Yarattığın dünyadan ibaretsin, ne bir eksik ne bir fazla.

22 Ocak 2011 Cumartesi

Her şeyin vardır elbet bir sebebi

İnançlar ve gerçekler

İlköğretimde türban meselesi sorulduğunda, üstün müslüman civanım delikanlı,


''Özgürlüklerin tanımı noktasında açıklama yapmam. 
Çünkü özgürlüklere olan inancım çok farkı.''


demiş ya, gereken yanıt kimden gelse beğenirsiniz: TBMM Adalet Komisyonu Başkanı akepeli Ahmet İyimaya'dan! 




''İNANÇLARLA GERÇEKLERİN HER ZAMAN ÖRTÜŞMESİ GEREKMEZ.''


Diyeceksiniz ki, aman nasıl oldu da, oldu? 
Olur, çünkü olay farklıydı: 'Melih Gökçek Yasası' diye bildiğimiz yasayı TBMM Adalet Komisyonu'nda savunmaya çalışan akepeli Hakkı Köylü'ye, 'Söylediklerine sen bile inanmıyorsun!' diyen CHP'li Ali İhsan Köktürk'e acele tarafından bir şeyler söylenip, susturulması gerekiyordu. Ahmet İyimaya da bunları söyleyiverdi, ben de yazıyazıverdim :)


* * * * * *


Ama haksız buuu

Abdullah Gül, rektör atamaları konusundaki eleştirilerin haksız olduğunu, bir üniversiteye Alevi rektör atadığını belirtmiş. Ben, 'kimdir bu bir Alevi rektör, nasılmış ki atanmaya hak kazanmış' diye gugıl araştırması yapacaktım ki, örnek olarak gösterilen rektör Durmuş Boztuğ gazeteye açıklama yapmış: 





''Son yıllarda iktidarın yaptıklarını savunduğum için 
eleştiriliyorum. Alevi dostlar arasında da 
ezber bozan tavrım var.''  

Söylemeye gerek var mı bilmiyorum ama, üniversitede türbana özgürlük bildirisinde imzası varmış. Yaaa...  

* * * * * *


İmaj her şeydir 


Meclis Başkanlığı yaklaşan seçimler öncesi milletvekillerine imaj dersi verdirmiş. İmaj danışmanı Özlem Çakır, milletvekillerine, 


Kişisel imajda görüntü faktörünün önemi


konulu bir seminer düzenlemiş. 


Valla saçlarını sağdan da, soldan da ayırabilirler; her gün aynı kahverengi takım elbise giyebilirler; saçı beyaz olanlar istedikleri renge boyatabilirler; şişman da kalabilirler Afrikalı açlara da benzeyebilirler falan hiç umurumda değil. 

  • TBMM'ne ilk geldikleri gün ettikleri yemini unutanlar
  • Sabah başka akşam başka konuşanlar
  • Kendi aklıyla, düşüncesiyle değil, birisinin bir işaretiyle hareket edenler
  • Milletin vergilerinden yapılanları 'babalar gibi' satanlar
  • Asker için 'hesap vermeyen kurumlar kamu vicdanında aklanmayacak' deyip, hükümetin herhangi bir bürokratı için herhangi bir soruşturma izni vermeyenler
  • Demokrasiyi, istediğin durağa gelince ineceğin bir araç olarak görenler
  • Milletinkinden önce kendi ceplerini önce düşünenler 
  • vs vs vs
İstedikleri kadar imaj yapabilirler. Bu, milleti görüntüyle uyutmanın ikinci adıdır. Ne demişler: Ayinesi iştir kişinin, lafa bakılmaz, imajaysa hiç bakılmaz!


* * * * * *


Milletvekili olmanın dayanılmaz cazibesi


Hani bir önceki yazı da dedim ya, 'Milletin cebinden önce kendi cebini düşünenler' diye. 


Örneği bu gazete küpüründe.


''Genel seçimler yaklaşırken genç vekillerin, seçilememeleri halinde, emekli oluncaya kadar aylık 3 bin lira temsil tazminatı alabilmek için, Torba Kanun tasarısına konulmak üzere bir önerge hazırladıkları öğrenildi. Önerge bu şekilde kabul edilirse, hem genç vekiller tazminata kavuşacaklar, hem de milletvekillerinin normal ve emekli maaşlarında 1300 lira dolayında artış olacak. Milletvekilleri halen aylık yaklaşık 9500 lira maaş alıyorlar.'' (Ahmet Kıvanç / Ankara, 13 Aralık 2010 - HT Gazetesi)
 
(Y.N: 2010 Temmuz itibarıyla milletvekilleri aylıkları yaklaşık 10.500 TL, emekli milletvekili aylığı yaklaşık 5000 Tl)

2 yorum:

  1. Sevgili Dilek bu güzel yazini facebook'ta paylastim. Kiytiriktan bazi köse yazarlarinin yazisini okuyacaklarina,saglam bir " kösesinin yazarindan" saglam bir yazi okusunlar istedim.

    Saglicakla kal...Nice güzel yazilarina.

    YanıtlaSil
  2. Evet, Yavuz abi, görüyorum facebook'dan okuyanları :))

    Ama söyleyeyim, şımartıyorsunuz beni :))

    Sevgi ve selamlar.

    YanıtlaSil