Yarattığın dünyadan ibaretsin, ne bir eksik ne bir fazla.

10 Haziran 2011 Cuma

İşsizliğinle dalga geçenle, sen de pazar günü geç dalganı

Pek beğenip, ellerin patlarcasına alkışladığın civanım delikanlının 'sanal' dediği işsizlik sorunu için geçen yazılardan hatırlatma yaparsak; 2001 krizinin 10. yılında işsizlik oranları %8.5'tan, resmi rakamlara göre %11'lerin üzerine demir atmış, düşmüyor Allah düşmüyor.


Bak canım kardeşim, elimden geldiği kadar basit anlatmaya çalışacağım.


Diyelim ki işsiz olan sen, 2-3-5 ay iş aradın ama bulamadın, sonra pes edip bir daha da iş aramadın ama birisi iş verse çalışabilecek durumdasın, yani elin ayağın tutuyor, kafan çalışıyor, sağlığın yerinde çok şükür. Gel gör ki, hükümet, iş aramadığın için seni işsizden



saymıyor. Bir nevi adam yerine konmuyorsun canım kardeşim. Tam da civanım delikanlının dediği gibi sanal oluverdin bir anda. Seni adam yerine koymadıkları için de, sana iş üretmek, yani istihdam yaratmak zorunda hissetmiyorlar kendilerini.


Senin gibilerle, yani iş aramaktan vazgeçmişlerle birlikte bir de, diyelim ki ay boyunca 1 saatcik bile olsa çalışanları ve  mevsimlik çalışanları da işsizden saymıyorlar. Akıl, mantık, etik, vicdan falan hepsi devre dışı.


Bu durumda gerçek işsizlik oranı Ocak 2011 için %23. Yüzde olarak bir şey ifade etmiyorsa, şöyle izah edeyim: gerçek işsiz sayısı, başkent Ankara'nın nüfusunu geride bırakıyor.


Her yıl yaklaşık 700 bin gencin, üniversiteyi bitirip hayata atıldığı Türkiye'de diplomalı gerçek işsiz oranı %30, geçici işçiler için işsizlik oranı %39.


Yok bunlar kesin rakam oyunudur, diyorsan aç TUİK'in yayınladığı raporlardan bak bakalım, tarım sektörünün ekonomik büyümeye katkısı ile istihdam artışında tarım rakamları çelişkili mi, değil mi? Eğer üşeniyorsan, akepeden istifa eden Zekai Özcan'a kulak ver:
''Ekonomik göstergelerle oynuyorlar ve çarpıtıyorlar. Tarımın büyümediği bir yılda ve en az 4 milyon gizli işsizin bulunduğu tarım sektörü, 353 bin kişiye nasıl oluyor da iş yaratıyor!'' 
'İşsizlik' dediğin şeyin düşmesi için mutlaka 'birilerinin' bir şeyler yapması gerekiyor, durduk yerde düşmez ya da yükselmez!... O 'birileri' de, ülke yönetimine talip olan, senin de oy verip 'hadi sen ilgilen bu işlerle bari' dediğin siyasetçi takımı oluyor.


İşsizliği düşürmek için canlarını dişlerine takıyorlar ama 
kimseye yaranamıyorlar...

2002'den beri oy verdiğin takımın önde gelenleri kurdele kestiklerine göre bir açılış var demektir. Kimler hazır bu açılış töreninde bir bakalım: bir elinde mikrofon diğerinde makas olan civanım delikanlı, İçişleri bakanlarından Beşir Atalay, Tarım ve Köy İşleri bakanlarından Mehdi Eker, akepe genel başkan yardımcısı - eski İçişleri bakanlarından - Abdülkadir Aksu, Ankara Bşehir Bld. Bşk. Melih Gökçek, Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarı - İstanbul'un eski valilerinden - Muammer Güler, Osmaniye Valisi - İstanbul'un eski Emniyet müdürlerinden - Celalettin Cerrah.


Onlar pastane açıp işsizliği düşürmek için ellerinden geleni yapsın, sen de hala... Bu arada, pastanenin maskotu papağana gösterdiği ilgiyi hiç anlatmayayım ki, papağan kadar olamadık deyip, kafanı taştan taşa vurmayasın...


'Ben de işsizim.' diyen Bakan...


Biliyorsun bazı bakanlar seçim döneminde görevlerinden istifa ederler, yerlerine bağımsız bakanlar atanır. Yani T.C. kanunları böyle der ama, bildiğin gibi civanım delikanlı hükümetleri kanunları uygulayıp uygulamamakta serbest.


Bu bakanlardan biri de Binali Yıldırım. Vodafon'un çağrı merkezini arayan ilk kişiyi o yanıtladı ve bir 'espri' patlattı:
''5 gün sonra işime son verilecek, ben de iş arıyorum.''
Yanındakilerle birlikte nasıl da eğleniyor, görüyor musun? İşsiz kalmakla ilgili espriler falan... Anlaşılan Binali Yıldırım yeniden 'iş bulma' konusunda fevkalade ümitli; senin gibi umudunu kaybeden işsizlerden olmadığı gibi, bunu bir oyun falan gibi de görüyor olabilir...


Bence sen de ona bir espri patlatabilirsin. Çünkü, onu gerçekten işsiz bırakacak güç sadece ve sadece senin elinde. Bakma sen civanım delikanlının T.C. Bakanları için 'Koyarım kapının önüne' dediğine. Birilerini - buna civanım delikanlı da dahil, inan -  kapının önüne koyacak bir güç varsa, o da damarlarında dolaşan ASİL kandır! 


Unutma, sen asilsin, onlar senin vekilin; Türkiye Cumhuriyeti'nde başta işsizlik olmak üzere hiçbir sorun kalmasın diye onlara vekalet veriyorsun! Asil olarak sen işsizken, vekil olarak tayin edeceğin kişiler senin işsizliğini umursamadıkları gibi, üstüne dalga geçebiliyorlar!


Yapacağın şey çok basit, pazar günü oyunu kullanırken The Leman'ın önerisine kulak vereceksin...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder