Yarattığın dünyadan ibaretsin, ne bir eksik ne bir fazla.

17 Ocak 2011 Pazartesi

Bir ucube, bir deli, bir terörist bir araya gelince...

Arşiv denince aklıma, balya balya yığılmış kağıtların, hangardan daha büyüğünden bir küçük odacığa varana kadar değişken mekanlarda raflarda istiflenmesi geliyor nedense. Belki yaşımdan dolayı, belki de yazılarım için günlük gazeterden kestiğim kısımları böyle dosyaladığım için, kimbilir.


Aslında daha başka, kağıtsız, rafsız, deposuz bir arşiv de var. Allah interneti bulandan, yaygınlaştırandan falan razı olsun. İnternet aslında bir dünya arşivi. Uzatmayacağım, tam anlamıyla süper bir şey olduğunu hepimiz biliyoruz.


Konuyu yine siyasete bağlayacağım. İnternette başka bir şeyler arıyordum. Bundan tam 1 yıl önce, 17 Ocak 2010'da Muhsin Ertuğrul Sahnesi ve İstanbul Kongre Merkezi'nin açılışına rastladım. Konuşmayı yapan,


elbette, üstün müslüman şahsiyet civanım delikanlı. Demiş ki o vakit:


''Şüphesiz ki insanların düşüncelerini farklı görebilir, 
beğenmeyebilir, eleştirebiliriz ama, 
bunlar 
bir saygı içerisinde olmalı.''


Konuşmanın anlamına önce üstün müslüman şahsiyet olduğu artık belgeli olan civanım delikanlı açısından bakalım. Diyor ki, tamam arkadaş beni, yaptıklarımı yapacaklarımı, politikalarımı beğenmek zorunda değilsin ama, bunu saygı çerçevesinde belli et. Kısacası bana-bize saygısızlık yapayım deme... Bu arada saygı çerçevesi nerede başlar, nedere biter, sınırlarını bilemesek de, açılan tazminat davalarından görebiliriz gibime geliyor.


Şimdi bir de, üstün müslüman şahsiyetin beğenmediği, eleştirdiği şeyler açısından bakalım konuya. Başka bir yığın örnek var ama, güncel olan birini ele alayım. Kars'daki heykeli diyorum. Kendisi heykeli beğenmemiş. Ve bunu da, başkalarına önerdiği gibi 'saygı içerisinde' belirtmek için ne diyor:


Ucube


Vay vay vay... saygıya bak...


Bundan sonra, demek ki, düşüncelerinden, eserlerine, eylemlerine kadar ne varsa beğenmediğimiz, eleştirdiğimiz her şeye 'Ucube' diyebiliriz. 'Vay, sen ne dedin!' ya da 'Ne hakla!' diyene de cevap hazır: 'Benim saygı çerçevem, başbakanınkiyle aynı. Asıl sen kime ne diyosun!'


Konu saygıdan açılmışken devam edeyim. Yine geçmişten, bir örnekle. Yok canııım, yeni vaka olmadığından değil, balık hafıza olduğunuzdan; hatırlatmak için yani.


Egemen Bağış, anayasa paketine, kendinden farklı düşünen 'hayır'cıları, aklından zoru olmakla yani deli olmakla ve vatan haini olmakla suçlamıştı. Bunun üzerine, U2 grubu için Boğaziçi Köprüsü geçişe kapatıldığında gruba eşlik ederken ve konserde farklı vatandaşların ıslıklı alkışlı protestosuna uğramıştı. Konuyla ilgili üstün müslüman şahsiyetin söylediklerinden, 'saygı' çerçevesine kısa bir bakışa ne dersiniz:


''Burada (U2'nun konserinde) 
değerli bakanıma karşı takınılan tavır, 
güzel bir tavır değildi.''


Demek ki, civanım delikanlıya göre bir bakanın, TC'nin vatandaşlarını, elinde herhangi bir kanıt olmadığı halde, 'deli' ve 'vatan haini' ilan etmesi, 'güzel bir tavır' olarak kabul edilebiliyor. Bunu protesto etmek ise, zinhar. Oldu o zaman. 


Amaaan kime ne anlatmaya çalışıyorum; kendisi de, darbeci, terörist ilan etmemiş miydi vatandaşı zaten, saygılı saygılı!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder