RTÜK, kim tutar seni

Hele bi' protestonu yayınla

Geçen hafta gazetelerde okuyunca şaşırdım desem yalan olur. 


Ülkemizdeki 'ileri demokrasi'de, protesto zaten yasaklıydı. Şimdi bir de, RTÜK sayesinde protesto yayınlamak da yasak oldu. Yetmez ama evetçiler, neredesiniz! Sesiniz buradan duyulmuyor!

Nihat Sırdar, 'EYLEMCE' adlı programında 

pahalı benzini protesto ediyor. Hükümetin ham petrol fiyatındaki artış bahanesini iplemiyor bir anlamda, ki bundan doğal bir şey olamaz normal demokrasilerde. Ama bizimkisi 'ileri demokrasi' ya, RTÜK de, vay sen kimsin hükümetimin açıklamasına inanman, deyip programa 'uyarı' gönderiyor. Artık nasıl bir uyarıysa bu (Tüketici Dernekleri Fed. Gn. Bşk. Yrd. Ali Çetin'e göre 400 bin TL ceza tehdidi), benzine gelen zamları protesto duyurusu programdan kaldırılıyor! 


RTÜK'ün yüreği, hükümetin eleştirilmesine hiç dayanamıyor. TV8'i de uyardılar. Bu kez, Kamer Genç, civanım delikanlı, Cemil Çiçek ve Deniz Feneri davasını eleştirdi diye. Efendim, yargı kararı ile kesinleşmedikçe, hiç kimse suçlu ilan edilemezmiş, RTÜK'e göre. Ha, bu arada Ergenekon, Balyoz ve benzeri muhaliflerin davalarıyla ilgili yayınlar söz konusu olunca RTÜK nerede diye aranmayın boşuna. Ya da, Özgür Eğitim-Sen Genel Başkanı Yusuf Tanrıverdi, Ülke TV'deki programda Cumhuriyet'in kuruluşuna 'darbe' dediğinde, 'Yaptırıma gerek yok' kararı aldığında, şaşırmayın. 

Azıcık da gülelim - ya da ağlayalım, bilemedim!

1929 yılında doğan Tenten çizgi karakteri, bir bölümde mafya üyelerini yakalamaya çalışmaktadır. Mafya üyeleri henüz civanım delikanlıyla tanışma şansına nail olmadıklarından, sigara paketleri ceplerindedir, içmeye devam etmektedirler. Civanım delikanlıdan kaçarken, RTÜK'e tutulurlar. Silahmış, patlayıcıymış mühim değil de, aman sigara gözükmesin diyen kanun, çizgi filmi yayınlayan kanala kapak olur. 


Dolce Gabana parfüm reklamına da el atar RTÜK. Denizdeki botta uzanan bikinili kadının ellerini saçlarında dolaştırması ve erkek oyuncu ile öpüşmesi 'seksi' bulunur ve reklamı yayınlayan kanal ceza yer. Bu arada, Flash TV'de bir görüntü yer alır: masaya uzanmış ve üstünde sadece iç çamaşırları olan bir Japon kadınının göbeğinde suşi servis edilmektedir, ve bu RTÜK'e gayet normal gelir! Buradan, RTÜK'ün Japon kadınlarını seksi bulmadığı; RTÜK'e göre çıplak kadının göbeğinden suşi yemektense, ellerini saçlarında gezdiren kadının daha seksi olduğu; RTÜK standardında 'seksi' görüntü için deniz manzarası gerektiği gibi bir takım sonuçlar çıkarılabilir mi? 


Peki, programda 'marka veriyoruz' uyarısı bulunmasına rağmen, üzüm cinsini şarap markası zannedip 'gizli reklam'dan dolayı uyarı cezası vermesi...


Buraya kadarı RTÜK'ün yayınlarla ilgili olan 'dış komedisi'. Şimdi sırada, RTÜK'ün 'iç komedisi' var. 4.3 milyon liraya 2007'de ihale edilen bir proje 3 yılda bitirilmeyince, Teftiş Kurulu inceleme başlatır. Sonucunda Abdullah Gül'ün yakını Halil İbrahim Gül'ün de aralarında bulunduğu 13 kişi hakkında soruşturma açılması istenir. Ancak Zahid Akman'ın, 9 kişilik kurulda akepeli 5 üyeyi baskı altına alan ısrarlı girişimleriyle, soruşturma 'sümen altı' edilir. Yani, RTÜK kendi kasasından çıkan milyonların hesabını sormaktan vazgeçti! Sabah soruşturma isteyenler, öğleden sonra, 'soruşturmaya gerek yok' demiş oldular. 

Ek bilgi: Zahid Akman ismi bir yerden tanıdık geliyorsa ama çıkaramıyorsanız, gugıldan faili 'Konuşturma Unuttur' olan Deniz Feneri davasına bakın.