Necmettin Pamir yazımı yorumlayan kendini bilmeze

Genelde bana ters gelen yorumlara sadece 'teşekkür etmek'le yetinirim.

Neticede o insanın da günde 24 saat zamanı var. Ve o kişi, bunun bir kısmını yazımı okumaya, yorum olarak ne yazacağını düşünmeye (herkes için geçerli olmayabiliyor bu) ve parmaklarını klavyede gezdirmeye ayırıyor. Bunlar, bence, teşekkür etmeye değer.

2004'deki ilk beyin ameliyatımı olmadan önceki doktor görüşmelerinden birini anlattığım 'Beynimi size emanet ediyorum' yazıma, 13 Mart 2011 saat 23.59'da  'adsız' olarak yorum yazan kişiye de teşekkür edip geçebilirdim. Fakat, adsız yorumcuya ve yorumuna haksızlık etmiş olacağımı düşündüm; başlıbaşına bir yazıya konu olmayı hak ediyor kendisi.

Şimdi. Feedjit (sitenize kim, nereden, ne zaman, hangi yolla bağlanmış gerçek zamanlı gösteren bir site)  kayıtlarına göre, bu adsız yorumcu, İstanbul'da 13 Mart gecesi saat 23.51.01'de Google'dan 'necmettin pamir şikayetleri' diye aramış ve söz konusu yazıma ulaşmış ama, diğer hiç bir yazımı okumamış. Ve oturup,

pamir hocanın 10.000 e yakın amelitaytı var fakat 

%1 bile vukuatı yok.bir insanı karalamak bu kadar kolay değil.

ayrıca iyide boyner reklamı yapıyorsunuz.

yazık aşkın ve sana daha kötü günler dilerim.

diyen yorumunu yazmış.

Olaya, önce yorumcu açısından bakıyorum.

Kim, gecenin yarısında 'necmettin pamir şikayetleri' diye arama yapar internette?

İyimser tahminlerden başlayalım: ya hasta ya da hastanın yakını olursunuz Necmettin Pamir'e ihtiyaç duyan; onunla ilgili herhangi bir şikayette bulunan birileri olmuş mu, diye ararsınız. Uzatmıyorum konuyu, çünkü yoruma bakınca bu olmadığı anlaşılıyor.

Kalıyor iki seçenek: Ya Necmettin Pamir'in kendisi arıyor olabilir, ya da yakınlarından biri. Ama, adsız yorumcunun Necmettin Pamir'in kendisi olmasına  çok ihtimal vermiyorum. Çünkü, Necmettin Pamir gibi üst düzey kabul edilen birinin daha iyi bir gramer bilgisi olmalı diye düşünüyorum. Mesela, 'dahi' anlamındaki 'de' / 'da' eklerinin ayrı yazılması gibi... Tabii bir de 'iş yoğunluğundan buna fırsat bulabilir mi?' sorusu var.

Demek ki, 'yakını' diyebileceğimiz birisi bu adsız yorumcu. 'Yakınları'nı da akrabaları, asistanları ve onun elinden şifa bulanlar diye kategorize edebiliriz. Adsız yorumcunun gayet kesinlikli ifade ettiği şekilde yazıyorum, '10.000 e yakın amelitaytı var fakat %1 bile vukuatı yok' istatistik bilgisi, olsa olsa asistanlarında olur, diye düşünüyorum.  

Artık olaya kendi açımdan bakmanın zamanı geldi.

Adsız yorumcu!

Siz kendinizi ne zannediyorsunuz!

Yorumlamadan önce 'okuduğunu anla, anlamadıysan tekrar oku' şeklinde özetlenebilecek basit kuralı ihlal etmiş olduğunuzun farkında değilsiniz. Yazımda, ne iddia ettiğiniz gibi '%1 vukuattan' dolayı, ne de ameliyatlarıyla ilgili bir şikayet yok ki! Anlayacağınız şekilde tekrar söyliyeyim: konunun, pek savunduğunuz '10.000'e yakın ameliyatında %1'i bile bulmayan vukuat' oranıyla başarılı bir operatör doktor olmasıyla, uzaktan yakından alakası yok!  Hipokrat yeminine sadık kalmayıp, diğer meslekdaşlarının tedavisi mümkün olduğunu söyledikleri hastayı tedavi etmeyi reddetmesi ve tavırlarıyla ilgili! Eğer anlattığım şekilde gelişen olaylar sizin başınıza gelse ve siz bunu içinize sindirebiliyorsanız, vah vah yani!

Bu bir.

İkincisi ve daha önemlisi, siz kim oluyorsunuz da, hakkında en ufak bilgiye sahip olmadığınız insanlar için 'daha kötü günler' dileyebilme terbiyesizliğini bir de yazıya dökme cesaretini gösterebiliyorsunuz!

Nedir yani? Sizin taktir edip sevdiğiniz bir insanı, taktir etmeyenler, 'daha kötü günler' geçirmeye mi mahkumdurlar! Tekrar soruyorum, siz kimsiniz ki! Kraldan çok kralcıların varlığını siyasette biliyordum ama... Bu zihniyetinin halk arasındaki temsilcisi siz misiniz, adsız yorumcu?! Nedir bu 'Ya bendensin ya da bana karşı' tavırları! Şu yazdıklarınız, günümüz Türkiye'sini gözler önüne seren en güzel örnek! 

Üçüncüsü ve en önemlisi, sadece bana 'daha kötü günler' dilemekle kalmayıp, aşkım için de aynısını söyleyerek haddinizi bilmemeniz, küstahlaşmanız! Hangi hakla, neyinize güvenerek yaptınız bunu! Kim olduğunuzu zannediyorsunuz siz!

Bunu yaparak...

Bana, aşkıma ve bizi seven herkese...

Siz ve 'aşkım' diyebileceğiniz -varsa- en az bir kişi için...

Ne bir fazla, ne bir eksik, aynı temennilerde bulunma hakkı verdiğinizin farkındasınızdır inşallah???

Ama ben ve aşkım, dileriz ki...

Bu yazdıklarınızı unutmak isteseniz bile, kulaklarınızda çınlasın...

Ve bir gün...

Siz ve 'aşkım' diyebildiğiniz kişi, bizim yaşadıklarımızın aynılarını yaşayasınız...

Ne bir eksik, ne de bir fazla.

Bizim insanlığımız, empati yeteneğimiz, terbiyemiz, kültürümüz, size 'daha kötü günler' dilememize izin vermiyor; ve emin olun hiçbir şart altında vermeyecek!