Yarattığın dünyadan ibaretsin, ne bir eksik ne bir fazla.

4 Mayıs 2011 Çarşamba

Fatih Altaylı'dan Usame Bin Ladin yazısı

ABD'nin terörist farkı
 
BİN Ladin öldürüldü.
11 yıldır çok açık biçimde ABD'nin "hedefiydi".
Ondan önce de hedef olduğu söyleniyordu ama o bölge karanlık. Çünkü bildiğimiz kadarıyla Clinton döneminde de yakalanması ve ortadan kaldırılması an meselesiyken,

Başkan emriyle "yaşamaya devam etmişti". ABD'nin tam hâkimiyetindeki Pakistan-Afganistan bölgesinde 11 yıl "yakalanmadan" dayanmak, hem de askeri bir birliğin burnunun dibinde ilginç.
Ama zaten Bin Ladin ilginç bir adam.
Bir CIA ürünü.
Afganistan'da Ruslara karşı savaşmak üzere eğitilmiş, yıllarca ABD'nin emri altında çalışmış bir "CIA devşirmesi".
Suudi bir milyarder çocuğu.
Herhalde artık gereksiz hale geldiğine kesin bir şekilde kanaat getirilmiş olmalı ki, "imha edildi".
ABD'nin seçkin askerleri, bir yıl önce belirlenen yerine saldırıp öldürdüler.
Sonra da cesedini denize atmışlar ya da her ne demekse, denize gömmüşler.
ABD'nin, terörist liderlerine karşı tavrı ilginç.
Biliyorsunuz, bizim de bir Abdullah Öcalan'ımız var.
Yıllarca Suriye'nin kontrolünde yaşadı.
Türkiye'deki terörü yönetti.
Sonra Türkiye'nin Suriye'ye uyguladığı yoğun baskı sonucu Suriye'den dışarı çıkmak zorunda kaldı.
Birkaç aylık bir kovalamaca sonunda Kenya'da yakalandı.
Hiçbir zaman kimin yakaladığı çok açıkça ortaya koyulmadı.
Büyük ihtimalle yakalayanlar İsrail ajanlarıydı. (Büyük ihtimalle diyorum ama bir İsrailli istihbarat yetkilisinden Öcalan'ı yakalayanların kendileri olduğunu duydum.)
Onlar ABD'nin onayı ve talebiyle Öcalan'ı Türkiye'ye teslim ettiler.
Ama bir şartla.
Öldürülmemek ve idam edilmemek şartıyla.
Hatta bunun yazılı bir anlaşmaya döküldüğü yolundaki belgeyi gören meslektaşlarımız varmış. Yazdılar.
Diyorum ya, ABD ilginç bir ülke.
Kendi teröristi söz konusu olduğu zaman önce yakalayabileceği halde yakalamıyor. O terörist daha sonra ABD topraklarına saldırıyor.
Sonra yakalama kararı verip bulunduğu ülkeyi işgal ediyor.
10 yıl sonra da, tam o ülkedeki işgale son vereceği dönemde yakalayıp öldürüyor.
Kendi teröristini öldürüp denize atıyor, Türkiye'nin teröristini ise "hayatta kalma şartıyla" Türkiye'ye veriyor.
Benim bu işlerden anladığım şudur:
Usame bin Ladin'in işlevi sona ermiş, Abdullah Öcalan'ın işlevi ise henüz bitmemiş.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder