Yarattığın dünyadan ibaretsin, ne bir eksik ne bir fazla.

9 Aralık 2009 Çarşamba

Bak şu turuncu koltuğun yaptığına!

Bu da başka bir kamera şakası olsa gerek...

Biliyorsunuz, geçtiğimiz günlerde Meclis'teki kavgaların suçlusu bulundu. Turuncu renkli ceylan derisi koltuklardı bu münasebetsiz. Neler denmedi ki: Tahrik ediciymiş, insanı hırçınlaştırırmış da mışmış da mış.

Oturmuş, arşivimi düzenliyordum. Ne bulsam beğenirsiniz?

21 Eylül tarihli bir gazete küpürü. Efendim, Akepe Ankara Mvekili Aşkın Asan, turuncu koltukların doğru tercih olmadığını söylemiş. Sonracıma, yurt dışından gelen bir konuğu Meclis Genel Kurulu'nu izledikten sonra demiş ki: 'Mvekilleri çok sevimli, çocuk gibiler.'

Asan da, bu tür renklere İngilizce'de 'childish' yanicime 'çocukça' dendiğini ifade ederek, Meclis'te normalde koyu renk olması gerektiğini belirtmiş. ABD Texas Tech Üniversitesi'nde 'Öğretim Teknolojileri' alanında doktora eğitimi sırasında 'Renk Psikolojisi' alanında da eğitim aldığını hatırlatarak, yaklaşımının bilimsel olduğuna dikkat çekmiş.

Mvekilleri turuncunun 'yan etkileri'ni  kardeş kardeş tartışırlarken söz alıp yukarıdaki gibi dikkat çekmesi daha iyi olmaz mıydı? Eğitici-öğretici bir açıklama yaparak tartışmayı sonlandırması iyi, iyiden de öte şık bir hareket olurdu diye düşünüyorum. Ya da düşündü belki ama, şimdi bunlar daha da çocuklaşır, sevimli olur, neme lazım, deyip oturdu turuncu ceylan derisi koltuğunda, kim bilir.

Bir önceki yazımda 'Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu' demiştim ya, bu yazıya da 'Buyrun cenaze namazına' iyi gider diye düşünüyorum :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder