Aylardan Mayıs. Deniz Feneri ile ilgili bilgiler, dosyalar Almanya - Türkiye hattında uçuşuyor. Ve flaş bir isim, zamanın RTÜK Başkanı Zahid Akman'ın adı her taşın altından çıkıyor. Hatırladınız mı? Bülent Arınç da, Fatih Altaylı'nın Teke Tek programında açıklıyor: "Zahid Akman'ın istifasını istedim. O da söz verdi." Hatırladınız mı?
Sonrasında Zahid Akman istifa etmek şöyle dursun, 'Başbakan arkamda' diyerek, sağ gösterip sol vurmuştu. Hatta civanım delikanlıya bu olay sorulduğunda, '(B. Arınç'ın istifa çağrısı için) Şahsi kanaatidir.' dememiş miydi yav? Hatırlasanıza!
Kasım ayında Onur Öymen'e Tunceli (Dersim) olaylarıyla ilgili sözleri nedeniyle, lafı zurnanın zırt dediği yerden anlayarak, yüklenmeyen kimse kalmadı. Kemal Kılıçdaroğlu da gaza gelip, gereğini yapması çağrısında bulundu. Hatırladınız mı?
Geldik Aralık ayına. Bülent Arınç, hedefindeki Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili Kılıçdaroğlu için diyor ki: "(Kemal Kılıçdaroğlu) Geri adım attı. Medya ona Gandi diyordu. Ben de diyorum ki o artık 'Dandi' oldu. Hüviyeti ortaya çıktı."
Aradan çok değil 6-7 ay geçmiş yani. Hadi diyelim ki kendisi bu kötü anısını hafızasından sildi, basın mensuplarına ne demeli? Onlarda da bir hafıza problemi var galiba. Yoksa şöyle demezler miydi:
"Hayda, ne işin var çayda Sayın Bakan? Siz Akman'ı gereğini yapmaya diil açıkça istifaya davet etmiştiniz de, Başbakanınız Akman'a arka çıkıp, sizi ortada bırakmamış mıydı?"
Tabi ben Bülent Arınç'ın yerinde olsam otomatikman şunu derdim: "Zahid Akman'dan bana bişey vermesini istedim, o da sözünü verdi."
Daha ne olsun, di mi ama?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder