Biliyorsunuz, eşinden şiddet gördüğü gerekçesi ile geçtiğimiz günlerde boşanan akepeli bir kadın milletvekili var: Fatma Salman.
Duruşma günü daha ileri bir tarih olduğu halde, (neyine güvendiyse artık) soluğu mahkemede almış. Sincan 4. Aile Mahkemesi hakimi de (herhalde boştu; yapacak iş yok, bari şu garibanın davasına bakıvereyim de bi daha buralara kadar gelmesin, dedi) celse açarak davayı gördü. (Allah düşürmesin ama, bi gün davanız olursa, daha önceki bi tarihte gidin bakalım neler olacak. Her ihtimale karşı yanınıza bir bakan makan almayı unutmayın.) Yanı başında ona destek veren yine bir akepeli vardı: Fatma Şahin. Fatma Şahin öyle düz bir isim değil, aynı zamanda Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı.
Kendisine kulak verelim, bakın boşanmanın gerçekleştiği mahkeme kapısında koruma talebi ile ilgili ne diyor:
''Mahkeme kararıyla koruma alınıyor. Acil durumlarda da kolluk kuvvetlerimiz hemen koruma tedbiri alıyor. Biz, bize intikal ettiği zaman
hemen valimizle konuştuk. Emniyet müdürümüzle gerekli tedbiri aldık. Milletvekilimiz olsun ya da olmasın bize intikal eden her olayda biz aynı duyarlılıkla hareket ediyoruz. Kim olursa olsun şu ana kadar bize ulaşmış bütün vakalarda aynı yol ve yöntemi uyguladık. Milletvekilimize özel bir şey de yapmadık.''
Anladınız değil mi, milletvekili olduğu için özel bir şey yapmamışlar. 'Bize ulaşmış bütün vakalarda...' diyor.
Şimdi sıra başka bir kadında, pardon vakada! Çok uzak bir tarih değil, bu ayın 7'si.
Öğretmen Gülşah Aktürk, Hakan Başar tarafından öldürüldü. Hikayesi gerçekten çok ilginç. Ve, hiç de öyle Fatma Şahin'in çizdiği pembe tabloya benzemiyor. Kanıt ise Gülşah Öğretmen'in hayatta olduğu son bir kaç gün öncesine ait sözleri:
“Vali Yardımcısı en kötü ihtimalle öleceğimi, ölümün hak olduğunu kaçış olmadığını, hiç olmadı istifa edebileceğimi, yanımda biber gazı ile gezmem gerektiğini söyledi. Başıma geleceklerden Van Valisi, Vali Yardımcısı ve Milli Eğitim Müdürlüğü sorumlu olacak. Ölümüm halinde bu kurum ve şahıslara ailem tarafından dava açılmasını istiyorum.”
İki kadın, şiddet mağduru; biri milletvekili, hala hayatta; diğeri öğretmen, Allah gani gani rahmet eylesin.
Bu durumda ben Fatma Şahin'in 'bize ulaşmış' derken, valileri, vali yardımcılarını, emniyeti ve devlet otoritesini temsil eden diğer şahısları hiç dikkate almamış ve doğrudan kendisine, yani bizzat Fatma Şahin'e ulaşmış olanlar için
"...bize ulaşmış bütün vakalarda aynı yol ve yöntemi uyguladık. Milletvekilimize özel bir şey de yapmadık."
dediğini düşünmekten kendimi alamıyorum.
"...biz her olayda aynı duyarlılıkla hareket ediyoruz." diyor ya...
Allahınızın aşkına bırakın bu duyarlılığı; siz böyle duyarlı duyarlı hareket ettikçe, Türkiye'de kadın kalmayacak.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder