Yarattığın dünyadan ibaretsin, ne bir eksik ne bir fazla.

19 Ocak 2010 Salı

Ziyaretin kısası makbul!

Birinci beyin rektifiyemin yoğun bakımından şahane boğaz manzaralı odama yerleştikten sonra Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon bölümü başkanı Önder Çerezci ile ilk fizyoterapistim Handan hasar tespitine geldiler. Bakalım ameliyatın yan etkileri ne olmuştu, yani ameliyat sırasında nöronlarım ne kadar hasar görmüştü ve en önemlisi oluşan zararlar onarılabilir miydi? 



Biraz neyi ne kadar yapabiliyorumun denemesi olan ilk fizik tedavi seansımı hemen o gün odamda aldım. Hareketler basitti. 34 yıldır durmadan yaptığım şeylerdi, ama bak nasıl zorlarmış meğer. Tek tek bacaklarını kaldır, indir; yana aç, kapa; dizini bük, uzat; ayak bileğini kendine çek, bırak; ayak parmaklarını bük, aç; kollarını yana aç, kapa... derken kimisini yapabiliyorum sayılır, kimisin de ise hiç umut yok. Handan dedi ki, olacak, biraz sabır ve bolca çalışma. Sabırlı olduğum söylenemez ama Handan'ı hemen seviverdim, ona sabırlı olabileceğimi göstermem lazım. Çok şeker bir konuşma tarzı vardı, anlamıştım, Kıbrıslıydı; bizim de çok yıllar önce Kıbrıslı komşularımız vardı.

Cumaretsi - Pazar günü yoğun olarak geçmiş olsun ziyaretime gelenlerle geçti, şehir dışında oturan akrabalardan, aşkımın patronuna, komşulara kadar çok geniş bir kitleden bahsediyorum. Her ziyaretçime narkozdan 'Gözümde çapak var mı?' diyerek ayılışımın hikayesini anlattım. Bazıları 'Doktor kendi haline bırakın dedi' kıvamında, bazıları da öylesine dinlermiş gibi görünmeye başlayınca anladım ki çapaklarım kimsenin ilgisini çekmiyor. 'Bakın neler yapamıyorum' gibilerden gösterilere başlayayım dedim, ama onda da baktım insanlar fena oluyor, vazgeçtim. En sonunda, ya, dedim, ben niye insanları eyliyeyim, sonuçta beyin ameliyatından çıktım, boru değil!

Geçmiş olsun ziyaretine gelenlerden çok yakın olmadıklarımla olay şöyle gelişiyor:
- Geçmiş olsun canım, çok büyük bi şey atlattın. İyi misin?
- Evet çok iyiyim, saolun.
Bitti, bu kadar. Sonra onlar oturmaya ben yatmaya devam ediyorum. Benimkilerin tanıdığı ise onlara, aşkımın ailesinin tanıdıkları iseler onlara 'geçmiş olsun'. Ve sohbete devam... Herhalde kısa kalırlarsa ayıp edeceklerini düşünüyorlar. Olmaz, hiç ayıp olmaz. Siz siz olun, hastane ziyaretlerinizi beş çayı moduna sokmayın. İlla ayıplarlar diye düşünüyorsanız, bir mazaret uydurun işte. İnanın hastayı çok mutlu edersiniz. Bunu benim gibi yorgunluğunu konuşarak atan birisi söylüyorsa, iki kere daha fazla inanın.

AÇIKLAMALAR:  Aşağıda sağda gördüğünüz mavi bölge beyin; hayır, benimki değil. Soldaki görüntü ise nöronlar. Her türlü 'hareket' nöronların birbiriyle iletişimi sayesinde gerçekleşir. Herhangi bir nedenden dolayı beyindeki nöronların bir kısmı zarar görürse, iletişim bozulur. Merkezden gelen haber zarar görmüş nöron tarafından ilgili yere iletilemez ve bu durumda haberin içeriğindeki hareket yapılamaz.
Özet olarak böyle.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder