Yarattığın dünyadan ibaretsin, ne bir eksik ne bir fazla.

25 Haziran 2009 Perşembe

Yine yeşillendi Bakan'ın hedefleri :)

5 Haziran'da Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu'nu televizyonda izledim. Dünya Çevre Günü dolayısıyla konuşuyordu. Altta sıralayacağım vaatlerinin bir kısmını kulaklarımla duydum. Diğerlerini de gazateci arkadaşlar yakalamışlar. Şimdinin Türkiye'sinde kullanımı çok moda olan 'wishful thinking' olarak kalmaması ve gerçekleşmesi dileklerimle vaatleri sıralıyorum:

* Türkiye'nin çevre konusunda AB'yle mevzuat uyumu 2012'ye kadar tamamlanacak

* Üç adet katı atık düzenli depolama tesislerinde metan gazından elektrik de elde ediliyor. Halen var olan tesislerle 31 milyon kişiye hizmet veriliyor. 2012'de 57 milyon kişiye yükseltilmesi planlanıyor

* 110 belediye sınırları içerisinde toplanan, geri kazanılan ve kayıt altına alınan ambalaj atıkları için elektronik bilgi ve takip sistemine geçilecek. Bertaraf tesisler ve Bakanlık arasında elektronik bilgi ağı kurulacak

* Büyük Menderes ve Yeşilırmak havza yönetim planları bu yıl tamamlanacak

* 2010'da toplam belediye nüfusunun %73'ünün atık suları arıtılacak

* 81 ilde 116 istasyonla izlenen hava kalitesi 2014'de 209 istasyonla izlenecek

* Kyoto protokolüne katıldığımız için gönüllü karbon piyasalarının işleyişi kolaylaştırılacak ve kayıt sisteminin oluşturulmasına yönelik çalışmalar hızlandırılacak

* Hibrid motorlu araçlardan daha az vergi alınmasına ilişkin yeni vergi düzenlemesi için çalışmalar başlatılacak

4 yorum:

  1. Cevre ve Orman bakani'nin dediklerini siz duydunuz...ben de okudum. Temenni ediyorum ki vaatlerde kalmaz. Yasadigimiz bu günlerde dünyanin ciddi bir sekilde kirletildigi
    ( kirlettigimiz) bir dönemde alinacak en kücük bir önlem ileride yararlarini gösterecektir. Ayrica en kisa zamanda Türkiye'deki tüm göllerde su kalitesi ve bu göllere dökülen her türlü artiklar mümkünse arastirilmali.
    Ister istemez aklima, Julia ROBERTS'in o muhtesem filmi aklima geliyor; Erin BROCKOVICH...

    YanıtlaSil
  2. Çok severek seyrettiğim filmlerden birisidir. Julia Roberts Oscar'ı hak eden bir performans sergilemişti. Eğer yanlış hatırlamıyorsam, gerçek öykülerin kurgudan daha iyi olduğunu kanıtlayan yorumlar da gelmişti.

    Türkiye'de böyle bir öykümüz olur mu acaba?

    YanıtlaSil
  3. Valla su anda ucan kuslar bile ERGENEKON ile tanisiyor nerdeyse...bu sebepten dolayi pek cesaretli birisini göremeyiz gibime geliyor.
    Umutsuz bir cevap oldu ama istenilen de bu hedefe dogru gôtürebilmek galiba.
    Su siralar FALiH RIFKI ATAY'in CANKAYA isimli kitabini okuyorum. Kitap sarisin dev adam hakkinda. Onu bu sekilde hic tanitmadilar. Hayranligim daha bir artti. Inanirmisiniz bazi satirlari okurken ister istemez gözlerim SIK SIK yasariyor. Bu Selanik'li dev adami sükran ile saygi ile aniyorum ama yapmaciktan tamamen uzak bir sekilde.

    Ondaki bu inancin, birazciki bizlerde olsa tahminlerden de öte nice öyküler cikar.

    YanıtlaSil
  4. Çankaya'yı çok severek ve ağlayarak okumuştum. Bu ayın başında Çankaya Köşkü'de Ata'nın kütüphanecisi olarak 12 yıl boyunca onun yanında olan Nuri Ulusu'nun hatıralarını yine ağlayarak okudum (Atatürk'ün Yanıbaşında). Bu kitap da hiç bimediğimiz, duymadığımız yönlerinden bahsediliyor.

    Cesaret konusunda size katılıyorum. Ya son Osman Padişahı! 'cesareti olanın tiz kellesi vurula' derse diye kimseden gık çıkamıyor, sadece öykü çıkarmak konusunda değil, hayatın her alanında!

    YanıtlaSil