Yarattığın dünyadan ibaretsin, ne bir eksik ne bir fazla.

26 Şubat 2010 Cuma

Kriptonit banyomuz bitti - galiba

İnanabiliyor musunuz, banyo yaptım birkaç saat önce! Hem de kendi evimde, kendi banyomda :) Oh, dünya varmış. Pirüpak oldum. Öncesinde olanları anlatayım da gülün azıcık.

Geçen hafta cuma günü duş kabininin montajına geldiler. Sabahında da aşkımla konuşuyorduk; 'Bu akşam bi güzel yıkanırız artık.' deyince, ben hemen atladım 'Aman nolursun bu akşam da yıkanmayalım. Sonra silikonlar tutmaz, bir de yenilenmesiyle uğraşmayalım.' Malum, duş kabiniyle duvar arasına çekilen silikondan bahsediyorum. Gerektiği kadar kurumazsa, su sızdırıyor. Sonuçta bir gün daha 'bitli' kalmayı uygun gördük.



Montaja başladıklarında ben de ustaların yanındayım. Merak bu ya, sanki daha önce hiç görmedim duş kabini nedir, nasıl olur. Önce bir koca kartonu açtılar, içinden tek tarafın malzemeleri çıktı. Ben, neredeyse zil takıp oynayacağım. Saatler değil, dakikalar kalmış artık finale. Sonra ustaların konuşmasından bir şeylerin eksik olduğunu hissetim. Yok yav, bana öyle geldi heralde, falan demeye kalmadan, ustalardan biri 'Hanfendi bi bakar mısınız?' dedi. Ben de içimden 'EYVAAAH!' dedim. Adamcağız, emin olamamanın verdiği sıkıntıyla, 'Böyle olacak di mi?' diyor.

Duş teknemiz köşe tabir edilen şekilde. Kabinin her iki kanadını da yanlara iterek duş teknesine girersiniz ya, usta elinde duş kabini yüksekliğinde bir boru, tam giriş köşesine sabitlemiş, 'Böyle olacak, di mi?' diye soruyor. Düşünün ki, duşa girilirken, kabin kapıları iki kenara itiliyor, ama ortada sabit bir boru olacak. Ustanın anlam verememesi ne güzel; anlamlı bulsa öyle monte edecek zira. Yok yav, öyle olmaz, omurgasız mıyım ben, nasıl geçeyim o aradan, dedim. Ustalar hak verdiler, başka ne yapabilirlerdi ki? Neyse efendim, birkaç güne kadar kapıların mıknatıslı parçasını getireceklerini söyleyip, duş kabininin parçalarını çalışma odamıza dayayıp gittiler. Arada, Vitra'yla ve aşkımla yaşadığım, aşkımın Vitra'yla yaşadığı telefon trafiğini es geçiyorum.

Çarşamba günü mıknatıslarımız geldi. Montajı bitirdiler. Bu sefer de, mıknatıslı parçanın bir kısmını takarken kırdılar. Biliyorum, sizin bile içiniz bayıldı. 24 saat kullanmayın dediler, silikonlar yüzünden. Dün de Vitra'nın adamları gelip bir önceki kabinden hatıra kalan duvardaki delikleri derzle kapadılar. Yarın sabaha kadar kullanmayın diye talimat verdiler. Ve netice ilk başta yazdığım gibi. Hala mıknatıslı parçanın değişmesini beklemek haricinde, banyomuz bugün itibarıyla hizmete girmiş bulunuyor.

Aslında açılış kurdelesini evinde banyo yaptığımız arkadaşımıza törenle kestirecektik. Dur ya, onunda kılıfını şöyle uydursam ne dersiniz: rezil olmayalım diye, resmi açılıştan önce, banyomuzda test sürüşü yaptık :)))

4 yorum:

  1. Sevgili annemineli, çoook teşekkür ederim :)
    Blogunuzda elma şekerini görünce çocukluğuma gittim. O kadar severek yediğim bir şeyi artık göremediğimi fark ettim. Gözden ırak, gönülden ırak hesabı... Sayenizde artık kendim yapabileceğim.
    Sevgiler.

    YanıtlaSil
  2. Saka maka galiba banyo resmen bitti... Gözünüz aydin.
    Not: Banyomuzun bir sorununda senin tecrübelerine danisabilirmiyiz ? ( Kendim kasindim galiba, kulaklarim cinladi birden hayirdir ;-))

    YanıtlaSil
  3. Aa, ne demek Yavuz abi. Engin deneyimlerim (!) herkese açık da, inşallah ihtiyaç olmaz :))

    YanıtlaSil