Yarattığın dünyadan ibaretsin, ne bir eksik ne bir fazla.

27 Mayıs 2011 Cuma

İşsizlik için kim ne demişti, ne yapmıştı?

2009 yılının 31 Aralık günü, civanım delikanlının şu sözleriyle yıl kapanıyordu:
"Yaşanan bu tarihi kriz elbette ülkemize sıkıntı getirdi ama felaket yaşamadık. 2010 yılı Türkiye'nin krizin etkilerinden tamamen arınacağı bir yıl olacak."
Bunu duyan Maliye'nin Kemal abisi (Kemal Unakıtan)
''Kendisinden bahsetmiş olabilir. İstanbul'da İşler çok kötü. İş adamı kapısına haciz memuru getirmemeyi başarı görüyor.'' diye işsiz güçsüz oturup susan, gıkını çıkarmayan sana tercüman oluyordu neyse ki. Böyle söylerken Kemal abi, senin 'işler kötü' çorbasında onun da tuzu olduğunu unutmana bel bağlamış sanki...



Sonra, senin o çok beğendiğin civanım delikanlı baktı ki senden işsizliğinle ilgili hiç tepki yok, haklı olarak şöyle buyurdu:
"İşsizlik sanal bir sorun."
Valla şaka yapmıyorum ya! Aç gugılı, hatırlatsın sana. Hatta ben de o günlerde yazdığım yazılarda "Sanal işsizliğe sebebiyet veren insanlar da mı sanal yoksa?" diye sormuştum; "Bana soracak olursan işsizim.", "Bana soracak olursan açım." gibi 'sanal' konuşma balonları yaratmıştım senin için...


Civanım delikanlı vurur da, avaneleri durur mu!


Nihat Akgün, hani Sanayi ve Ticaret Bakanı olan zat-ı şahane

''İş arayanların çoğunun mesleği yok.'' 

dediğinde diplomalarını kapıp, meydanlara fırlamadın; kılın bile kıpırdamadı! Sanki İŞ ARAMAK sadece diplomalılara özel bir ayrıcalıkmış, kolunda altın bileziğin olmadığı için iş araman yasakmış, evine ekmek götürmek istemen suçmuş havasındaki bu sözler karşısında da sindin, köşende pıstın kaldın!


Ömer Dinçer, hani intihal yani aşırma, yani bilimsel hırsızlık yaptığı mahkemece onaylanan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı,


''Küresel kriz olmasaydı bile zaten çok ağır bir işsizlik sorunuyla karşı karşıyaydık.''

buyurduğunda, 'Peki sen necisin kardeş? İşsizliği azaltacağız diye 2002'den beri oy isterken iyiydi; önlemlerimizi aldık derken yalan mı söylüyordunuz yani?' diye sormak kim, sen kim!


Allahtan, başta CHP olmak üzere muhalefet partileri, senin adına, resmi rakamlara göre işsizliğin nasıl %14.5 olduğunu sorgulamayı bırakmadılar. O zaman da, pek bayıldığın civanım delikanlı çıktı ve
''Felaket tellalları ortaya çıkarak art niyetli ve çirkin yorumlar yaptı.'' 
dedi. Sen yine alkışladın be gülüm... Neyi alkışladığını bilip bilmediğin konusunda kaygılarım var amma, neyse...

Sonunda baskılara daha fazla dayanamayarak 'biraz acı reçete' ile 'işsizliği %10'a düşürecek 3D' planları olduğunu açıkladılar. 

Yanda işsizlik sorununa, istihdam sorununa nasıl bir ciddiyet içinde 3D gözlüklerle bakıldığını görüyorsun.


3D'nin en önemli ayaklarından biri civanım delikanlının önerisiydi:


''TOBB'un üyelerinin her biri ortalama 1 kişiyi işe alsa?'' 


Hay bin kunduz, önceki hükümetler niye düşünemedi bunu arkadaş ya!


Civanım delikanlı, 3D bakışın içinde bir de şunu söyledi: TOBB olarak bu sorunu çözdüler, çözdülerdi. Çözemezlerse, kendisi ve bakanları dolaştıkları illerde odalarla bire bir görüşerek çözeceklerdi! 


Sen de bu Kasımpaşalı ültimatoma kendi kaptırıp, 'İşsizliği, istihdam sorununu çözmek meğer hükümetlerin, devletin görevi değilmiş; soruna çözüm bulmuyorlar diye adamların günahını almışız bunca yıldır.' dedin gibi geliyor bana.

Aklı başında insanlar epey bir tartıştılar bunu. Kasım 2010'a gelindiğinde ise, onun da içi boş çıkıp işsizlik hala düşmeyince, bu sefer de işsizliğe karşı '4 ayaklı strateji' çalışmalarını başlattıklarını açıkladılar. 


2010'u resmi rakamlara göre %11.9 ortalamasıyla (Ocak ayında %14.5, Nisan ayında %12, Ağustos'ta %11.4, Aralık ayında %11.4) kapattık. Gördüğün gibi bu işsizlik konusunda 9 yıldır çok laf, az iş. Anlamadığım şey, işsiz işsiz bu gidişattan tatmin olmayı nasıl başarıyorsun?


2011'de işsizlik için kimler neler yapmış, bir sonuç alınmış mı, kimler neler söylemiş yazısıyla devamı yakında...  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder