Yarattığın dünyadan ibaretsin, ne bir eksik ne bir fazla.

4 Eylül 2010 Cumartesi

U2 İstanbul'da

U2 da geldi sonunda Türkiye'ye.

Dün televizyonda Hayati Yazıcı konuşurken, U2'nun hayranı falan olmadığını söyledi, pek dinlemezmiş U2'yu. Ama, Boğaziçi Köprüsü'nü kendi vatandaşlarına kapatıp, beyleri orada yürütmeyi borç bilmişler anlaşılan.

Bono:

- Abi, bi hayalim var (i have a dream hesabı)

Bizim hükümet:

- Söyle gurban olduğum



Bono:

- Hani sizin iki kıtayı bağlayan köprünüz var ya

Bizim hükümet:

- Hangisi gurban, bizde köprü çoook

Bono:

- Boğaziçi'ni diyorum ya, oradan yürüyerek geçmek istesem?

Bizim hükümet:

- Yav, biz bunu neden düşünemedik! Emrin olur gurban...


İnsanı zorla söyletiyorlar: resmi olmayan sayımlara göre 20 milyonu bulan İstanbul'luların, tamam belki hepsinin değil, ama bir kısmının doğrudan, bir kısmının da dolaylı olarak trafikte sinirsel hacamat olmasını hiç önemsememişler.

''Bölge insanı bu tür olaylara alışık.'' zihniyetinin bir başka dışa vurumu... Bak işte bu zihniyet, 'HAYIR' demek için başlı başına bir neden!



Sanmayın U2'yu sevmem; hatta Hayati Yazıcı'nın aksine hayranıyım. Yıllar önce (26 Eylül 1997) Selanik konserlerine (Pop Mart Tour) otobüsle gitmişliğimiz var. Öyle sefil olmuştuk ki konserin yapılacağı yere (Habour Yard) varıncaya kadar. Ne zaman ki alt grupları sahne aldı, konsere gelen herkes gibi bizim de bitimiz kanlandı; U2 sahneye çıkınca basketbol yorumcusu Murat Murathanoğlu'nun deyişiyle 'çekirge yutmuş gibi' olduk :))) Bu da başka bir yazının konusu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder