Üç yıl önce bugün, bu saatte... hala ameliyat masasındayım...
Masaj yataklarında olduğu gibi, suratım açıkta kalacak şekilde yüz üstü yatırılmış. Ağzımda burnumda hortumlar. Kolumda kataterler, her birine başka bir sıvı veriliyor. Saçlarım kazınmış, sadece küçük bir tutam göstermelik bırakılmış. Kafatasım, inşaat malzemesi benzeri keserler, çekiçlerle kırılmış, açılmış (kraniotomi).
Ameliyat ekibinin diğer üyeleri gibi kepli, maskeli ve steril giysiler içindeki anestezi uzmanı kalp atışlarımı, solunumumu ve bilincimi kontrol ediyor. Milimetrenin de milimetresinin hayati önem taşıdığı bir işle uğraştıklarından, tepemde dikilmiş olan doktorlara özel büyüteçler yardım ediyor. Mini kaldıraçlara tutturulmuş olan bıçaklar, doktorlarımın tümörlerimin olduğu yere ulaşmasını, kıskaçlar kanamayı engellemesini, emici borular ameliyat yerinde oluşan kanlı bir takım sıvıların emilmesini sağlıyorlar. Tümörlerim ne tam katı, ne de tam sıvı, ikisinin ortası bir yapıda olduğundan çıkarmak için çay kaşığı benzeri bir şeyler kullanmış olduklarını tahmin ediyorum. Ve bomba ilk tümörü aldıklarında patlıyor: MR'larda bile gözükmeyen uydu tümörler var!
Yapacak bir şey yok. Civanım delikanlı misali 'Ya allah bismillah' deyip, başlıyorlar uydu tümörleri de temizlemeye. Prof. Dr. Ali Çetin Sarıoğlu, elinde benim kafatası, kabağın içini oyar gibi tümörlerimin marifetini yani, kafatasımın kalınlaşmış bölgelerini inceltiyor, standarta yakın bir ölçüye getirmeye çalışıyor. Sonra, bakıyorlar ki, benim dura, yani beyin zarı kullanılmayacak halde. Madem öyle, diyorlar doktorlarım, yapay dura koyarız bizde.
Muhtemelen bunların bir kısmı gerçekleşmiş üç yıl önce bugün, bu saatte, bir kısmı da gerçekleşmek üzere... Ben, hala paslanmaz çelikten ameliyat masasındayken.
Sabah, aşkıma 'Aaa, bugün ayın otuzu di mi?' diye sordum. 'Evet, öyle' dedi.
'Yani ameliyatımın yıl dönümü, yupiie!' dedim büyük bir sevinçle. Sonra, durdum şöyle bi. 'İnsan, piyangodan para çıkınca 'Yupiie' diye sevinir, ameliyatının 4. yılına girdiği için değil!' dedim ve başladım üç yılın bilançosunu saymaya...
Cok büyük gecmis olsun Dilek, okurken zorlandigimi acik sözlülükle ifade etmek istiyorum...
YanıtlaSilDaha nice yillara ASKIN ile birlikte bu yillari kutliyasiniz. Bu cümleyi can-i gönülden yaziyorum... Daha nice yillara ve daha iyi gûnlere...
Çok teşekkürler Yavuz abi. İlk ameliyattan sonra 10 Eylül'de 2. doğumgünü gibi kutlama yapıyorduk. Ne yalan söyliyeyim, 30 Ocak günleri biraz buruk geçsede, kutlanmayı hak ediyor. Umarım ilerleyen yıllarda bu burukluk da kalmayacak :)
YanıtlaSilSevgiler