Yarattığın dünyadan ibaretsin, ne bir eksik ne bir fazla.

5 Nisan 2010 Pazartesi

En karlı kamu bankası robotlara istihdam yaratıyor desem...

Günü geldiğinde robotların insanların işlerini ellerinden alacağı gibi kehanetlerle yola çıkan elli bin türlü film sayılabilir. Eğer o günlerin çoook uzakta olduğunu düşünüyorsanız, yanılıyorsunuz.

Ziraat Bankası Genel Müdürü Can Akın Çağlar, VTM cihazlarını bünyesinde bulunduran ve 'insansız bankacılık' olarak adlandırdıkları ilk şubelerini Bursa'da hizmete açtıklarını 3 Mart'ta açıkladı. Bakın, konuşmasının devamında neler var:

''(Türkiye'nin her yerinde şube açılması yönünde talepler geldiğinde) Oralara da yetişmemiz, personel sayısı olarak, o insanları alıp oralara göndermek, eğitmek oldukça zaman ve maliyet işi. (..) Kredi vermenin dışında, şubeye gelen bir insanımızın para yatırma, para çekme, döviz alma, döviz satma, fatura ödeme, havale yapma, fon alma gibi tüm işlemler yapılabilecek.''


Bu açıklamalarla, sanırsınız ki, Türkiye nüfusu 15-20 milyon ve büyük çoğunluk belli birkaç bölgede toplaşmış. Değil mi? E canım baksanıza şu sözlere: 'oralara yetişmemiz, personel sayısı olarak o insanları alıp oralara göndermek..'.

Demek ki neymiş, atıyorum Kars'ın Sarıkamış ilçesinde toplasan üç beşyüz insan yaşıyor ve bunlar ille de Ziraat olsun, diyor. Siz illa ki dışarıdan birilerini mi göndermek zorundasınız oraya çalışsınlar diye? Yerli halktan birilerini çalıştıramazm mısınız? Hayır, çalıştıramazlarmış; nedeni de eğitim maliyeti imiş. Mazeretin 'zaman' boyutuna ise sadece şöyle karşılık vermek istiyorum: ''Hemen şimdi, şu an mı Ziraat Bankası'ndan döviz bozdurmak sizin için önemli, yoksa eşinizin, kızınızın, yengenizin temel bankacılık kurallarını ve Ziraat'in kullandığı yazılım sistemini öğrenip para kazanması, sosyal güvenceye sahip olması mı önemli?'' diye sorulsa? Akla eseni değil de, halkın gerçekten yararına olacak bir şey referanduma sunulmuş olur gibi gibi... Neyse, büyüklerin işine burnumu fazla sokmayayım; ne de olsa sadece bir oyu olan, sade vatandaşlardan biriyim.

Haydi bunları yemiş gibi yapalım. İşsizliğin %14 olduğu ve artık kronikleşmeye başladığı bu güzel ülkemde, en büyük kamu bankasının, bir tek kişiye bile istihdam yaratmamasını nasıl hazmedeceğiz!? Hap gibi mi yutacağız? Ya da, hapı mı yutmuş olacağız? Reklamını 'Türkiyenin lokomotifi' diye yapıp, Türkiye'nin en karlı bankası olduklarını açıkça itiraf ederken, istihdam yaratmanın maliyetsiz, ya da az maliyetli olmasını tercih eder kafayla, bizi hangi destinasyona, nasıl ulaştıracağını bilmek dahi istemiyorum!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder