Yarattığın dünyadan ibaretsin, ne bir eksik ne bir fazla.

31 Ağustos 2010 Salı

Referandum'a benim gözlerimden bakın

Civanım delikanlının söyleyişiyle 'samimiyyetsizlikleri' buradan başlıyor: '12 Eylül Darbe Anayasasına Hayır'.

Baylar, bayanlar, merdivenden kayanlar ve kaymayanlar, özellikle yaşı tutanlar, hatırlayın, hatırlamıyorsanız da gazetelerden okuyun: 12 Eylül 1980'de yapılan darbe sonucu hazırlanan anayasa bugüne kadar 16 kez değiştirildi. 175 maddesinin 83'ü zaten değiştirildi. Hatta, dokuz anayasal değişiklik 2003-2005 döneminde AB uyum reformları çerçevesinde şimdiki iktidar tarafından yapıldı. İnsan, el insaf demez mi?

Birkaç zamandır, gazetelerin arka sayfalarında tam sayfa boyutlarında 'Evet' kampanyası için ilanlar verildiğinin farkındasınızdır herhalde. Önceleri bunları okumadan geçiyordum, sonra 'hadi bi bakayım, aklı-eğitimi-vicdanı-cüzdanı boş koca kitleleri neyle kandırıyorlarmış' diyerek göz attım.

İlk izlenimim çok anlaşılır bir dille yazılmış olmaları. Öyle ki 'A-B-C'si olan hemen herkes ne dendiğini anlayabilir, ve de 'kalıbımı basarım' tarzında onaylar.

Şimdi de ben, maddeleri herkesin anlayacağı bir dille anlatayım.


Naneli limonata tarifi

Yazın başından beri yazacağım, bir türlü fırsat olmadı. Halbuki yazmış olsaydım, geçirdiğimiz SICAK günlerde bana duacı olabilirdiniz. Neyse ki, sıcaklar bizi henüz terk etmedi ve 'pastırma yazı' denen dönem yakınlarda; bu da demek oluyor ki, duacı olmak için bir şansınız daha var :)))

İşte size Cafe Fernando'dan aldığım naneli limonata tarifi:

Önce naneli limon şurubunu hazırlayalım:

30 Ağustos 2010 Pazartesi

Milli Eğitim Bakanlığı'nın 30 Ağustos yazısı...

Bu da Milli Eğitim Bakanlığı sitesinden aldığım 30 Ağustos yazısı:



30 AĞUSTOS ZAFER BAYRAMI

GÜNÜN ANLAMI VE ÖNEMİ
   Birinci Dünya Savaşı sonunda imzalanan Mondros Mütarekesi ve Sevr Antlaşmasıyla yurdumuz tamamen elimizden alınıyor, vatanımızda hür olarak yaşama hakkımıza son veriliyordu. Yüzyıllardır üzerinde bağımsız olarak yaşadığımız bu topraklar düşmanlara veriliyor, bizim de bunu kabul etmemiz isteniyordu.

30 Ağustos Başkomutanlık Meydan Muharebesi nasıl kazanıldı?

...Taaruz hazırlıkları bu iç ve dış zorluklara rağmen tamamlanıyordu. Taaruzun sıklet merkezi hakkında düşmanı, yapacağı hava keşiflerinde yanıltmak için gündüzleri de bazı birlikler geçici olarak kuzeye doğru yürütülmüş, geceleri tekrar taaruz mevzileri civarında toplanma bölgelerine kaydırılmıştır. Aslında, baskını gerektiren bu gibi harekat Meclis ve hükümet tarafından onaylanmış olmakla birlikte uygulama tarih ve saati askerlere bırakılır ve çok gizli tutulur.

...24 Ağustos 1922'de karargahlar Akşehir'den saldırı cephesi gerisindeki Şuhut kasabasına getirildi. 25 Ağustos 1922 sabahı da Şuhut'tan şavaşları yönettikleri Kocatepe'nin güneybatısındaki çadırlı ordugaha gittiler. 25 Ağustos gecesi cephenin ön hatlarındaki birlikler taaruz mevilerine intikal etmişti.

...26 Ağustos günü (sabah) saat dört sularında... Yaver Muzaffer (Kılıç) uyanmış, elbiselerini giyerken çadırın dışına çıkan Mustafa Kemal'i görüyor. Gazi, ellerini gökyüzüne kaldırmış, vecd içinde dua ediyordu: ''Büyük Allah'ım! Sen Türk milletini ve ordusunu muzaffer eyle.''  

Taaruz 26 Ağustos sabahı saat 05.30'da topçu ateşiyle başladı...






26 Ağustos 2010 Perşembe

İrlanda'da aşk ne romantik :)

Aşka Yolculuk adı altında gösterilen 'Leap Year' filmini, hayatın gerçeklerinden biraz olsun kaçmak için seyrettim.

Çok güldüm; eğlenceli birkaç saat geçirdim. Üstelik en sevdiğim şarkılardan birini, filmin, bence, en romantik anında dinledim, o da bonus oldu :) Bağlantıda, şarkının karaoke yapabileceğiniz videosunu da bulabilirsiniz.

http://www.guvenilir.org/2010/08/leap-year-aska-yolculuk-amy-adams.html

23 Ağustos 2010 Pazartesi

Vefat

22 Ağustos 2010 Pazar günü, sabaha karşı 01.15'de, beni çocukken 'ceylan gözlü' diyerek, ameliyatlarımdan sonra 'kahramanım benim' diyerek seven; benim de hayatımın geçmiş 30 yılı boyunca ''Böyle bir babam olsa...'' diyerek sevdiğim Mustafa amcamın ruhu bedenini (ve beni) terk etti...  

17 Ağustos 2010 Salı

Yıllık İzin

14 Ağustos 2010 cumartesi sabah 07:30 itibari ile yıllık iznimin bir bölümünü kullanmak üzere blog dışında olacağım.

23 Ağustos 2010 pazartesi saat 07:30 itibari ile blogda görüşmek üzere :)

13 Ağustos 2010 Cuma

Maya takvimi yanlış hesaplanınca...

Tedavideyken, sevgili terapistim 'Maya takvimi yanlış hesaplanmş. Dünyanın sonu 2012 değil, BUGÜNmüş, dedi.

Saat 11.45'den itibaren 18.45'e kadar her an dünyann sonu gelebilirmiş!

Diğer hastalar ve terapistlerin katkılarıyla epey geyik döndü ortamda. Ne yapmalı acaba sorusunun yanıtlarını ararken


Sosyal devlet olma ilkesi

Yollar, özel sektörden...

Arsalar, derslikler, okullar, üniversiteler, hayırsever vatandaşlardan...

Çoğunluğu kızlar olmak üzere, çocukları okutmak derneklerden, özel şirketlerden...

Memurun geçimini sağlamaya yetmeyen maaşına katkı 'promosyon', bankalardan...

Eee?

'Eee'si şu: civanım delikanlı da dahil, hemen hepsi icraatlarını, mesela tam da seçim zamanı yapılan yardımları, 'sosyal devlet olma' ilkesine bağlamıyorlar mı?

Hatta Aliye Kavaf'a göre, neredeyse değil, gerçekten de 87 yıllık cumhuriyet geçmişimizde hiç bir zaman 'sosyal devlet'imiz olmamış! Nereden mi çıkarıyorum? Valla, Aliye Kavaf'ın sözleri aynen şöyle, bakalım siz nasıl bir anlam çıkaracaksınız?
''..İlk defa iktidarımızda sosyal devlet olma gereği hatırlandı ve bu gerek yerine getirildi.'' 
Demek ki...

bundan önceki iktidarlar...

yol yapmayı,
arazi temin etmeyi,
okul binası inşa etmeyi,
çocukların eğitimini sağlamayı,
insanca yaşamaya yetecek maaş vermeyi


özelleştirmedikleri için...

sosyal devlet olma gereği yerine getirilmemiş!

9 Ağustos 2010 Pazartesi

Moral hediyesi

İkinci beyin ameliyatımdan sonra -eski- iş arkadaşlarım bana bir moral hediyesi yapmışlar. GATA'daki tedaviden eve döndüğüm zaman, hem hoşgeldin hem de doğum günü kutlaması için geldiklerinde getirmişlerdi.

Kolunun altında yavrusu olan devasa bir imparator penguen :))
Üstüne şirketin logosunun basılı olduğu beyaz bir tişört giydirmişler.
Ve, o gün ofiste kimler varsa bir şeyler yazıp, imzalamışlar. Bazılarının yazdıklarının hikayesi var. Onlar da sonraya kalsın.

Alfabetik sırayla kimlerin ne yazdığı burada:

Ayşegül: Öz hakiki koç kadını! Beni yanlız bırakma, bir an önce dön de yine birlikte 'case'lere konu olalım :))

8 Ağustos 2010 Pazar

Yüksek gerilim hattı...

Kocam taze gündemden taze başlığı okumuştu birkaç saat önce:


Kız olursa 'Elif'
oğlan olursa 'Muhammet'

Kelimeleri dökülüvermiş ağzımdan...

7 Ağustos 2010 Cumartesi

Gençlerdeki ahlaki erezyon mu, camideki ahlaki erezyon mu?

Memleket içerikli yazılam için günlük gazetelerden küpürler kesiyorum, tarihliyorum ve arşivliyorum. Ara ara bu arşivleri temizliyorum, ama inanın çok zorlanıyorum bunu yaparken. Aklımda hep ''Ya bi gün lazım olursa?'' fikri oluyor. Uzatmayayım, yine öyle bir temizlik yapasım geldi dün. Bakın ne cevherler varmış da, karada kaçan havada uçan gündemlerden unutuvermişim :))

İstanbul Beyoğlu Asayiş Bürosu ekipleri, 55 yaşındaki 35 yıllık imam Ö.S.'nin görev yaptığı Hacıhüsrev Camii'nde, muska yapacağı bahanesiyle kadınları soyduktan sonra fotoğrafladığı ve şantaj yapıp cinsel ilişkiye girdiği iddiasıyla arama yaptı.

Yapılan aramada 11 seks kaseti, 240 pornografik video görüntüsünün yer aldığı CD ve caminin kuran kursunda çekilmiş


5 Ağustos 2010 Perşembe

Ramazan umresi mi, referandum mu? İşte bütün mesele bu...

Ve  hoşgeldin YASSAH HEMŞERİM YASSAH genelgesi!

''Tüm büyükşehir, il, ilçe, belde, belediye başkanlarımızın, il genel ve belediye meclis üyelerimizin 12 Eylül 2010 tarihine kadar yurtdışı, yurtiçi tüm program ve izinleri ertelenmiştir.''
Efendim, konu kısaca şöyle: 80 bin büyük bölümü 'evet'çi kişi ramazan umresi için başvuruyor. Civanım delikanlı da 'umreyi başka zaman yapsınlar' diyerek yukarıdaki genelgeyi hazırlatıyor.

Tabii, doğal olarak aklım karıştı benim. Birincisi, 'herkese daha fazla özgürlük' denilerek lanse edilen 

İran'daki zeka tavuklara hakeza...

İranlı din adamı Hüccetülislam Kazım Sediki, dekolte kıyafetler giyen kadınların depremlere neden olduğunu öne sürmüş.

Sediki, başkent Tahran'daki cuma hutbesinde, ''Pek çok kadın mütevazi kıyafetler giymiyor, pek çok genç erkeğin yoldan çıkmasına neden oluyorlar ve toplumda zinayı artırıyorlar, bu da depremlere neden oluyor'' diye konuşmuş. Sediki depremlerden korunmak için tek yolun dine sığınmak ve islamın ahlak kurallarına uygun yaşamak olduğunu kaydetmiş.

Bu arada, cumhurbaşkanı Ahmedinejad deprem tehdidine karşı 5 milyon kişinin Tahran'dan ayrılması gerektiğini söylemiş...

Hazmettire hazmettire...

Gündüz televizyon seyretmediğim için gece 11 civarındaki haber bülteninde alt yazı olarak gördüm. İmralı'daki terörist, kardeşiyle açık görüşme yapmış. Detayına günlük gazeteden bakacağım.

Referandum için halktan 'OY' istemeye gittiğinde bunu nasıl açıklayacak bu iktidar çok merak ediyorum doğrusu. Gerçi meraklanmama gerek yok aslında. Söylediği gibi oluyor: HAZMETTİRE HAZMETTİRE...

Bir kısım halk, nasıl anlatsam, mesela kör, mesela sağır, mesela zihinsel özürlü olduğu için bunu da HAZMEDER.

Hazmedemeyenlere HAYIRlı günler...

4 Ağustos 2010 Çarşamba

Ölüler dirilse... Tövbe de kız!

Pensilvanyalı hoca efendi referandum için demiş ya:
''İmkan olsa mezardakileri bile kaldırarak referandumda !?!? oyu kullandırmak lazım.''
Aklıma bir değil iki fıkra, bir de komplo teorisi geldi. Önce fikralar:

Bizim civanım delikanlı ile Bush ilk buluşmalarında birbirlerine 
hava atarlar. Bush civanım delikanlıya 
''Bizde öyle bi teknoloji var ki, ölüyü diriltiriz!' der. 

3 Ağustos 2010 Salı

Şarap içeceğine üzüm ye, bira içeceğine arpa çiğne :)

Söylediği günden beri, yazmayayım, dedim kendime.

Ama dayanamıyorum, ne yapabilirim :)

''Arkadaş, bu alkolü siz nereden elde ediyorsunuz?  
Bu meyvelerden filan elde edilmiyor mu bunlar? 
Üzümden elde etmiyor musunun, ediyorsun. 
Onları ye.''
dedi ya civanım delikanlı;

merak ediyorum, acaba benim yazılarımdan ilham almış olabilir mi?

İpucu:  'Filmler bana ne diyor?' köşesi, ''Şaraba dönüşen üzümler'' yazım  ;-))