Yarattığın dünyadan ibaretsin, ne bir eksik ne bir fazla.

15 Eylül 2011 Perşembe

Recep Tayyip Erdoğan Kahire'de laiklik önerdi

Civanım delikanlı Mısır'daki Dream TV'ye röportajında demiş ki:
"Laiklik kesinlikle ateizm (dinsizlik) değildir. Ben Recep Tayyip Erdoğan olarak Müslümanım ama laik değilim. Fakat laik bir ülkenin başbakanıyım. Ben Mısır’ın da laik bir anayasaya sahip olmasını tavsiye ediyorum. Çünkü laiklik
din düşmanlığı değildir. Laiklikten korkmayın. Umarım ki Mısır’da yeni rejim laik olacaktır."
Rüya galiba.

Çünkü 'sahalarımızda görmek istediğimiz hareketler' şeklinde özetleyebilirim Mısır'lılara laiklik tavsiyesini. 

Ama bir yandan da karabasan sanki. Çünkü, 'laiklik karşıtı eylemlerin odağı'nın günlük hayatımızdaki etkilerini yaşadım-yaşıyorum. 


Pekiii...

  • Hem laik hem müslüman olunmaz. Ya laik olacaksın, ya müslüman. İkisi bir arada olunca ters mıknatıslanma yapar. Mümkün değil ikisi bir arada olamaz. Çünkü müslümanın yaratıcısı olan Allah kesin hakimiyet sahibir. Egemenlik kayıtsız şartsız Allah'ındır.
Bu durumda, ART televizyonunda yayınlanan bu konuşmasını matematiksel bir formül haline getirirsek, şöyle olmuyor mu Allah aşkına?

'laik' ülke (Türkiye) + 'müslüman' başbakan (kendisi) = 'ters mıknatıslanma' 

Aslında olaya bu formülden bakınca Türkiye'nin 9 yıllık durumu, bütün o ağız dalaşları, yargıyla çekişmeler, davalar, referandum ve seçim süreçleri falan filan gayet net bir şekilde ortaya çıktı! Duyanlar, duymayanlara anlatsın :-)) 
  • Bizim için en üst belirleyici İslam'ın ilkeleridir. Her şey ona göre belirlenir.
Ben Mısır'lıların yerinde olsam, önce bunları söyleyip, sonra da laikliği tavsiye etmesinden fena halde kıllanırım yahu!

Bu arada bu haberin yazıldığı sitelerdeki yorumlara bir göz atın. Akepeliler fena halde kızmışlar, kendilerini 'aldatılmış' hissediyorlarmış, daha neler neler...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder