Yarattığın dünyadan ibaretsin, ne bir eksik ne bir fazla.

19 Haziran 2009 Cuma

Potansiyel engellisiniz, unutmayın!

Geçen hafta Cumartesi günü Cevahir AVM'ye gittik aşkımla.

Sabahları 7 gibi kalkarız tatilde bile; biyolojik saatimizin ayarı böyle, bundan şikayetçi değiliz. Hatta AVM'ye giderken büyük avantaj sağlıyor. Cevahir'e geldiğimizde saat 11'e yirmi vardı. Alışkın olduğumuz yere park ettik: engellilere ayrılmış iki arabalık yerin yanındaki park yerine. Çünkü AVM'ye çıkan asansörler bu park yerlerinin hemen önünde. Yürüyen merdivenleri ve bantları hala kullanamadığım için asansörü tercih ediyoruz.

Her zamanki gibi park ettikten sonra aşkım tekerlekli sandalyeyi bagajdan çıkardı, gerekli parçaları yerine taktı ve oturdum. Kısa mesafeleri sürüklenmeyle karışık yürüyorum ama Cevahir gibi büyük AVM'lerde veya zaman kısıtımız olduğunda tekerlekli sandalyeyi tercih ediyorum açıkçası. Asansöre gittik, çağırma düğmesine bastık. Uğrayacağımız mağazaları sıraya koyarken beklemeye başladık. Bir süre sonra asansörlerde herhangi bir hareket olmadığını fark ettik ve neden olabileceği hakkında bakınırken küçük bir kağıt parçasına yazılı bir not gözümüze ilişti: 'Bu asansör 12-22 saatleri arasında hizmet vermektedir.' diye.

Cevahir, engelli vatandaşlara hem özel park alanı ayırıyor, hem de saat 12'den sonra gelin diyor. Yok eğer daha erken gelecek olursanız bir zahmet buraya park etmeyin, diyor. Yok eğer buraya park ettiyseniz bir zahmet öteki 'hizmet veren' asansörlerin yerini bulun, diyor. Otopark ücretini tahsil eden kişi diğer asansörlerin nerede olduğunu bilmiyor. Bir görevliye rastlayamıyorsunuz. İlla telefonla 'yönetim'e ulaşmanız gerekiyor. Cevahir AVM'ye gitme kararınız burnunuzdan fitil fitil geliyor. Hizmet veren asansörü bulunca ilk işimiz 'yönetim'e gidip şikayet formu doldurmak oldu; yetkili 'insanlara' iletileceği sözünü alarak.

Hazır laf 'insanlar'dan açılmışken, bazı konulara dikkatinizi çekmek istiyorum. Ey 'insanlar', ey Adem ile Havva'nın çocukları eliniz ayağınız sağlamken, ellibin tane yürüyen - yürümeyen merdiven varken, nedir bu asansör sevdanız? Asansörün önünde engelli 'insanlar' beklerken, hala nasıl gözlerinin içine baka baka asansörü işgal etmeye devam edebiliyorsunuz? Asansörün önünde engelli 'insanlar' beklerken, hala nasıl gözlerinin içine baka baka onlardan önce asansöre binebiliyorsunuz? Nedir bu 'her zaman, herşeyden önce 'BEN' havaları? Ne olursa olsun önce BEN! Sadece 'ölmek' söz konusu olduğu zaman 'Allah aşkına önce siz buyrun!' dermişsiniz gibi geliyor bana.

Tanıyanlar bilir, bu söylemlerimin şimdiki durumumla hiç ilgisi yok. 1. rektifiyemden önce de, onun etkilerinden kurtulduktan sonra da aynı şeyleri savunuyordum; 2. rektifiyenin etkileri geçtikten sonra da savunacağım gibi. Çünkü bu bakış açısının durumsallıkla alakalı olmadığını biliyorum. Yetiştirme tarzı ve/ve ya aile görgüsü ve/veya eğitim, biraz sağduyu ve/veya biraz empati ile desteklendiğinde herkezde aynı sonucu verir.

Çocuklarınızın önünde o asansörde durmaya devam edip yer vermezseniz, çocuklarınız da yarın aynı asansörde değil engellilere kimseye yer vermeyecek ya da merdivenleri kullanmayacak, çünkü ana-babasından 'doğru' diye bunu görmüş olacak. Kemikleşmiş davranışların değişmesi için önce kişinin kendi farkındalığı gerekiyor, bu da öyle şıp diye olmuyor sayın ana-babalar. İlk rol model aldıkları kişiler kim sanıyorsunuz?

Konunun sadece AVM'lerdeki asansörde sağlam 'insanların' 'engellilere' öncelik tanımaması olmadığını söylemeye gerek bile duymuyorum. Genç bir 'insanın' otobüse yetişmek için hızla koşarken başka bir gence çarpıp -en basitinden - özür dilememesinden, hamile bir kadına tuvalet sırası teklif edilmemesine varıncaya kadar 'hayata dair' herşey!

Hiç birinizin engelli insanlara imrendiğine inanmam, ama biz engelliler sizin gibi 'sağlam insanlara' imreniyoruz! Hayatın kime, ne zaman, ne getireceği belli olmuyor; unutmamak lazımdır ki herkez potansiyel bir engellidir. Bir bakmışsınız asansörün önünde tekerlekli sandalyede oturan sizsiniz.

2 yorum:

  1. Yazinizi okurken gülsem mi aglasam mi derler ya iste ayni öyle bir durum. Yerden göge kadar haklisiniz. Maalesef ayilara CARTIER giydirilmis bu zamanda, onlarda farkinda degiller bazi seylerin...
    Günümüzde sadece asansör degil, bir engelli kisinin bir kaldirimdan diger bir kaldirima gecmesi ise olaydir. Affiniza SIGINARAK ve sizden özür dileyerek, ben engelli olanlarin bir de günümüzde " Beyinsel engellilerin " oldugu inancindayim...

    Yazdiginiz bazi cümleler varki atasözü gibi kalacak nitelikte inanin ama kalmasindan ziyade akillarda kalmasi ve bunlara saygili ve uygulamali olarak bir tepki gösterilmesi dilegimdir. Yani bir sonuc bir gelisme görebilmek mühim olan.

    Ilerliyen bir zaman icinde gerileyen bir toplum var. Egitim, görgü, saygi, tolerans, hosgörü, aileden alinan terbiye, gelenek ve görönekler saniyorum ki artik hepsi gecmis zaman nostaljileri...

    Cok ama cok hosuma gitti yaziniz inanin, bir tokat gibi ama uyandirmak icin gerekli bazen diyorum.

    YanıtlaSil
  2. Caddede karşıdan karşıya geçme, arabadan inme-binme, kaldırımda yürüme, mağazada dolaşma ve benzeri aktivitelerde yaşadıklarımı da anlatacağım. Bazılarına şimdi gülüp geçebiliyorum, espri üstüne espri üretebiliyorum, bazılarınaysa...

    'Tokat gibi' tanımlamanızı çok sevdim, teşekkürler.

    YanıtlaSil