Yarattığın dünyadan ibaretsin, ne bir eksik ne bir fazla.

19 Ekim 2009 Pazartesi

Anneme sürpriz doğum günü partisi

Geçen hafta anneme yapacağımız sürpriz doğum günü partisiyle uğraştık. Uğraştık derken, ben pek bir şey yapmadım. Annemin küçük dayısı ve kuzenlerini davet etme, pastayı sipariş etme ve Cumartesi yani dün sabah annemi evden çıkarma işi benimdi.

Mesoş'un yani anneannemin yedi kardeşinden hayatta kalanlar annemin küçük dayısıyla, kardeşlerin en küçüğü olan teyzesi, ne yazık ki. Teyzesi Ankara'da yaşadığı için ona haber vermedik. Annemin dayısını ve İstanbul'daki kuzenlerine telefonla haber verdim. Dayım, yengem alzheimer hastası olduğu için söz veremedi. Kuzenler de öyle.

Birkaç gün önce anneme Cumartesi sabahtan beni kuaföre götürmesi gerektiğini söylemiştim zaten. Sabah hazırlanırken ablam aradı ve 'annem hazırlanmıyo, al bi konuş' dedi, telefonu anneme verdi. Ben, hadi hadi diyerek annemi hareketlendirdim. Zira, annem evden çıkınca Yasemin gelecek, ablamla parti alışverişini yapacaklar. Annem Yasemin'in geldiğini bilmiyordu daha. Neyse, aşkımla gittik annemi aldık, bizi kuaföre bıraktı. Annemin de boyası geldiği için seninkini de boyatalım, deyince itiraz edemedi. İkimizi bir güzel boyadı kuaförüm. Annemin saçının kesimini düzelteyim derken, yeni bir kesim yaptı, ama çok güzel oldu. Ben de istiyordum saçımı kestirmek, çok şekilsiz olmuştu artık. Benimkini de kesti. Böylece saati 12.30 yaptık. Atladık taksiye, geldik eve.

Kapıyı Yasemin açınca annem çok şaşırdı ve sevindi. Arkasında Umut'u ve Melih'i (enişte)görünce iyice şaşırdı. İçeri girince baktı ki sofra tam donanımlı, daha da şaşırdı. Belli ki bir şey dönüyor ortada. Ablamı salondan içeri odaya çekerek, 'Nişan mı takacak bu çocuklar yoksa?' diye sormuş, o arada ben üstümü değiştiriyordum. Ablam yuvarlak laflar ederek durumu ayarlamış. Sonra benim yanıma geldi, 'Ama böyle habersiz... Ne takacağım ben şimdi? Olmadı...' dedi. Ben de 'Amaan anne, boşver takıyı tukuyu.' dedim. 'Kimler geliyor?' diye sorunca, 'işin o kısmını ben hiiiç bilmem. Benim görevim seni bu sabah evden çıkartmaktı, onu da başardım. Diğer detayları hiç bilmiyorum.' dedim. Baktı ki kimseden laf çıkmıyor, Melis'i çekmiş kenara ona soruyor, ne oluyor, kim geliyor, diye. Canımın içi koşarak geldi bize, 'Bana da sordu ama hiç bişi söylemedim.' diye. Ablama 'Dayımda burda olsun isterdim.' deyince, 'Çağırmadığımızı nerden biliyosun ki?' diye çok uygun bir yanıt almış :)) Bu tarz konuşmalar böyle sürdü gitti. Herkes hazır olduğunda salonda oturup beklemeye başladık. Saat 2'yi biraz geçe önce ablamın cep telefonu çaldı, bir şeyler konuştu, kapattı. Derken kapı çaldı. Ablam kamerasıyla apartmana çıktı. Annem kapıda misafirlerini karşılamak üzere yerini aldı. İlk misafir asansörden inince annem önce 'Aaa' diye bir hayret çığlığı attı; misafiriyle beraber karşılıklı 'Canım, canım benim' diyerek birbirlerine sarıldılar. İlk gelen kişi annemin kolejden arkadaşı Baha Boduroğlu idi. Her ikisi de göz yaşları içinde eve girdiler. Hal hatır sorulduktan sonra, annemin kafası karıştı, Yase'nin nişanında Baha'nın işi neydi? Sonunda olay açığa çıkınca 'Aman be çocuklar!' dedi, kocaman gülerek.

Bu arada, annemizle ilgili bilmediğimiz neler öğrendik Baha amcadan: Kolejdeyken ikisi birlikte bir piyes sahnelemişler: sadece ikisi ve dekor olarak da bir sıra ve bir iskemle. Oyunda iskemleyi kah araba kah evdeki koltuk, sırayı kah manav-çiçekçi tezgahı, kah parktaki bir bank olarak kulandıklarını kahkahalarla birbirlerine hatırlattılar. Ayrıca, Sefiller'de rahibin şamdanlarının çalındığı bölümü, üstelik İngilizce olarak sahnelemişler. Annem, rahibin kızkardeşi rolünü oynamış. Sonra, televizyonun yayına ilk başladığı dönemlerde Maçka'daki İTÜ Maden Fakültesi'nde, İTÜ yayınlar yapıyormuş. Bizim bu ikili o TV yayınlarında sayısız oyunla kameranın karşısında geçmişler. Ne muhteşem! Bravo anneciğim!

Baha amcanın bir toplantısı olduğu için fazla kalamadı. O gittikten sonra diğer konuklar gelmeye başladı. Hele birisi vardı ki, önce annemin iş arkadaşı oldu, ardından ablamın biyoloji öğretmeni oldu, sonra benim. Bitmedi, kızıyla Yasemin tesadüfen Anadolu lisesinde aynı sınıfta okudular ve birbirlerinin en iyi arkadaşları oldular. Üniversiteden arkadaşları, diğer iş arkadaşları ve öğrencileri, Suat dayı, Hülya annem, İnci teyze de sürprizin bir parçası oldular.

Çok güzel oldu, hep birlikte çok eğlendik. Tam bir 65.ci yaş kutlamasıydı. Benimkini de böyle yapın kızlar :))

2 yorum:

  1. makaleyi keyifle okudum ama biraz görsel paylaşsaydınız daha iyi olurdu diye düşünüyorum.. Annenizle birlikte uzun ve sağlıklı bir ömür geçirmenizi dilerim, doğum gününüz kutlu olsun

    YanıtlaSil
  2. Sevgili teknededogumgunu.com, nazik dilekleriniz için çok teşekkür ederim. Özellikle insanlı görsel paylaşmıyorum, maalesef sapık çok ülkede. Ama sofrayı, süslemeleri vb paylaşabilirdim, atlamışım. Uyarınız için çok teşekkürler, sevgiler.

    YanıtlaSil