Bir kısım milletin vekillerinden birisi.
2007'deki genel seçimlerde bir kısım milletin tercihiyle, öncelikle seçim bölgesi olan Ankaralıların ve diğer bölgelerindeki vatandaşların problemlerini (mikro, makro) çözmeyi vaad ettiği için meclise giren Mücahit Pehlivan.
Elimdeki 28 Kasım 2010'un HaberTürk gazetesine göre, muhabir haberi yaptığı gün TBMM'ndeki sekreterini aramış, Mücahit Bey nerede, diye sormuş. Aldığı yanıt şu olmuş:
"Vekilimiz ağır gribal enfeksiyon nedeniyle raporlu."Ağır gribal enfeksiyon nedeniyle raporlu olan, bir kısım milletin vekili durduk yerde neden haber olmuş, özetliyorum:
"Antalya'nın Kumluca Beldesi'nde yağmurlu havaya rağmen, 3. evliliğini yapmaya hazırlandığını söylediği Aylin Yazıcı ile jet-skiyle dolaştı, balık tuttu. İkiliyi görüntüleyen AHT Antalya Büro Şefi Yrd. Yusuf Dalaman, Pehlivan'a 'Sayın vekilim, yağmura aldırmadan jet-ski keyfi yaptınız. Sanırım çok eğlenceliydi.' dedi. Pehlivan önce, 'Bir yanlışlık var. Ben vekil değilim.' dedi. Ardından, 'Keşke fotolarımızı çekmeseydin' dediği arkadaşımızı çaya davet etti. Jet-skiyi denizden çıkarmakta zorlanan Aylin Yazıcı 'Bu durumumuzdan faydalanıyorsunuz. Halimizi görmüyor musunuz?' dedi. Arkadaşımızın yardımıyla jet-ski Pehlivan'ın lüks cipinin (Porsche) arkasına bağlandı. Ayrılırlarken arkadaşımız Pehlivan'a 'Çay davetiniz hala geçerli mi?' diye sordu. Pehlivan, 'Hayır geçerli değil. Çünkü siz istemiyor olmamıza rağmen fotolarımızı çektiniz.' dedi. Ardından arkadaşımızı kaldıkları 'apart'a davet eden Pehlivan, babasının hasta olduğunu, halası ile halasının oğlunu peş peşe kaybettiğini, 2. eşinden boşanma aşamasında olduğunu anlattı. 'Böyle zor günlerin ardından bir süre dinlenmek istedim. Yaklaşık 1.5 yıldır birlikte olduğumuz ve evlilik hazırlığı yaptığımız Aylin hanım ve ailesiyle birlikte bayram tatilini Antalya'da geçirdik. Bu benim özel hayatım. Sonuçta kimseden saklandığımız yok, ancak bunların yazılmamasını rica ediyor ve taktiri vicdanınıza bırakıyorum.' diye konuştu.Kurban Bayramı için gittiği Adrasan'da bayramın ilk günü kendisini takip ettiğinden şüphelendiği otomobile tabancasıyla ateş açtı. Kurşun emekli öğretmen Kenan Güngör'ün otosunun arka koltuğuna isabet ederken Güngör, milletvekilinden şikayetçi oldu. Jandarmaya ifade veren Pehlivan, 'Takip edildiğimi zannedince korkutmak amacıyla bir el ateş ettim.' dedi."
Sen ne düşünürsün bilmem ama, bu haberden benim aldığım dersler şunlar:
- 'Ağır gribal enfeksiyondan' raporluyken yağmurda jet-skiye binmeyeceksin. Allah muhafaza...
- Zorlu bir dönemden geçiyorsan ama ağır gribal enfeksiyonun yoksa (baban hastaysa, akrabalarını peş peşe kaybettiysen, 2. kez boşanmanın ve 3. kez evlenmenin eşiğindeysen vs), kendine 'ağır gribal enfeksiyondan raporlu' dedirtmeyeceksin. Allah muhafaza, bi ortaya çıkarsa...
- Milletvekili olabilirsin, öğrenci, ressam, çöpçü, çarkçıbaşı olabilirsin ama, işini ve yaptığın hiçbir şeyi inkar etmeyecesin. Allah muhafaza, her an ortaya çıkabilir...
- Yanında silah taşıma, masum birilerinin canına, malına zarar verebilirsin. İşin bir de vicdan boyutu var. Allah muhafaza...
Bu arada aklıma takılanlar da var. Mesela, Baykal'ın kaset olayında, 16 Mayıs 2010'da üstün müslüman civanım delikanlı ne demişti:
'Partimin içinde böyle bir şey olsa derhal
ihraç talebiyle disiplin kuruluna sevk ederim.
Tahammülü mümkün değil.'
Özel hayat konusu için de:
'Bu özel hayat değil.'
deyip, eklemişti:
'Milletvekilliğinden istifa etmedi.'
Yukarıda Mücahit Pehlivan'ın haberinin tarihi: 28 Kasım 2010. Ne diyor Mücahit Pehlivan ilişkisi için: 1.5 yıldır birliktelermiş, fakat 2. eşinden daha boşanmamış... Kasım 2010'dan 1.5 yıl geriye git. Civanım delikanlının 'tahammülü mümkün değil' sınırlarına girmesi için daha vakit var demek ki...
Bu arada, bir kısım milletin vekili Mücahit Pehlivan, kendisini takip ettiğinden şüphelendiği her araca kurşun mu sıkmaktadır?! Eğer bu normalse, yarından tezi yok, herkes mi aynısını yapmalı?!
NOT: Mücahit Pehlivan henüz evlenmemiş, istifa da etmemiş; gugılın yalancısıyım!
Dilek, yine yapmissin yapacagini...Ben sahsim adina konusuyorum, yazilarinda Ugur MUMCU'nun havasini hissediyorum ve bayiliyorum.Bu yazinida büyük bir zevk ile okudum. Hani diyorum ki bazen, öncelikle cok büyük gecmis olsun gecirmis oldugun o büyük ameliyatlar icin. Bir an dedim ki, eh eger Dilek bu ameliyatlari gecirmemis olsaydi ve hele bir de gazeteci olsaydi...Iste o zaman, KAR nerelere ve nasil yagardi...;-)))
YanıtlaSilYazinda okudugum kadari ile adam silah cekiyor yani milletin vekili... Bizde bir lâf vardir, imam yellenirse cemaat te sicarmis misalinden olaya bakarsak, milletin vekilleri silah tasirsa digerleri haydi haydi ne yapmaz. Belki ben bu konuda dar görûslüyüm tabii bilemem. Kesinlikle bu silah tasima, silah müsadelerinin kaldirilmasindan yanayim. Normal bir vatandas nasil silahsiz yasamak zorundaysa milletin vekilleride silahsiz yasamali ve silahsiz yasanacak bir ortam yaratmalidirlar. Ki, iste o zaman gelismekten bahsedebilelim.
Bayiliyorum bu arastirmaci haline, nice güzel yazilarina...
Süper bir noktaya değinmişsiniz: milletvekili dediğinin görevi 'silahsız yaşanacak bir ortam yaratmak'.
YanıtlaSilBuna uğraşacaklarına yeni bir yasayla silah edinme yaşını 18'e indirdiler; bireylere ruhsatlı silah edinme sayısını 5'e; yanında taşıyabileceğin silah sayısını da 2'ye çıkardırlar.
Texas'a hoşgeldiniz!