Yarattığın dünyadan ibaretsin, ne bir eksik ne bir fazla.

29 Haziran 2009 Pazartesi

Umut: ballı börek mi, fakirin ekmeği mi?

26 Haziran günü Radikal Gazetesi'ni okurken 'Türk halkı geleceğinden umutlu' diye büyük puntolarla yazılmış haber başlığını gördüm. 'Oh' dedim, 'sonunda 'Güzel Ülkemden İstatistikler' bölümüne mutlu ve umutlu bir ilave yapacağım'.

Fakat, o da ne? Haber TÜİK'in 2008 Ekim ayındaki 'Yaşam Memnuniyeti Araştırması'nın sonuçlarından bahsediyor; hani benim 'Güzel Ülkemden İstatistikler' bölümünde yer verdiğim. Ee, ne var bunda, diyebilirsiniz, bence çok şey var çok!

26 Haziran'daki habere göre, Türkiye'de her 100 kişiden 60'ı kendi geleceğine umutla bakıyormuş. Eğitim seviyesi ve hanehalkı geliri yükseldikçe gelecekle ilgili umut da artıyormuş. Yüzdelerle ifade edersek:

* bireylerin %60.4'ü geleceğinden umutlu, %4.5'i çok umutlu
* bireylerin %26.3'ü umutlu değil, %8.8'inin hiç umudu yok
* Y. okul/üniversite mezunu olan erkeklerin %73.9'u, lise ve dengi okul mezunu erkeklerin %66.1'i, ilköğretim/ortaokul mezunu erkeklerin %64.1'i, ilkokul mezunu erkeklerin %62.2'si geleceklerinden umutluymuş. Okur yazar olup herhangi bir okuldan mezun olmayan erkeklerin %60.5'i, okur yazar olmayan erkeklerin %59'u geleceklerinden umutluymuş. Kadınların umutluluk yüzdeleri erkeklerle üç aşağı beş yukarı aynıymış.

Haberde kullanılan cümleyi aynen tekrarlıyorum: 'Eğitim gibi gelir düzeyi de umudu besliyor.'
* Hanehalkı geliri 450 TL ve altındaki bireylerin %50'si
* Hanehalkı geliri 451 TL-700 TL olanların %60.7'si,
* Hanehalkı geliri 701 TL-900 TL olanların %62.3'ü 'Umutluyuz' diyormuş.

Yaşa göre değerlendirildiğine:
* 18-24 yaş arasındakilerin %69.4'ü
* 25-34 yaş arasındakilerin %64.1'i
* 35-44 yaş arasındakilerin %59.9'u
* 65 yaş ve üzerindekilerin %63.7'si 'Umutluyuz' diyormuş.

'Bireyler sosyal güvenlik kapsamında olmasalar bile geleceklerine umutla bakabiliyorlar. Sosyal güvenlik kapsamında olanların %68.1'i kendi geleceklerinden umutlu.' diyor haber. Yani, %31.9 gibi bir oran sosyal güvenlik kapsamına dahil değilken bile umutlu!

Hemen bendeki istatik bilgilerine tekrar bakıyorum.

'Aylık geliriyle hanehalkı ihtiyaçlarını karşılanması' için 'zor ve çok zor' diyenler:
* 5-6 kişilik hanehalkında %56.4
* 7-9 kişilik hanehalkında %77.7
(Türkiye genelini en iyi yansıttığına inandığım ikisini aldım. Diğerleri için bkz: Güzel Ülkemden İstatistikler)

En yukarıdaki yüzdelerle son iki satırdaki yüzdelerin aynı insan gruplarını temsil ettiğine inanası gelmiyor insanın. Araştırmanın üzerinden neredeyse 8-9 ay geçti. Böylesi olumlu bir tablo Nisan 2009'da yani araştırmanın sonuçları ilk yayınlandığında vardıysa, neden o zaman kamuoyuyla paylaşılmadı? Uygun bir zaman mı beklendi? Uygun zaman beklendiyse, bunu kim, neye göre belirledi? Yoksa TÜİK raporun bu bölümünü yayınlamayı mı unuttu? TÜİK'den gelecek başka sürpriz raporlara hazırlıklı mı olalım, yoksa zaten yeni araştırmanın zamanı yaklaşıyor, onun sürprizlerle dolu sonuçlarını mı bekleyelim?

TÜİK Yaşam Memnuniyeti Araştırması'nın kadrolu deneklerinin muhabbetleri:

- İçimi bi umut kapladı, yüreğimin yağları eridi be
- Aaa, sen durduk yerde umutlanmazsın, gene nooldu?
- Ya aslında çok alakalı diil ama, termikle ilgili bi konu vardı da..
- Bakan babanla sen işinizi bilirsiniz, yeni umudun hayırlı olsun
* * * * * * *

- Abi naber ya?
- Nolsun işte, yuvarlanıp gidiyoruz Kocaeli'ne.
- Hayırdır?
- Ne bilim abi, anca Kocaeli'nde geleceğime umutla bakabiliyorum.
- Allah allah, nedenini merak ettim şimdi?
- Ya aslında çok bişi diil ama Altınova'da yatırımlarım var da ondan
- Ha anladım, en güzel tarım alanlarının olduğu yerde senin de arazilerin var
- Yok be hacı ben o kadar düşmedim! Orda birkaç tersanem var da o bakımdan yani..
- Bakan babanın koltuğu bize de bi umut verse ya abi!
* * * * * * *

- Ehi ehi ehii
- Noluyo Seyfettincim?
- Sus hanım sus, acayip umutluyum bu seneki rektörlük seçimlerinden veeee tabi ki gelecekten
- Hayda, nerden çıktı birden bire bu umut
- Nerden olacak Adlı Tıp 6. İhtisas Kurulu'nun Hüseyin Üzmez raporundan!
* * * * * * *

- Sayın Bakan bi soru sorabilir miyim?
- Buyur sor.
- 24 Kasım Öğretmenler günü nedeniyle 81 ilden gelen öğretmen temsilcilerini kabul etmiştiniz ve Türkiye'nin çetelerin, organize suç örgütlerinin faaliyet gösterdiği bir ülke olmaması gerektiğini ifade etmiştiniz. Hatta şöyle demiştiniz: '(..) Dikkat ederseniz bu organize suçların önemli bir kısmı yüksek tahsilli insanlarca işlenmiş gözüküyor.' Yani organize suçlar yüksek tahsil alanlar tarafından işleniyor ve y. okul/üniversite tahsili alanların %74'ü geleceklerine umutla bakıyor. Bu durumda geleceğe umutla bakmak ile organize suç işlemek arasında doğrudan bir ilişki söz konusu mudur?
- Hö?

TÜİK Yaşam Memnuniyeti Araştırması'nın kadrosuz deneklerinin muhabbetleri:

- Abi, geçinmeyi bile zor beceriyoruz. Ama bişi diyim mi sana, çoluk çocuk, yengen, anam babam hep beraber inanmazsın acayip umutluyuz!
- Neden umutlusunuz böyle toptan ailecek yav?
- Abi ne biliim ya, fakirin ekmeği umut işte.
* * * * * * *

- Hadi çocum hadisene!
- Ya anne çok zor ama
- Anasının kuzusu hadi ezberleyiver şu 40 hadisi
- Bağane yaa, ezberlemicem işte!
- Gebertirim valla seni! Ezberlemezsen yarın gene ayakkabılarımızı kemiririz a oglum benim! Bak Antalya Müftülüğü ve MEB beraberce bize bi umut verdi, 100 TL kazanıcan 40 hadisi ezberleyip. Hadi aslanım benim, hangi hadiste kalmıştın?
* * * * * * *

- Abi baksana Başbakanımız ne demiş geçenlerde
- Ne demiş?
- Bizim kültürümüzde sadaka meşrudur. Belediye ve merkezi yönetim bunu yapmakla mükelleftir, demiş.
- Valla tam annamadım ama galiba sadaka mundardır mı demiş?
- Yok lan, ööle diil.
- Ya ne?
- Az dur, çıkarıcam şimdi.
- Sevsinler seni!
- Koyarım kapının önüne! Şimdi küfrettireceksin! Bak olay şu: adam diyo ki sadaka diye bi şey var. Doğru di mi?
- Doğru valla ne diyim.
- Sonra, sadaka vermek diye bi şey daha var. Gerisini ben de tam annamadım ama, galiba herkes birbirine sadaka versin diyo.
- Hey aslanım be! İşte milletinin derdine derman olan bi başbakan. Olum tutmasam kendimi ağlıycam şimdi!
- Var ya, çok şanslıyız ha. Dünya başbakan görsün be. Türkiye seninle gurur duyuyor be!
* * * * * * *

Haydi hayırlı işler!

2 yorum:

  1. Yine ne güzel bir konu yakalamissiniz,cok güzel. Inanin bir an Aziz NESiN'i andim. Aglanacak bu halimize gülermisin yoksa aglarmisin. Ben yinede bol bol güldüm.

    Size bu güzel yaziniza istinaden gecen gün duydugum cok enteresan bir olayi iletmek istiyorum.
    Bir arkadasimiz Brüksel'den Ankara üzerinden istanbul'a ucuyor, BESTAIR ile. Ucakta hic üsenmeden saymis, hostesler haric(simdilik sükürler olsun ki) 3 bayanin saclari acikmis, digerleri ise bidigimiz "yumurta stili".
    Bu arada ucak 10.000-12.000 irtifada seyrederken, ayaginda sortu, sakallari gögüs hizasinda yasi 19-20 civarlarinda bir tip!, seccadesini cikarip hosteslerin servis yaptigi hat üzerinde namaz kilmaya basliyor...
    Hostesler olsun, hic kimseden bir tepki cikmiyor.(Lûtfen gözünüzün önüne böyle bir manzarayi bir an icin getirirmisiniz.Bu arada bu manzarayi düsünürken bir tutamda Haci yagi kokusunu bu manzaraya ilave edin de tam olsun artik)
    Okudugunuz gibi herkes korkunc derecede UMUT'lar icinde. Dikkatinizi cekerim, Sadece Türkiye degil, Türkiye disinda da herkes %80 üzerinde cok UMUT'lu.

    Sabahlari isime gelince sabah cayimi icerken yazilarinizi zevk ile okuyorum-uz, esim ile yazilarinizi konusuyoruz. Size, her gecen günün daha saglikli günler getirmesi dilegi ile.

    YanıtlaSil
  2. Ne yalan söyliyeyim benim de sabah egzersizlerimden sonra ilk işim yorum var mı diye kontrol etmek :)

    Hacı yağı konusuna hiç giremeyeceğim ama, ne kadar sorumsuz ana-babalar var, çocuklarına eksik-yanlış din bilgisi vermişler; zavallı yavrucağın kaza namazı diye bir şeyden haberi yok! Vah vah... Namazın farzlarından birisi Kıble'ye dönmek diye hatırlıyorum, uçakta bunu nasıl başardı merak ettim?

    Benim umutlarım da kendi çapımda; ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım. Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım! Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım. Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım.

    YanıtlaSil