Yarattığın dünyadan ibaretsin, ne bir eksik ne bir fazla.

20 Nisan 2010 Salı

TOKİ için bişi istiyosak namerdiz, herşey adalet ve kalkınma adına

Komik olma kuzen Lari! demeyeyim de, ne diyeyim?

9 Mart 2010'da Resmi Gazete'de yayımlanan bir kanun var. 'Arsa üretimi ve değerlendirilmesi hakkında Kanun ile bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına dair kanun...' Birkaç maddesi olan bu kanunun, Ek 14'üncü maddesi şöyle:

''Tasfiye halinde Türkiye Emlak Bankası tarafından Toplu Konut İdaresi Başkanlığı'na (TOKİ) devredilen varlıklardan ve bu varlıklarla ilgili devirden önce yapılmış akitlerden doğan yükümlülükler nedeniyle TOKİ'den ve ortaklıklarından hiçbir hak ve alacak talebinde bulunulamaz..'' 
Başka bir maddesi de diyor ki:

''Tasfiye halinde Türkiye Emlak Bankası tarafından TOKİ'ye devredilen varlıklardan ve bu varlıklarla ilgili devirden önce yapılmış akitlerden doğan yükümlülükler nedeniyle TOKİ'ye ve ortaklıklarına karşı yargı mercilerinde açılmış veya husumet yöneltilmiş devam eden davalar ile icra takipleri ek 14'üncü madde hükmü uygulanarak sonuçlandırılır.''



Bu kanun, hukuksuzluğumuzun, milletin vekilleri tarafından da resmen onaylanmış olduğunun göstergesidir. Nedenine buyrun: 1985 yılında Yapı Kredi Bankası, Tercüman Gazetesi'nin o zamanki sahibi Kemal Ilıcak'ın sahibi olduğu 4.5 milyon metrekarelik araziyi kredilerine karşılık satın alır. Bu arazi, yapılacak konutların %12'si karşılığında Selim Edes'e verilir. Selim Edes batar. İşi Emlak Bankası devam ettirir. Emlak Bankası tasfiye edilirken, araziler TOKİ'ye devredilir. Yapı Kredi Bankası, arazi üzerinde yapılan konutların %12'sinin kendisine ait olduğuna dair mahkemelerden karar çıkartır. Ve, bak sen şu allahın işine ki, TBMM'ne vahiy gelir(!) ve mecburen yukarıda bahsi geçen kanun çıkartılır. Bu arada, arazi diye bahsedilen yer, Ataşehir. Görüldüğü üzere, TOKİ'nin sırtı, bir kez daha sıvazlanmakta. Efendim? Bir kez daha, ne demek mi? Anlatayım, efendim: Aralık 2009'da TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda muhalefetin itirazlarına rağmen kabul edilen kanun tasarısı diyor ki: kamu hizmetine tahsis edilen arazi ve arsalar hariç, TOKİ'nin talebi, Maliye, Bayındırlık ve İskan Bakanları'nın ortak teklifi ve Başbakanın onayı ile belirlenen arsa üretim alanlarında bulunan Hazine'ye ait taşınmazlar ve Hazine adına tescil edilecek taşınmazların mülkiyeti bedelsiz olarak TOKİ'ye devredilecek; TOKİ'ye ait arazi ve arsalar, arazi vergisinden DAİMİ OLARAK MUAF olacak. Nasıl ama? 

Bu, sizin ya da benim gibi gerçek kişilerin başına da gelebilirdi; ve hatta belki gelmiştir de, henüz medyaya yansıyan bir şey yok. İnanabiliyor musunuz? Bir arsanız var; şimdi, diyorsunuz kendini kendinize, konut karşılığında müteahhite vermeyeyim, batar kaçar, iş yarım kalır, sonra ayıkla pirincin taşını. Eşşeği sağlam kazığa bağlamak için, Emlak Bankası'yla anlaşma imzalıyorsunuz, noter huzurunda. Halbuki, eşşek de, ip de sağlam, amma kazık sağlam değil. Sonuç itibarıyla, arsanızla rezil olmuş oluyorsunuz. Yinede hak var, hukuk var, deyip, başlıyorsunuz mahkeme kapılarında yaşlanmaya. Tam rahatlamışken, mahkeme sizin lehinize karar çıkartmışken; büyük ihtimalle sizin verdiğinin oyla memleketi yöneten(ler), yukarıdaki kanunu şaaak diye sokuyorlar, gözünüze. Büyük ihtimalle dedim, çünkü görünen o ki, iki kişiden biri Akepeye oy vermiş. Yukarıdaki kanunu uzun geldiğinden okumayanlara kanunun kısa versiyonu için bir örnek:

''Sen al, devletin noterinden onaylı o anlaşmanı, uygun bi şey yaparsın artık. Ne yapacağın kararını da devletten bekleme artık. İkile, ense traşını görelim.''

Mehmet Tekelioğlu, Akepenin İzmir'den milletin vekiliymiş; 29 Temmuz 2009'da bir yazı kaleme almış, HaberTürk'te yayımlanan. Oradaki sözlerinden aynen alıntı yapıyorum:

''Demokrasi ihtiyacı, temelde, kişi hak ve özgürlüklerine olan saygıya dayanır.''    

İktidar partisinin her bir üyesinin ağızdan, bugünlerde, bu veya buna benzer sözler çıkmıyor mu? O zaman, 9 Mart 2010'da Resmi Gazete'de yayımlanan yukarıdaki kanun için genel kurulda, nasıl olur da ''Evet'' oyu verirler? 'İşimiz olmaz.' dedikleri 'Şark kurnazlığı' bu değilse, nedir? Yoksa, başka bir 'boş kağıda imza' olayı mıdır bu? Böyle imzalanmış kaç boş kağıt vardır ortada?  

Daha imzası kurumamış bu kanundan sonra, ''Kız anacım, bizim yapıcamız yeni anayasa var ya, hepinize 15şer 20şer bin dolar gelir olarak döncek. Bi demokrasi getiricez, tadından yinmez. İki gözümüz önümüze aksın hepsi adalet ve kalkınma için; kendimiz için bişi istiyosak, namerdiz be.'' gibilerinden açıklamalara, havalara ne tepki vereceğiz?

En son söyleyeceğimi, en başta söylemişim zaten; yine tekrar edebilirim tabii ki: Komik olma kuzen Lari!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder