Ali Ağaoğlu: GAZ'ıklanıyor muyuz? (Vatan Gazetesi, 2 Nisan 2012)
Uluslararası piyasalarda ABD doğalgaz fiyatları 10 yılın en düşük seviyelerine gerilerken bizde doğalgaza zam geldi. Peki dünyada düşen doğalgaza neden zam yapıldı? Çünkü doğalgazda fiyatlama petrol fiyatlarına endeksli. Gerçi Ocak 2008’den bu yana doğalgaz fiyatlarındaki hareketlerle, dolar/TL kurları ve petrol fiyatı arasında tam da birebir bir ilişki kurmak hayli zor. Brent petrolün krizde 40 doların bile altına düştüğü, dolar/TL kurlarının 1.5’lerde işlem gördüğü sıralarda biz içeride en yüksek doğalgaz fiyatını ödüyormuşuz.
Bugünlerde; fiyatı 2009 krizinin bile altına inen bir tek meta var:
ABD doğalgazı! Merkez bankalarının verdiği onca likidite neredeyse tüm varlık fiyatlarına yeni yüksekler, hatta tarihi zirveler yaptırırken ABD doğalgaz fiyatları geriliyor. Hem de ne gerileme; 2002 Ocak ayı fiyatlarına geldi! Ocak 2002’de 2.42 mmBtu/dolar (Milyon British Thermal Unit) seviyesini gördükten sonra Ocak 2010’da 5.88’e kadar inen ABD doğalgaz fiyatları geçtiğimiz Cuma günü 2.11’e kadar geriledi!
Bizde ise tam tersine doğalgaz fiyatlarına zam geliyor! “Nisan 1 şakası mı?” diye düşündüren son zamla birlikte doğalgazın nihai tüketici fiyatlarına yüzde 16.49 ile 18.72 oranında zam geldi. Doğalgaza zam gelir de neredeyse yüzde 50’sini doğalgazdan ürettiğimiz elektiriğe zam gelmez mi? Ona da ortalama yüzde 8.1 zam gelmiş. Üstelik konuttaki bu oran yüzde 9.26 imiş.
Doğalgaz zammının ardında son aylarda petrol fiyatlarında ve kurlardaki artış olduğunu açıklayan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, doğalgaz zammının çevre ülkelerdeki siyasi istikrarsızlıktan kaynaklandığını da öne sürerek, “O yüzden dünyanın yükünü çekiyoruz. Haketmediğimiz bir yükü çekiyoruz” diyerek son zamları savunmuş.
Peki nasıl oluyor da ABD’deki doğalgaz fiyatları dip yaparken bizim fiyatlarımız artıyor? Önce ABD’ye değinmekte fayda var. Son yıllarda geliştirilen bir teknoloji ile kayalar arasındaki gazlar son derece ekonomik bir şekilde “emilebiliyor”. Bu yöntemle elde edilen gaza “Kayaç Gazı-Shale Gas” deniyor. Eskiden kaya katmanları arasında sıkışmış gaz havuzları/rezervleri aranıyor, sondaj yoluyla bunlar çıkarılıyordu. Yeni teknoloji ile yer altındaki kayalar adeta parçalanarak harmanlanıyor, içindeki gazlar emiliyor, boşalan yerlere de su “enjekte” ediliyor. Bu yolla elde edilen gaz hem bol, hem de elde etme maliyeti son derece düşük.
Yaşanan bu teknolojik gelişme sayesinde ABD’nin önümüzdeki 100 yıl kendine yetebilecek doğalgaz rezervlerine sahip olduğu hesaplanmış. 2025 yılında ABD’nin enerji konusunda kendi kendine yetebilen bir ülke olacağı varsayımında bu yeni “kayaç gazı” teknolojisinin büyük payı var. Benzer bir durum İsrail için de geçerli. İsrail de artık enerji konusunda kendi kendine yeter bir ülke konumuna geldi ve doğalgazdan elektirik üretiminin artması sayesinde İsrail’de yollardaki taşıtların neredeyse tamamının elektrikliye döndüğü belitiriliyor.
Bu konunun acilen Türkiye’nin de gündemine getirilmesi, bu teknoloji sayesinde kendi doğalgazımızı üretmemizin yolları mutlaka ve mutlaka devlet eliyle araştırılmalı. Aksi takdirde doğalgazda neredeyse yüzde 100 dışa bağımlılığımız yıllarca sürecek. Bu hem son günlerde İran ile yaşanan problemde olduğu gibi bir “arz güvenliği” hem de ekonomimiz için tehdit oluşturan cari açık sorunun yıllar boyu sürmesi anlamına gelecek!
Gelelim bizdeki doğalgaz fiyatlarının neden arttığına... Her ne kadar doğalgaz alım anlaşmaları “devlet sırrı” olarak kamuoyu ile paylaşılmıyor olsa da fiyatlamanın petrol fiyatlarına endeksli olduğu biliniyor. Grafikte de görüldüğü üzere ABD gaz fiyatları gerilerken, bizim satın aldığımız gazın endeksli olduğu petrol fiyatları yükseliyor! Petrol fiyatlarındaki yükseliş yıl başından bu yana benzine yüzde 9 olarak yansırken, ertelenmiş zamlarla (hükümetin kış koşullarındaki politik tercihi sebebiyle olsa gerek) birlikte doğalgaz neredeyse iki katı yükseldi.
Neden bizim aldığımız doğalgaz petrole endekslidir bilinmiyor. Muhakkak ki “enerji silahını” elinde bulunduranların tercihi bu yöndedir. Bir başka deyişle onların iki dudağı arasındayız. Fiyatlama formüllerinin çok karışık olduğu sıkça dile getiriliyor. Peki neden bu formüllere ABD’de borsada işlem gören gaz fiyatları da dahil edilmez onu da bilemiyoruz.
Aslına bakarsanız geçmişte doğalgaz fiyatlarındaki değişiklikler Bakan’ın açıklamalarını çok da haklı çıkarmıyor. 2008 yılı Ocak ayından bu yana doğalgaz fiyatlarındaki hareketlerle; dolar/TL kurlarını ve Brent (bizim tabii olduğumuz petrol fiyatı) petrolü arasında tam da birebir bir ilişki kurmak hayli zor. Brent petrolü kriz sırasında 40 doların bile altına düştüğü, dolar/TL kurları 1.5’lerde işlem gördüğü sıralarda biz içeride en yüksek doğalgaz fiyatını ödüyormuşuz!
Son aylardaki yükselişler belki son zamları haklı gibi gösterse de geçmişteki hareketlere bakıldığında doğalgaza yapılan bu denli yüksek zammı anlamak ve açıklamak hayli zor!
İşin bir başka boyutu da bu zamların Merkez Bankası’nın işini zorlaştırdığı. Bu zamların enflasyona doğrudan (ÜFE) 0.6 puan civarında bir etki yapacağı, bunun dolaylı etkilerinin (TÜFE) yüzde 1’e yaklaşacağı ilk bakışta tahmin ediliyor. Anlaşılan MB bu seneki yüzde 6.5’lik hedefini de tutturamayacak. İllâ tutturmak istiyorsa da istemeden de olsa faizleri arttırmak zorunda kalacak. Ya da bunlar “dışarıdan gelen faktörler” ve tıpkı Fed gibi “Benim kontrol edemeyeceğim ve bir seferlik etkiler” diyerek “mazeretini” şimdiden hazırlayacaktır.
Sitenizi çok begendik paylaşımlarınızı önemle takip ediyoruz klima servisleri olarak başarılarınızın devamını diler.
YanıtlaSil