5 Aralık Cumartesi günü çok heyecanlı, güzel ve yorucu geçti.
İkeda Yönetim Danışmanlık'ın sahibi Serdar abi, yaklaşık bir ay önce bir günlük bir seminer düzenleyeceğini ve geniş katılımlı toplantı yönetim şekli olan World Café'yi anlatıp, mini bir uygulamasını yaptırmayı istermiyim diye sormuştu. Tabi ki de isterdim, istemez olur muydum hiç. Bu seminerde World Café'den başka, 'Olumlu Sorgulama' (Appreciative Inquiry) ve Açık Alan Teknolojisi uygulaması da olacaktı.
4 Aralık Cuma gecesi neredeyse hiç uyumadım. Hoş, zaten neredeyse 3 yıldır kaliteli uyuyamıyorum; bacaklarımdaki ve ayaklarımdaki kasılmalar nedeniyle sürekli uyanıyorum. Ama bu sefer, bir de heyecan girdi işin içine. Yine 3 yıldır, topluluk karşısında sunum yapmamışım; konuşurken hala takılıyorum. Öyle ki bir kelimeyi ardarda 4-5 kez söylediğim oluyor, heyecanlandığımda daha da abartılı bir hal alıyor, sinirleniyorum tabi, sinirlendikçe iyice beter oluyor. Böyle bir kısır döngü anlayacağınız. Bunları kafamda kura kura geceyi sabah ettim.
Cumartesi sabah 6'da kalktık. Hazırlandım. O arada Mervecim, kuzucum da geldi. Atladık arabaya, ver elini Centrum Haliç. Benim gibi herkes ilk kez gitmiş oraya. Çok şık, kaliteli, süper bir yer yapmışlar. Yemekleri güzel. Çalışanlar olması gerektiği gibi, yardımcı, bilgili ve ilgili. Özürlü tuvaleti de olsaymış dünya standartlarında bir yer diyebilirdim.
Seminerde Seradar abi, Funda ve benim dışımda 20 katılımcı vardı. İkisi üniversite son sınıf öğrencisiydi ki çok taktir ettim, aferin çocuklara. Geri kalanlar belli seviyelere gelmiş, kimisi danışmalık firması sahibi, kimisi farklı sektörlerde yöneticilik yapan kişilerdi. Fotolar bana ulaşınca, paylaşırım.
World Café, yani benim bölümüm seminerin son bir saatindeydi. Bütün günün yorgunluğu, spotlar benim üzerimde parlayınca, uçup gitti. Eh, serde amatör tiyatroculuk da var, sahneye hiç dayanamam. Benim bölümümün bitimine yakın aşkım geldi. Kocama demişler ki, bu ne enerji, bu ne performans böyle!; kocam da 'Siz buna performas diyorsanız, ameliyattan önceki halini görmeliydiniz!' demiş. İşte böyle...
Nasıl olsa biz bizeyiz, itiraf ediyorum. Arabaya bindiğim an, yani saat 7 buçuk civarı, dağıldım, hala toparlanmaya çalışıyorum :)
biz biliriz ki bizim dağılmış dilek hanımımız dağılan her parçasının yerini eliyle koymuş gibi bulur.sonra onlardan bir dilek yapar.biz de sadece hayran hayran seyrederiz.
YanıtlaSilhayatçım
YanıtlaSilniye bu programdan daha önce haberimiz olmadı. Gelirdik , nemalanırdık, öğrenirdik ve seni dağılmadan tutardık :)
Böyle tatli heyecanlari hissedebilmek ne güzel, güzel oldugu kadar bir o kadarda önemli.
YanıtlaSilBir yere giderken, bir sey alinacagi zaman, bir konferans verilecegi ve sevdigin ile bulusacagin zaman, hissedilen bu duygular insana bambaska bir ortam yaratiyor.
Bu arada fotograflari merak ediyoruz. O spotlar altinda konusan bayanin resimlerini...
Anlattigin kadari ile epey yorucu bir gün gecirmissin amma...degmezmi bu heyacana, önemli olan sonunda hissedilen tatli bir hos rahatlama, keyiflenme ANI.
Saglikli güzel gûnler dileklerimle,
Zeynepcim, çok şekersin :))
YanıtlaSilİnan, yazın ağlamaktan bitap düşmüş beni tekrar canlandırdı. Çoook teşekkür ederim :))
Defnecim, haklısın. Bir daha ki dağılmaya diyelim ;-))
YanıtlaSilYavuz abi,gerçekten çok keyifli bir gün oldu benim için. Hele ki, sonradan aldığım olumlu yorumlar, keyfime keyif kattı :)
YanıtlaSilOnur: Baba ben Dilek ablaya hayran kaldım...
YanıtlaSilBaba: Merak etme kaçıranlar için tekrar edeceğiz, sen de tekrar gelirsin...
Dilek: Bana uyar
YanıtlaSilYorgunluğu geçer de verdiği mutluluk, güzel hatırası ömür boyu kalır. Böyle bir fırsatı tanıdığınız için çok teşekkür ediyor, daha nice nice fırsatlara diyorum :))
Sahne aşkın konusundaki cümlelerine istinaden "Nereye de gidiyon gız Cennet?" demek istiyorum fena halde...
YanıtlaSil