Yarattığın dünyadan ibaretsin, ne bir eksik ne bir fazla.

28 Nisan 2012 Cumartesi

İsviçre polisi

Memlekete dönmüş bulunuyoruz birkaç gündür.

Atatürk Havalimanı'nda karşılama hizmeti veren şirketin aracına bindik aşkımla. Sürücü de yerine yerleşti, sinyalini verdi, yola koyulacağız. İki yaya tam bizim aracın önünden karşı kaldırıma geçmek için yolda bir boşluk anı yakalamaya çalışıyorlar. Bizim aracın sürücüsü de, her normal insanın yaptığı/yapacağı gibi,


onlara çarpıp ezmemek için bekliyor, yoksa yayaları yaralamaktan/öldürmekten hapse girebilir. Trafiği de engeller bir durumda değiliz. Kulağımızın zarını patlatan bir polis anonsuyla yerimizden sıçradık:

"34 XYZ devam eeeeeeett!"

Sanırsın biz piknik yapmak için duruyoruz! Bu anonsu yapan polisin, aort damarının patladığından kuşkulanıyorum! Sürücümüz de yayayı mı ezsin, polisin anonsuna mı uysun bilemediği için, mecburen yayalara korna çalarak ses kirliliğine kendi çapında katkılarını sunuverdi.

"Hah, memlekete hoşgeldik sevgilim!" dedim kocama.

Kıssadan hisse, gavurları anlatacağım yazıma İsviçre polisiyle başlamak istiyorum.

Garip ama gerçek, İsviçre'de bir kez polis gördük. O da ciddi olmayan bir yaralanmayla sonuçlanan bir trafik kazası sonrasıydı. Tramvay, bisikletli birine çarpmış. Tahmin edeceğiniz gibi bisikletli İsviçreli değil... Onun dışında hiçbir yerde polis görmedik, ne asayiş polisi ve de trafik polisi. Buna rağmen, trafik de gayet düzenli işliyor, herkes de kendini emniyette hissediyor. Kendi ülkemde arabaya biner binmez kapıları içeriden kilitlediğim halde, İsviçre'de bunu yapmak aklıma bile gelmedi desem?

Nasıl oluyor da onlar öyleyken, biz böyleyiz? Onlar da ateşin bulunduğu günlerden beri böyle değildiler herhalde. Bu fark, bu ayrışma nasıl ortaya çıktı; onlar nasıl oldu da pozitif olarak ilerlediler, biz neden negatife yelken açtık?

Size çocukların 4 yaşından itibaren yuvaya/okula kendi kendilerine gittiği bir ülke var desem, Bakırköy'lük olduğumu mu düşünürsünüz? Kendi gözlerimle gördüğümü söylesem, rüya gördüğümü mü düşünürsünüz? Elini sallasan organ mafyasına, uyuşturucu tacirine, insan kaçakçısına, tecavüzcüye, katile, dolandırıcıya, yalancıya... çarpmadığı bir ülke nasıl var edilmiştir, bunu çok iyi incelemek gerekirken, biz ne yapıyoruz???

"Dindar ve kindar" nesillerin yetiştirilmesini 4+4+4 gözle bekliyoruz!!!

Arkası yarın; beni izlemeye devam edin anacım :)

4 yorum:

  1. Hocam harikasınız, sizi izlemeye devam ediyoruz. Bize böylesine ufuklar açtığınız için teşekkürler...

    YanıtlaSil
  2. Elinize saglik cok iyi yazmissiniz.

    YanıtlaSil