Yarattığın dünyadan ibaretsin, ne bir eksik ne bir fazla.

11 Mart 2010 Perşembe

Sadece cok cesurlar mi normal dogum yapar?

Bütün internet haberlerinde aradım, acaba bir sorun yaşamış mıydı diye. Ah, pardon, damdan düşer gibi girdim konuya.

Dünkü gazetede, Dışişleri Bakanı Akmet Davutoğlu'nun Kadın Doğum Uzmanı olan eşi Sare Davutoğlu, Abdullah Gül'ün kızının doğum haberi için şöyle bir yorum yapmış:




'Çok büyük cesaretle normal doğum gerçekleştirdi.'

Şimdi. Konu 'çok büyük cesaret' olduğu için, merak ettim, acaba hamileliği sırasında, normal doğum yapmasına engel herhangi bir sıkıntı yaşamışmıydı, diye. Genelkurmay Başkanlarının, başbakanların telefon konuşmalarını bile bulabileceğiniz, affedin ama osursanız tüm dünyaya bunu ilan eden, adına 'internet' denilen canlı yayın tadında bilgi bankasına başvurdum. Aradım, taradım, böyle bir bilgiye rastlayamadım.

İşte o yüzden de 'çok büyük cesaret' tanımlamasını, hele de bir kadın doğum uzmanından duymayı kabul edemedim. Ülkemizde tersi olsa da, yurt dışında ancak ve ancak problemli hamileliklerde sezeryan yapılıyor, biliyorsunuzdur diye tahmin ediyorum. Kırsalda büyük bir kesimin, ebe bile olmadan kendi kendine doğum yaptığı bir ülkede yaşıyoruz, değil mi? Hal böyleyken, İstanbul'da hastane odasında, doktorundan temizlik personeline kadar her hizmetin sunulduğu bir ortamda yapılan 'normal doğum'un, 'çok büyük cesaret' gerektirebileceğine inanmıyorum, ne yalan söyliyeyim. Eğer buna 'çok büyük cesaret' diyeceksek, köylerde doğum yapanlara, üstün feragat - ne de olsa 'hastane-doktor-hemşire-temiz su-vs vs diye çıngar koparmamışlardır -, fedakarlık ve başarı gösterdiklerinden dolayı 'Devlet Övünç Madalyası' verilmesi yakışır.

Bir kez daha tekrarlıyorum, normal doğum yapmasına mani olacak herhangi bir komplikasyon yaşanmadığı hali için geçerli bu söylediklerim.

2 yorum:

  1. Gecen gün mutfaktan Sevtap'in sesi; Yavuz zeytinyag bitmis tenekeden siseye doldursana canim. Akan sular durdu, mutfaga ucmusum ve tenekeden siseye yag dolduruyorum, bir anlik hata ile biraz zeytinyagi tasiverdi. Elime bulasan bu yaglar hosuma gitmemisti, rahatsiz oldugumu hissettim.

    Yagcilik, dünyanin her ülkesinde vardir diye düsünüyorum ama saniyorum ki bizim ülkemizde oldugu kadar hic bir ülkede bu boyutlarda görülmüyordur.

    Yap yagciligi gec sinifi, yap yagciligi derecelerin yükselsin, yap yagciligi kariyerinde yükselmeler daha cabuk olsun.

    Elime bulasan o zeytigyagi fazlaligi nedense beni cok rahatsiz etti o gün. Vicik vicik, igrenc. Kolay degil Osmanli Hanedanligini batirdik biz bu YAGCILIK ile...

    YanıtlaSil
  2. Gazeteleri neredeyse ölüm ilanlarına varıncaya kadar kelime kelime okuyunca, ister istermez böyle şeyleri de görüyor insan. Bazen diyorum ki kendime, 'okuma, böylece bu saçma sapan lafları da görmemiş olursun, sinirlerin de bozulmaz'. Ama olmuyor işte Yavuz abi...

    YanıtlaSil