“Biz büyük acılar çekerek, büyük çilelerin içinden geldik. Fakirin umudu olarak geldik. Yoksulun her zaman yanında olduk... bundan sonra da aynı minval üzere yolumuza devam edeceğiz. Garibin, gurebanın, yolda kalmışların, ihtiyaç sahiplerinin, ezilmişlerin, dışlanmışların sesi, nefesi olmaya devam edeceğiz. 7 yıl boyunca.. yoksul hanelere deva olmaya, üşümüş elleri ısıtmaya, sönmüş ocakları yeniden yakmaya, düşenlerin elinden tutmaya gayret ettik, bu hissiyatımızı kaybetmeyeceğiz... Evinde sobası yanmadığı için titreyen elleriyle kalem tutmaya çalışan kız çocuğunun hakkı bizim omuzlarımızdadır. Bir kap sıcak çorbaya muhtaç yaşlı teyzenin, yaşlı amcanın hakkı bizim omuzlarımızdadır... Omuzlarımızdaki yük ne kadar ağır olursa olsun, dertlere çare üretmek için gece gündüz koşturacak, koşturacağız...”
13 Ocak, 14 Ocak, 15 Ocak ve 16 Ocak tarihli yazılarımı bu satırları okuduktan sonra tekrar gözden geçirin. Bunlar Akepe'nin 3. olağan kongresinde söylendi; Shakespeare'in 3. Richard oyununda değil...
1970 li yillarda yavas yavas basliyan yesil hareket bir bereketlensin bir bereketlensin , yarabbim ve iste sonuc. Bir memleket sadece bir memlekete karsi tampon olursa ! eh bunun yaninda birde Avrupa ile Asya arasinda köprûde olursa, bunun üzerinden kimler gelir kimler gecer.
YanıtlaSilBize okullarda yok tampon memleket yok köprüyüz diye okutulurken diger taraf yesilin her türlü renklerini yayarken, bir de buna üstlük yesil dolar ile de sulanmaya baslamisti.
Tiyatrolarda bile tek oyuncu ile sergilenen oyunlar nasil yavan oluyorsa seyretmesi nasil bir tiyatronun gercek özelliklerini, güzelliklerini ve zevkini alamiyorsa insan, bunun misali bir siyasi platoda da baska alternatiflerin olmamasi veya olamamasi, siyasi arenada hic te yapici+ üretici olmuyor.
Ellerine saglik ...
Yazımı tekrar okuyunca aklıma Küçük Emrah'lı filmler geldi,iyi mi? ;-)
YanıtlaSilSupersin valla ;-)))
YanıtlaSilama haksizda sayilmazsin, simdiki vekiller bu filmler ile büyümedimi ?