Devlet bakanı ve Başbakan Yardımcı Cemil Çiçek, medyaya anayasa paketini anlatırken, 'Dokunulmazlık konusu da bu taslağa katılabilir mi' sorusuna demiş ki:
''Dokunulmazlık dediğiniz dışarıdan bir algılamadır ve dokunulmaz dediğiniz insanların da dokunulmadık yanı kalmamıştır, onu da ifade etmek isterim.''
Cemil Çiçek olayı 'algılama' gibi görüyorsa ve de dokunulmadık insan kalmadıysa, nasıl oluyor da, aynı tarihli aynı gazetenin ön sayfasında şu haberi okuyabiliyoruz:
''Adalet Bakanı Sadullah Ergin, Deniz Feneri soruşturmasında Zahid Akman ve Zekeriya Karaman'ın sorgulanma taleplerine izin vermediğini açıkladı.''
Dokunulmaz ama dokunduk dedikleri kişilerin neden TSK'nın üst komuta zincirinde yer almış emekli ya da halen görevine devam eden kişiler olduğu sorulsa? Ya da neden milletvekillerinin, içinde evrakta sahtecilik, ihaleye fesat karıştırma ve benzeri iddialarla dolu 600'e yakın dosyasına dokunulamadığını? Bir çeşit 'algılama' olan 'dokunulmazlık' zırhı içinde kaybolup gittiğini? Yanıt ne olur çok merak ediyorum. Aslında fazla meraka gerek yok, hükümete göre bu suç iddiaları da, bu dosyalar da 'algı'lamadan ibarettir! Öyle ya, ben mesela, resmi evrak üzerindeki bir 'tahrifatı' 'suç' olarak 'algılarken', başka biri bunu 'gereğini yapmak' olarak 'algı'layamaz mı?
Ya, pakette YÖK'ün Anayasa Mahkemesi'ne üye göndermesi sorusuna verilen cevap? Hüseyin Çelik vermiş bunun yanıtını:
''YÖK Zoolog gönderecek değil. Herhalde hukukçu gönderir.''
Tesadüfe bakın... Bahçesinde sincaplar, midililer, taklaatan güvercinler yetiştirerek sevimli kılanacağını düşünen bir başkanı olduktan sonra, YÖK Zoolog'dan başka kimi gönderecekti ki :))
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder