Yarattığın dünyadan ibaretsin, ne bir eksik ne bir fazla.

29 Şubat 2012 Çarşamba

NTV'deki haberler

Malatya Kürecik'teki füze savunma sistemi radarı için Amerikalı askerlerin gelip kente yerleştiğini memleketi yönetenlerden değil, Amerikalı generalden duyuyoruz.


O general de 'Ya ayıp olacak adamların memleketine girmişiz, bari bi haber verelim' deyip kendiliğinden açıklama yapmıyor. Basından birileri soruyor da, o da ona cevap veriyor, 'Ha, ya evet, bizimkiler ordalar.' diyerek.


Diyeceksin ki, ama Amerikayla stratejik ortaklığımız var, BOP'un


Necip Fazıl Kısakürek üstada telgraf

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün, Milli Talebe Birliği lideri iken yazar ve şair Necip Fazıl Kısakürek'e yazdığı tarihi bir telgraf ortaya çıktı.


Gül, 19 yaşında iken gönderdiği telgrafta Kısakürek'ten 'İslam davasının tavizsiz müdafi üstadı' diye bahsediyor ve kendisinin de 'yüzde 100 emrinde' olduğunu belirtiyor.


Gül'ün, şimdi AKP İzmir Milletvekili olan eniştesi Mehmet Tekelioğlu ve arkadaşı Ahmet Taşcı (iş adamı) ile yazdığı telgraf, Kısakürek'in adını taşıyan internet sitesinde yayınlandı*. Gül'ün Kısakürek'e gönderdiği telgrafın tam metni şöyle:


''Necip Fazıl Kısakürek'e...
İslam davasının

28 Şubat'ın düşündürdükleri - 2

Küçücük bir hatırlatma:


Civanım delikanlı Pınarhisar Cezaevi'nde sadece 4 ay yatmış...

28 Şubat 2012 Salı

28 Şubat'ın düşündürdükleri

Mehmet Ali Birand bir 28 Şubat belgeseli hazırlamış. 28 Şubat olur da içinde civanım delikanlı olmaz mı! O da var tabii. Her fırsatta söylediği 'şiir okuduğum için hapis yattım.' dediği süreci anlatmış.


Ama ondan önce, sözü Emin Çölaşan'a bırakalım:
"... O hapis cezasını şiir okuduğu için değil, başka nedenlerle almıştı.... Yargıtay 8. Ceza Dairesi'nin Esas 1998/10296, Karar 1998/82685 sayılı kararı. İşin aslı kararın ilk cümlesinden anlaşılıyor:

27 Şubat 2012 Pazartesi

Necip Fazıl üstadın beklediği gençlik

Geçenlerde teknolojinin nimetlerinden faydalandı civanım delikanlı, yetiştirmek istediği gençlere örnek olsun diye muhtemelen. Akepe gençlik toplantısına katıldı ama fiziken değil; kendisi bambaşka bir yerdeydi. Sadece görüntüsü ve sesi oradaydı. 


Orada toplananlar civanım delikanlının ruhunu da yanlarında duyumsamak isterlerdi doğal olarak. Peki, ruhen de yanlarında olduğunu nasıl hissettirecekti? Batı henüz bu işi çözememişti. Civanım delikanlı düşündü ve... Çözümü, 'üstat' dediği Necip Fazıl'ın 

25 Şubat 2012 Cumartesi

Başkomutanın ilk tatbikatı

E herıld yaniiii


Sivil başkomutan Abdullah Gül ilk kez TSK'nın tatbikatına katılmış. Nanoteknoloji ürünü askeri kamuflaj parka giymiş.Ve demiş ki:


"Her şeye hazırlıklı olmak lazım."


Valla ben de olsam kamuflajı giyerdim ve 

21 Şubat 2012 Salı

İkinci 'ağır gribal enfeksiyon' vakası

18 Şubat Cumartesi günkü gazetede sabık futbolcu çiçeği burnunda milletvekili Hakan Şükür fotoğraflı bir haber. Twitter'dan muhalefete seslenmiş, özetle demiş ki:


'Özel bir televizyon kanalında

16 Şubat 2012 Perşembe

HAKKIMI HELAL ETMİYORUM!

MİT için çıkarılan yeni yasa tasarısına göre başbakan tarafından özel bir görevi ifa etmek için görevlendirilenlerin soruşturulabilmesi için başbakandan izin alınması gerekecek.


Başbakanın iznine tabi olan suçlardan bazıları:

* suç işlemek amacıyla örgüt kurma
* suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklama 
* devletin birliği ve bütünlüğünü bozmak
* düşmanla işbirliği yapmak

15 Şubat 2012 Çarşamba

MİT olayını ben nasıl görüyorum?

Kendi halinde bir vatandaş olarak, memleketin şu son günlerdeki halini nasıl algıladığımı anlatayım.


Olayları kısaca hatırlatayım:


* MİT'çilerin polis tarafından ifadeye çağrıldıkları duyumunu alan haberciler İstanbul Başsavcısına sordular. 'Benden habersiz böyle bir şey yapamazlar, benim de haberim yok.' mealinde bir şeyler söyledi. Hemen o zaman yazacaktım, İlhan Cihaner örneğini vererek diyecektim ki "Haber vermelerini boşuna bekleme abi, ileri demokrasi var memlekette." Araya ev işleri girdi, yazamadım.


* Sonradan öğrendik ki, gerçekten MİT'çiler ifadeye çağrılmışlar.


Bağımsız yargıya nanik

3 Şubat 2012 Cuma

Bugünlerde nelere kıllanıyorum?

Sadullah Ergin'in yayımladığı genelgeye göre, hakkında yakalama kararı olan kişiler mahkemeye götürülmeden tutuklanabileceklermiş. Hımmm, bu bana çok tanıdık geldi!


Nasıl gelmesin, "Melancholia gerçek olsaydı, Türkiye'de neler söylenirdi, neler olurdu?" yazımda aynen şöyle demiştim: