Yarattığın dünyadan ibaretsin, ne bir eksik ne bir fazla.

3 Şubat 2010 Çarşamba

Kriptonit banyomuzun işleri

Ay valla tükendim ya. Boşuna 'kriptonit' dememişim ben banyomuza.

Dün bütün gün yer karolarını bekledik. Bekledik derken fayans ustası da bizle birlikte. Adamcağız, bize misafirliğe gelmiş gibi, çay-kahve-kek-yemek ikram ettik; birlikte gazeteleri okuduk...
Yanlış anlaşılmasın, ikramlardan şikayetçi değilim ama ömrümde herhangi bir ustaya 'Başka hangi gazeteyi okumak istersiniz?' diye sormamıştım!

Halimiz öyle komikti ki. Hep malzeme gelmiş olur, ustayı bekleriz. Bu sefer tam tersi! Allahtan saat 3 civarında malzemenin gelmeyeceğini öğrendik. Yoksa, 'Gerekirse gece yarısına kadar çalışırım!' diyen ustayı yatıya da ağırlayacaktık :))

Bugün sabah yine usta malzemeden önce geldi, sabah çayını içtikten sonra malzemeler teşrif etti. Bize ellerinde var olduğunu söyledikleri duş teknesinin ellerinde olmadığı ortaya çıktı. Kendi ellerinde olmaması bir yana, piyasada da yokmuş ki! Bulunmaz Hint kumaşı olsa, şimdiye bulmuştuk. Neyse, her zamanki gibi, 'Geç olsun, güç olmasın' diye söylenerek dolaştım ortada. 'Söylenerek' deyince aklıma bir arkadaşım geldi. Kulakları çınlasın, dinle uzaktan yakından ilişkisi olmayan bu arkadaş,  herhangi bir şekilde söylenmeye başladığımızda, bize 'Söylenme, söyleneceğine süphaneke oku, bi gün bi işine yarar.' derdi  :)

Sonuçta, bugün yer karolarımız döşendi. İş sahibi Suat bey, ustayı almaya geldiğinde söz bir şekilde bu işin ne kadar pis bir iş olduğuna geldi. Aslında daha ilk gün, ilk saniye gelen çocuklar yerlere, koridora naylon koyacaklardı ki, hem parkeler zarar görmesin, hem de pislik oraya buraya bulaşmasın. Ama ben yürümemde zorluk olur diye, istemedim. O yüzden de iki gündür adamların ardından koridoru ve mutfağı süpürüyordum. Nasıl diye sormayın, kendime has yöntemler geliştirdim... İnsan mecbur kalınca, ne kadar yaratıcı olabiliyor, inanamazsınız!

Bugün akşamüstü Suat beye de 'Zaten şimdi siz gidince ben süpüreceğim.' deyince, adamcağız, 'Durun Dilek hanım, biz süpürelim' diye teklif etti. Ben, yok canım olmaz, desemde israr edince, dayanamadım ve tutuşturdum elektrik süpürgesini Suat beyin eline. Şipşak süpürdü; ben de dalgamı geçtim:

'Evde de süpürüyor musunuz ortalığı? Valla eşinize söylerim benim evi süpürdüğünüzü!'

2 yorum:

  1. Valla merakla gelismeleri okuyor ve bekliyorum.

    YanıtlaSil
  2. En nihayetinde bugün duş teknemiz takıldı. Şimdi de kabinin ölçüsünün alınmasını bekliyoruz.

    YanıtlaSil