Yarattığın dünyadan ibaretsin, ne bir eksik ne bir fazla.

1 Haziran 2009 Pazartesi

Gazeteci ne demek istemiştir? Yanıtlar

Gazetecinin kriptolarını çözüyoruz.

'Harekete geçireceğiniz kitleyi baştan bir daha inşa edin, önce. Organize bir kitle, kollektif bilinç ister. Ortak bir hafıza, ortak duygular.'


Burada ortak hafıza ve duygular 'müslümanlık', 'muhafazakarlık' ve 'din'. Baştan inşa edilmesinden kasıt ise genel olarak, dinin, müslümanlığa uygun yaşamanın, Allah'ın adını her yerde ve her zaman gündemde tutulması. Örnek: Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan, ekonomik krizle ilgili olarak: 'Hiçbir yerde kriz indiği yerde kalmamıştır. Buradan da çıkacağız Allah'ın izniyle'. Bülent Arınç: 'Şimdi Ergenekon diye bir şey var. Bizi bunlardan Allah korudu ve Rabbim bunların hakkından geldi'. Ta ne zamandı, bir kızcağız televizyonda bir tartışma programında 'Atatürk'ü hiç sevmiyorum; Humeyni'yi seviyorum' demişti.

'İki şeye behemahal ihtiyacınız var. Birincisi 'seçilmiş travma'lar bulmalısınız.'

AKP'nin kurucu üyelerinden, genel başkan yardımcılığı ve üç dönem milletvekilliği yapan, 2000 yılında Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde adı aday listelerinde geçen Dengir Mir Mehmet Fırat'ın The New York Times'a verdiği röportajından: 'Atatürk devrimleri toplumda travma yarattı, dini yaşama biçimleri bir gecede ortadan kaldırıldı.' 'Seçilmiş travma'dan kasıt Atatürk devrimleri. Bu devrimlerin nedeni, zamanı, nasıl yapıldıkları vb arka plandaki travmaları işaret ediyor, yani asıl 'seçilmiş travma' cumhuriyetimiz.

'İkincisi de 'seçilmiş zafer'leriniz olmalı. Her ikisi de 'seçilmiş kitle'nizi duygu birliğine ulaştırır. Biri, mağduriyet, mazlumiyet, mağlubiyet hissini besler, büyütür.'

'Mazlumiyet, mağlubiyet' hissini besleyen olaylar arasında, RTE'nin 'Camiler kışla, minareler süngü, kubbeler miğfer, müminler asker, bu ilahi ordu dinimi bekler, Allahu ekber, Allahu ekber' şiirini okuduktan sonra İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı iken 4 aylık hapis cezası alması dolayısyla siyaset yasaklısı olması da vardır. Yakın geçmişte, yani halihazırda Başbakan iken 'Biz(yani dindar kesim' Türkiye'nin zencileriyiz(yani ah bu laikler yok mu, canımıza okuyorlar).' derken yine mazlumiyeti, mağlubiyeti devam ettiriyordu.

'Seçilmiş zaferleriniz kahramanlık mitiniz olur; cesaret ve özgüven duygusu aşılar.'

'Seçilmiş zafer'den kasıt, AKP'nin, DSP-MHP-ANAP koalisyonu hükümeti krizinden sonra yapılan genel seçimler sonucunda 18 Kasım 2002'de tek başına iktidara gelmesi ile 58.ci hükümeti kurarak AG'ün başbakan olması; RTE'nin 2003'de Siirt milletvekili yenileme seçiminde parlamentoya girmesiyle AKP'nin 59.cu hükümeti kurulması; AG'ün cumhurbaşkanı seçilmesi. Bu zaferlerin kazandırdığı cesaret ve özgüveni ise tatil beldelerinde turistlerin bile bikiniyle dolaşmasına yasak getirilmesine, belediye tesislerinde içki servisinin kaldırılmasına, Bursa'daki ekmek büfelerinde kuyruğa haremlik selamlık girilmesi uygulamalarına, parkta bira içtikleri için gençlerin katledilmesine, insanların ramazanda oruç tutmadıkları için dövülmelerine, ilahiyat fakülteleri kontenjanlarının talep gelmediği halde %115 artırılmasına varıncaya kadar bir çok örnekte görüyoruz.

'Biri, ortak acılardan kollektif bir hafıza çıkarır. Diğeri, bir coşku dalgası gibi kuşatır, neferlerinizi. Duygu birliği güçlü bir bağdır. İkisi birden tükenmez bir motivasyon kaynağı olur size. Safları sıkıştırmanıza yardım eder.'

'Motivasyon kaynağı' denilen şeylere örnek, AKP'ye açılan kapatma davasıdır. Bu dava ile 'laikler düşmanımız' ortak hafızası sağlanır, bu ortak hafıza safları daha da sıklaştırır.

'Kin, nefret verir; öfke, isyan duyguları uyandırır. Zehir gibi keskin olursunuz. Karşınızdakileri sindirir hem....Öyle korku salarsınız ki valla, mum gibi yaparsınız herkezi.'

'Laikler düşmanımız' ortak hafızası yeteri kadar anlatıyor burada demek isteneni. Biraz da farklı örnek ver derseniz, buyurun:

İstanbul E-5 yolunda şerit değiştirmeyen minibüs şoförü A.Ö. korumalarca dövüldü(29.8.05); RTE'nin yeğeni ve 3 arkadaşı protesto edenleri dövdü(11.9.06); Tuzla'da bir tersanenin açılışında konuşan RTE'yi protesto eden işçiler gözaltına alındı(3.5.08), Antalya'da RTE'yi protesto eden 65 yaşındaki emekli E.S. koruma aracında dövüldü(11.5.08); şehit cenazesinde RTE'yi protesto eden U.K. tutuklandı(30.4.09); Bursa'da 'Ampul Tayyip' sloganı atan liseliler davasında 4 kişi 11'er ay hapis cezası aldı; Çarkıfelek'te AKP'yi eleştiren M.A.E.'i RTE ahlaksızlıkla suçladı; Türk yargıçlardan sonra AİHM'nin de taraflı hareket ettiğini söyleyen RTE: 'Türban konusunda ulemanın kara vermesi gerekir'dedi; RTE'den eylemcilere 'ya sev, ya terk et, tek millet, tek devlet, tek bayrağa itirazı olan buyursun istediği yere gitsin'; MEB'in Ermeni soykırım iddialarına karşı okullarda izlettirdiği 'Sarı Gelin' belgeseli; Melih Gökçek, Uğur Dündar ve Mehmet Ali Birand için:'Eğer Türkiye onlara dar gelmezse bana yazıklar olsun!'dedi; 1 Mayıs 2008'de polisin göstericilere müdahalesine sinirlenip, İstanbul Emn.MD.'ğünün dilek kutusuna Celalettin Cerrah için 'Posbıyığını kesip insan kılığına bürün' mesajı gönderen T.B. 2,5 yıl hapis istemiyle yargılanıyor; Hüseyin Çelik'i protesto eden öğrenciler yurttan atıldı ve öğrenim bursları kesildi; Mersin'de Kürşat Tüzmen'e 'açım' diye bağıran H.A.'ya polis 67 TL ceza kesti; AKP'nin belediye başkan adayları tanıtım toplantısı için hazırlanan kitapçığın 'Baykal Başbakan olursa' başlıklı bölümünden: 'Minarelerde Türkçe ezan okutulur, camilerdeki halılar kaldırılıp yerine sıralar konulur, TV'lerde siyah-beyaz dönemi geri gelir, evinde HD TV olanlar hapse atılır, Erdoğan'ın başbakan olmasını sağlayan Siirt Misak-ı Milli sınırları dışına çıkartılır, Recep, Tayyip, Abdullah, Emine ve Hayrünüsa gibi isimler Arapça oldukları için yasaklanır, 'Ak' kelimesi Türkçe'den çıkartılır.'

Zannettiniz değil mi? Hayır efendim!

'Karşınızdakileri sindirir hem...Öyle korku salarsınız ki valla, mum gibi yaparsınız herkezi.' Şimdi sıra aradaki üç noktayı gazetecinin ifadeleriyle doldurma zamanı:

'Çakı gibi yapar; biler, saflarınızı. Zehir gibi keskin olursunuz. Karşınızdakileri de sindirir, hem. Mahalle havasına sokarsınız, bütün memleketi. Bir de Anıtkabir'de gösteri düzenlediniz mi? Evelallah, kimse sesini çıkaramaz artık. CHP Grup Başkanvekili, Başkent Üniversitesi eşrafı ve, ve Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Eminağaoğlu! Bir mahkemenin tutuklama kararına cümleten tepki koyarsınız. O savcının işi neydi orada diye, soramaz bile, Allah'ın kulu. Bu hale getirirsiniz, işte. Öyle korku salarsınız ki valla, mum gibi yaparsınız, herkezi.'

Gerçi bu satırların yazarı Akif Beki benim gibi her satırı için açıklama, örnek olay sunmamış. Sadece seçilmiş travmalara girmiş, (rahmetli) Türkan Saylan'ın evinin aranmasını, ÇYDD yöneticilerinin nezarette okuduğunu öne sürdüğü şarkıları seçilmiş travma ilan etmiş ve aklınca dalga geçmiş, 'Dayanamam ki; beni de takarsınız peşinize.'diyerek.

Amaaan ne uğraşıyorsun bu kadar, diyeceksiniz. Baksana adam Çarşamba akşamı oynanan Manchester United - Barcelona finali için Roma'ya gidiyor ve maçı izlemek yerine 'Melekler ve Şeytanlar' filminin peşinde kurgudan ibaret olan din-bilim kapışmasını izlemenin daha cazip geldiğini söylüyor; din-bilim kapışmasını hangi Roma'nın hangi sokağında nasıl izlediyse artık, diye de ekleyeceksiniz. Ben de, haklısınız aslında diyeceğim, ama zaten herşeye ve herkeze boşvere boşvere bu hale gelmedik mi, diye soracağım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder