Yılın ilk ayında Abdullah Gül ile Çankaya'da tanışıp sohbet eden 10 şanslı Türk vatandaşı akıllarına takılanları sordular. İşte seçilen en iyi 10 sorudan 8'i ve özet yanıtları:
1. BM sekreterliğini kabul eder misiniz? Hiç düşünmedim.
2. Polise sendikal hak ne zaman? Sendikalaşma ideolojik bölünmelere yol açar, Türkiye'yi sarsar. (Keşke bölünmelere yol açan tek şey sendikalaşma olsa...)
3. Yabancı tabelalar konusu? Kültürümüze güvenmek lazım.
4. Gündüz kuşağı yayınları ve diziler? Üzerinde ciddi durulması gerekir. RTÜK inceleme yapıyordur. (Nerde kaldı kültürümüze güven, di mi ama?)
5. Her yer beton.Çocuklar n'apacak? Belediyeler sosyal ihtiyaçlara kaynak ayırıyor. (Beton döktükleri parklara plastik ağaçlar yerleştirerek mi?)
6. Kesintisiz dershane süreci? Eğitim sistemimizdeki yetersizliği gösteriyor. (Nerde kaldı otomatik portakal, ay pardon otomatik pilota bağlanmış eğitim?)
7. Gelir adaletsizliği konusu? Genel ekonomik açıdan bakmak lazım. (Belediye
başkanlığı döneminde ayakkabısının altı delik olanların çocuklarının bugün 2 gemi(cik) sahibi olmaları, genelden bakıp nasıl açıklanır?)
8. Kamuda gıda mühendisi neden az? Gıda mühendisleri sadece kamuda çalışacak diye bir şey yok. Sayı da artacaktır.
* * *
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek: "Enflasyon karşısında ezilen iki kesim var: milletvekilleri ve müsteşarlar."
Meclis tutanaklarına geçen sözleri: "Dünyada çalıştığınız zaman yüksek, emekli olduğunuzda düşük maaş alıyorsunuz. Türkiye'de durum farklı. Türkiye, emeklilik maaşını en yüksek veren ülke konumunda." (İki gün sonra da 'Ergenekoncu medyanın çarpıtması' yakıştırmasıyla 'Ben aslında öyle demedim' demeye getirmesin mi!)
* * *
Başbakan Yrd. Ali Babacan: "Önemli olan bu konuda istikrardır, önemli olan Türkiye'deki huzur ortamıdır. Bütçe dengesi bozulduğunda Türkiye'de ne huzur ne güven kalır." (Zamları savunurken...)
* * *
Ömer Dinçer: "Velilerden para istemeyin, durumunuzu anlatın, onlar halden anlar." (Bence bu gayet güzel bir çözüm. Eğitim Bakanlığı bunu uygulayabiliyorsa, Maliye Bakanlığı neden uygulamasın ki?: Vatandaştan vergi istemeyin, durumumuzu anlatın, onlar halden anlar :))
"Ben öğretmen olmak isteyenleri Eminönü camisinin önünde bekleyen güvercinlere benzetiyorum. Bekliyorlar ki biri önlerine yem atsın. Allahtan çocuklarım memur olmadılar."
"66 aylık çocukların okula başlamasına pekaka yanlıları ve laikçi kesim karşı çıkıyor." (Laikçi derken???)
"Din dersi anayasal olarak zorunluluktur. Türkiye'de azınlık okulları hariç bütün okullardaki bütün çocuklarımız almak zorundadır. Buna dair durumu kabullenmekte bence fayda var."
"YGS'de randevulu sistem getireceğiz. Diyelim haziranda hazır değil, eylülde girecek. Eylülde düşük not aldı, şubatta girecek." (Mottomuz: Kazanana kadar YGS!)
"Zaten okullarımızda zengin olanlarla fakir olanlar aynı okula gitmiyor." (Okullarda serbest kıyafet uygulaması hakkında...)
"Çocuklarımız Arap harfleriyle Türkçe gibi okuyacaklar ama anlamayacaklar." ("12-13 yıl İngilizce öğretiyoruz, ama çocuklar 'how old are you' diyemiyorlar" diye şikayet edenin aynı kişi ve de Milli Eğitim Bakanı olduğuna inananlar el kaldırsın :) Hal böyle olunca SBS'de %50 başarı oranın yine yakalanamamasına şaşırmamak gerek..)
* * *
Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan: "Tabii bizim de suratımızda maalesef bir tane sivilcemiz var. O biraz da böyle apse yapmış durumda, o da bizim cari açığımız. E ne yapalım, her güzelin bir kusuru olur."
* * *
Hariciye Nazırı Ahmet Davutoğlu: "Ulusçuluk ayrıştırıcı kültürdür. Hesaplaşacağız." (En basit tanımı ile ulusal çıkarları savunmak anlamında olan 'ulusçuluk'la neden hesaplaşmak gereğini duyduklarını anlayan varsa, bana da anlatsın!)
* * *
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker: "GDO insana zarar vermez. Zarar verirse hayvana verir, buradan besine asla geçmez. GDO'nun ete, süte ve yumurtaya geçtiğini kanıtlayan bir tane bile bilimsel çalışma, veri yok." (Eh, en azından senin ülkende yok; çünkü sayenizde üniversiteler GDO'yu değil, islami bisiklet olup olamayacağını tartışıyorlar - hem de ciddi ciddi.)
* * *
Ulaştırma ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım: "Bilişim suçlarıyla mücadele suç oluşmadan yapılmalı." (Kulakların çınlasın Minority Report!)
* * *
Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar: "Bence oraları korur, güzelleştirir. Ağacını, doğasını, faunasını zenginleştirecek. İstanbul Boğazı'na güzellik getirmiş olacağız. Burası şu anda adeta bir mezbelelik. Burası daha iyi olacak." (Belediye başkanlığı döneminden beri İstanbul'u yöneten, İstanbul aşığı denilen civanım delikanlıya hakaret değil mi bu 'mezbelelik' lafı?)
"Yer seçimi konusunda yanlış olduğunu zannetmiyorum. TOKİ yanlış yere ev yapmamıştır." (Samsun'da dere yatağına yapılan, selde sular altında kalan TOKİ evlerinde ölen 12 kişinin ardından...)
"Trabzonspor'umuzun hakkı olan kupasını almak için de çok ince ayarlı bir çalışma yapıyoruz."
"Eğer bir yolsuzluk varsa (TOKİ'yi kastediyor) istifa ederim." (TOKİ'de yolsuzluk olduğu ortaya çıktı...)
* * *
Milli Savunma Bakanı İsmet Yıldız: "Terörle mücadele çok iyiye gidiyor. Ancak buarada şehitlerimiz de oluyor." (8 askerin öldüğü, 15 askerin yaralandığı Hakkari'deki çatışma sonrası...)
* * *
"Sanata müdahale etmeyi aklımdan bile geçirmem." diyen Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay'ın diline vuran 'sansür şart' tadında sözleri: "Ancak bazen Başbakan'a, bakanlara laf atılıyor."
Ertuğrul Günay'ın Antalya'daki şehit töreninde cenaze marşı çalan bandoyu "Halk tekbir getirecek, kesin."diyerek susturmasının sebebi, 'insanların beklentisine cevap vermek' imiş.
* * *
Sağlık Bakanı Recep Akdağ: "Tecavüze uğrayan doğursun, bebeğe devlet bakar."
Recep Akdağ Meclis'te MHP milletvekili Oktay Vural ile yumruklaşarak kavga etti. Birkaç gün sonra BDP'li vekil Özdal Üçer'in bir doktora şiddet uygulaması üzerine: "BDP'li Üçer istifa etmeli." deyiverdi... (Ben yapınca okey, başkası yapınca cıssss hesabı :))
* * *
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız "Yükü 75 milyona ödetmemek adına, kim neyi kullanıyorsa bedelini ödesin istiyoruz." dediği zamları değerlendirirken yürüttüğü mantık şuydu: "Gaz zammı kullanana, içki zammı içene!" (Tabii sen 'vatandaş' değil de 'ümmet' olduğun için, "İyi de kardeşim, 12 bin tl maaş alan milletvekillerinin 23 bin liraya kadar olan sabit ve cep telefonu harcamalarına ilaveten attığı SMS'lerin parası niye benim verdiğim vergilerden ödeniyor anacım?" diye sorgulamadın.)
* * *
Akepe Genel Bşk. Yrd. Hüseyin Çelik: "Birkaç mehmet şehit oldu diye meclisi toplayamayız."
"Cumhuriyet demokrasi değildir. Bize yalan bir biçimde demokrasi olarak anlatıldı. Bizim burnumuzu pis kokulara alıştırdılar. Bize pislikleri benimsettiler. Pis kokulara alıştırmak, doğruyu yanlış diye kanıksatmak bürokratik cumhuriyetin karakteridir. Bugün Türkiye'de yaşanan sancı, aslında bürokratik cumhuriyetten demokratik cumhuriyete geçiş sancılarıdır."
* * *
TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin: "Eğer kadrolaşmaksa, evet burada kadrolaşıyoruz; personel politikamız bu arkadaş!"
* * *
Akepeli Bozüyük Bld. Bşk. Ahmet Berberoğlu, akepe Bilecik milletvekili Fahrettin Poyraz'dan yakındı: "10 kişiyi at, dedi attım, 10 kişiye de istediği görevleri verdim, daha ne?"
* * *
Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Mustafa İsen: "Muhafazakar kesimin, nasıl bir 'demokrasi' anlayışı varsa, muhafazakar 'sanat ve estetiğin' normlarını oluşturmak gibi bir yükümlülüğün içindeyiz." (Sanırsın muhafazakarların ve muhafazakar olmayanların farklı demokrasileri vardır, cık cık cık...)
* * *
Akepe Muğla vekili Ali Boğa 4+4+4'ün amacını "Şu anda bütün okulları imam hatip okulu yapma şansını elde etmiş durumdayız." sözleriyle açıklarken kayıtların yetersizliğini eleştirdi: "Memleketin geleceğini satmayın, inancına saygılı diplomatlar, yöneticiler o zaman bu memleketin başına gelecektir." Aynı Ali Boğa'nın torununun Fransız okulunda eğitim gördüğü ortaya çıktı. (Bu durumda, Ali Boğa'nın torununun memleketi satan, inancına saygısız diplomat ve yönetici olacağından KILLANIYORUUUM, dersem kızmaması gerekir değil mi ;-))
* * *
Şamil Tayyar pekaka tarafından kaçırılan Hüseyin Aygün'ü terörist ilan etti ama aynı pekakanın kaçırdığı akepeliler için her hangi bir şey d(iy)emedi.
Yine aynı Şamil Tayyar'dan: "Gerekirse 3 saatte Suriye'yi alırız."
* * *
Beşir Atalay: "Biz Allah'a hesap veririz. Bize Allah'ın izniyle bir kuruşun hesabını kimse soramaz." (Hakkındaki gensoru görüşmelerinde... Allah'ın izni ve akepelilerin 'Ret' oylarıyla, gensoru önergesi işleme alınmadı!)
* * *
Gençlik ve Spor bakanı Suat Kılıç, 'Yumurtalı bir eylem olabilir' uyarısı karşısında: "Onların yumurtası varsa bizim de Çanakkale'de 5 bin polisimiz var." (Çanakkale ziyaretinde.. Böyle diyerek 'orantılı güç' kavramını anlamamızda yardımcı oldu.)
* * *
"Sayın Başbakan Atatürkçü kesildi." diye yazan Bekir Coşkun'a Salih Kapusuz'dan (Akepe Kurucular Kurulu Üyesi, Genel Bşk. Yrd. ve Halkla İlişkiler Bşk.): "Ağzından lağım akıyor."
* * *
Çizgi filmlerdeki seks mesajlarını bulmasıyla bilinen gazeteci Fikri Akyüz: "Kızımı ilkokula kaydederken sınıfın 1-A olduğunu fark ettim. Kızıma 'BİRA'yı çağrıştırmasın diye 1-B'ye nakletmiştim."
* * *
Cüneyd Zapsu (hani civanım delikanlı için Amerikalılara 'Deliğe süpürmeyin, kullanın.' dediği gazetelerde haber olan arkadaş):: "Türkiye'de başkanlık sistemi zaten var, adının konulması lazım. Başkanlık sistemini oturtursak kontrol mekanizması gelişecek."
* * *
Diyanet İşleri Başkan Yrd.: "Hapşıran müminlere 'çok yaşa' yerine 'Allah rahmet eylesin' demek daha doğru olur."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder