Yarattığın dünyadan ibaretsin, ne bir eksik ne bir fazla.

26 Ocak 2011 Çarşamba

Daha neler olacak neler!

Uzun zamandır bekliyordum böyle bir şeyi.

Ne zaman, nerede ve nasıl olacak diye.

Şimdilik, spor kulüplerinin sorunları ve şiddet sorunun araştırılması amacıyla kurulan bir Meclis Araştırma Komisyonu'nda dile getirmişler ama, önümüzdeki seçimlerde de tek başlarına iktidar olurlarsa, sadece bu konu ve benzeleri için özel bir Meclis Araştırma Komisyonu kurabilirler; benden söylemesi.

14 Ocak günü bazı gazetelerde küçük bir haber olarak yer aldı. Fahrettin Poyraz ve Tuğrul 
Yemiş ikilisi, 19 Mayıs törenlerini hakkında memnuniyetsizliklerini, 'zaten ilgi de kalmadı' bahanesiyle belirttiler. Bu, bir ilkti; yani ilk kez milletvekili olan insanlar tarafıdan sözlü ifade ediliyordu.

Bunu, bir hafta sonra, Yalova Valisi Dursun Ali Şahin'in, 19 Mayıs törenlerinin kaldırılması teklifi izledi. Onun da sebebi benzerdi; ''Bu dönemler artık geçti. Doğu Blok'undan ithal edilen şeyler.'' dedi. Bu teklifi, İçişleri Bakanlığı'nın düzenlediği ve valilerinin katıldığı bir toplantıda söylediği için, 81 vali ve İçişleri Bakan Beşir Atalay da duydu haliyle.

Gerçi, daha önceleri de münferit(!) işaretler, Cumhuriyet Türkiye'sine ilişkin törenlere katılmayan ya da geç gelenler aracılığıyla, verilmişti. Hatta bazıları, 10 Kasım'larda 'sap gibi ayakta durmaya' gerek görmediklerini ve daha neleri neleri yıllar yıllar önce, henüz 'gömlek' değiştirmemişken söylemişti. Ve daha dün,
  • Atatürk resimli 'Cumhuriyetine sahip çık' yazılı tişörtler için bir öğretmene ceza verilmesi
  • Türk bayrakları 'izinsiz kullanım' nedeniye araçlardan sökülmesi
  • Vasat bir savunma(!) olan Çanakkale Zaferi'ni temsil eden oyunun TBMM'nde eleştirilmesi
  • 19 Mayıs'larda, 23 Nisan'larda alternatif(!) kutlamalar yaratılması
  • Gençliğe Hitabe'yle ''bugün yazılacak olsa...'' diye dalga geçilmesi
  • 'Ne Mutlu Türk'üm Diyene' yazısını taşıyanların cezalandırılması
  • Andımızın 'ırkçı' olarak algılanması, 'kaldırılabilir' denmesi
  • Anayasa Mahkemesi yeminindeki 'Türk milleti' ve 'Türk evlatları' ifadeleri çıkarılması
  • İstiklal Marşı'nın okunması zorunlu olmaktan çıkarılmasının teklif edilmesi
  • Ankaralıların içtenlikle alkışladığı 'Atatürk Koşusu'nun, 2010 yılında 78. yılında yasaklanması
  • Ankara'nın başkent olmasının, Anayasadaki bütünlük, bölünmezlik ifadelerinin ve benzerlerinin 'geri zekalı' bulunması
gibi 'münferit' olarak nitelenebilecek olaylara tanıklık ettik, hep birlikte.

Peki, konumuz olan 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı'ndan rahatsız olma durumu, münferit değil de 'organize' olabilir mi? Eğer, birbirini tanımayan on-yirmi-otuz-kırk binlerin katıldığı yuhalama ve ıslıklama protestosu için 'organize' denilebiliyorsa, 2 milletvekili ve 1 valinin fikir ve söz birliği, neden 'organize' olmasın ki? 

Bunlara eklenecek çoook şeyler var da, arif olan anladı. Tabii, bu gibi fikirlerin bir gecede oluştuğunu düşünmek, insan zekasına hakaret.

Yolun sonunu görememek ise kıt zekalara mahsus...

'Yolun sonunu görememek' dedim de, akılma geldi. Geçenlerde  YARSAV'a alternatif(!) olarak kurulan Demokrat Yargı Derneği'nin eşbaşkanı Orhangazi Ertekin basına bir açıklama yapmış. Bana göre, eğitimli olup da, üstelik fırtınanın göbeğindeyken, 'yolun sonunu görememek'in itirafıdır aşağıdaki ifadesi:

''...Adalet Bakanlığının ittifak önerisinin dernek yönetiminde tartışılması sırasında Osman Can'ın da aralarında bulunduğu ve bakanlık önerisine sıcak bakanlara, bir üye ''Biz Kemalist diktaya karşı çıkmak için yola çıktık ama vurgumuz Kemalizme değil, diktayaydı. Oysa görüyorum ki sizin derdiniz diktayla değil, Kemalizmleymiş.'' dedi. Bence bu, tarihe geçecek ve yaşadıklarımızı ileride özetleyebilecek bir söz...'' 


2 yorum:

  1. Bir yazinda okumustum, cok iyi bir arsivinin oldugunu zannediyorum ve tahminimcede cok arastiriyor ve bulduklarinida sakliyorsun. Bazi yazilarinda kendinden o kadar emin yaziyorsun ki hayranlik duyuyorum. Eminim ki bu yazilarina kolay kolay kimse aksini iddia edemez.

    Bu yazinida müsade edersen, facebook'ta paylastim. Cünkü, okunmali.

    Güzel seyler paylasildikca güzelse ve böylece de daha da deger kazaniyorsa, paylasilmali.

    Sen bikmadigin sürece bizden okumaya devam...

    YanıtlaSil
  2. Haklısınız Yavuz abi. Yazılarımda kullandığım bilgiler (sayısal, sözel) 'Valla ben hesaplamadım; valla ben söylememiştim' denecek cinsten değil.
    Geriye kalansa bunları benim nasıl gördüğüm. E, ona da karışamazlar. Abdullah Gül ne demişti: Türkiye'de isteyen istediğini yazar :))

    YanıtlaSil