç polis otobüsüne bindirildi. (dha) (14 Mayıs 2010, Radikal Gazetesi)

20 Mayıs 2010 Perşembe

Bilinmeyen numaralar servisine hoşgeldiniz...

Az önce ev telefonumuz çaldı. Aşkım açtı. Konuşmalardan belli ki yanlış numara. ''Ben nerden bileyim?'' diyerek telefonu kapatınca meraklandım. Nedir, diye sordum. Aşkım gülme krizinden çıkınca, ben girdim krize :)

Konuşma şöyle olmuş:

- (Arayan adam) Biz bilet ayırtacaktık
- (Aşkım) Nereyi aradınız?
- Otogarı
- Yanlış aradınız
- Otogarın telefonu ne peki? 
- Ben nerden bileyim!

Tabi adam da haklı; şimdi -bedava olması gereken- bilinmeyen numaralar için 118 bilmem kaç bilmem kaçı arayıp sorup para ödeyeceğine, dur bi şansımı deneyeyim, ya tutarsa, dedi :)))

19 Mayıs 2010

''(..)Sene 1919, 16 Mayıs güneşli bir ilkbahar günü merhum babamın alelacele eve gelerek anneme, 'Hanım, çamaşırlarımı hazırla, biz Samsun'a Mustafa Kemal Paşa'yı götüreceğiz, dönüşte de yolcu ve yük alarak İstanbul'a döneceğiz.' dediği an ki heyecanımı unutamam.
Merhum anneciğim babamın çantasını hazırladı ve 'Hacı Bey, müsade et de oğlumla beraber seni yolcu etmeye gelelim.' dedi. 
Zaten çocukluğumun çoğu günü Bandırma Gemisi'nde geçtiği için her tarafını cin gibi bilir ve bu gemiyi çok severdim. (..) Beynimde fırtınalar yaratan, hayalimde canlandırdığım bu büyük komutanı görmeden gidemezdim. Babama 'Ne olur beni Mustafa Kemal'e götür.' diye yalvardım. Babam önce bir düşündü, sonra 'Gel bakalım oğlum, bir çaresini buluruz belki' deyince sevinçten kalbim uçuyordu. Kız Kulesi açıklarında demirleyen Bandırma Vapuru'na, babamla beraber bir sandalla çıktık. (..) 

13 Mayıs 2010 Perşembe

Kadınlara öğütler...

82 Yaşında Betül Mardin'den kadınlara öğütler'i Merve'ciğim göndermiş. 
Teşekkürler kuzucum :))

1. Her sabah spor yapacaksın. Günaşırı filan değil evladım.

HER SABAH.


  

2. Hep çalışacaksın. Üreteceksin. 
Beynin meşgul olacak, hep koşturman gereken işler olacak.








6 Mayıs 2010 Perşembe

5 Mayıs 2010 Çarşamba

Tecavüz ve hac parası

Gerçi birkaç yıl önceydi, bir propaganda gezisindeyken, koloninin muhalif vatandaşlarından bir kadın ''Yeter artık, bir huzur ver.'' diye uyarmıştı civanım delikanlıyı, ama destekçileri ''Sen her dem taze doğ, senden kim usanası'' narasını atarken, bunu hatırlayamamışlardı. Ama, bunun çok da önemi yoktu, çünkü eskinin Kunta Kinte'si civanım delikanlıyı, bıyıklı partilisi peygamber bile ilan etmekle kalmamış,  aleni bir şekilde 'Biz ona aşığız' demişti.  Civanım delikanlıya tapulu iktidar partisinin numunelik bıyıksız bakanlarından birisi, onca zaman sonra, ''Eşcinsellik bir hastalıktır, tedavi edilmesi gerekir.'' diyerek konuya kendince son noktayı koyduğunda, böyle bir çıkışı pek çok kişi anlamsız bulmuştu.

Tüm bunlardan bunlardan birkaç ay sonra, eskiden Kunta Kinte olan civanım delikanlı, Dolmabahçe Sarayı'nın boğaza bakan bahçesinde mangaldaki kömürlerin kor halini almasını beklerken,


3 Mayıs 2010 Pazartesi

Yengeme veda...

Pazar günü büyük dayımın (annemin dayısı) eşinin cenazesi vardı. Öğle namazından sonra defnedildi. Sabah 10 civarıydı dayımın evine gittik hep birlikte:  annem, teyzem (Ankara'dan geldi), ablam, kardeşim, aşkım ve ben. Celal'imi çok severdi rahmetli; bazı komik olaylar hatırlandı, önce gülündü, sonra ağlandı. Gülmekle ağlamak aynı anda, bu kadar mı yakışır birbirine?

Dayımın büyük oğlu muhtemelen 18-19 yaşından beri Amerika'da yaşıyor. Cenaze işlerini halletmek için o ve küçük kardeşi Kadir abi koşturmuşlar. Bunları konuşurken, hayret ettiğini, hiç değilse bu konuda Amerika'daki düzenin tıkır tıkır işlemesini yakalamış olduğu için ülkesiyle gurur duyduğunu anlattı. Öyleymiş ki, görevliler belgeleri teslim aldıktan sonra,

''Sizin başka hiçbir şey yapmanıza, takip etmenize gerek yok. Yas tutmaktan