Otomobil tutkunları için her yeni fuar büyük heyecan demek. Cenevre Otomobil Fuarı’ndan kamuoyuna yansıyan bilgilere bakıyorum genelde motor ve dizayn üzerine gelişmeler ön planda. Elbette güvenlik amacıyla geliştirilen yeni yöntemler de ilgiyle takip edilen haberler arasında.
Ben ise sadece bir kullanıcıyım. Paramın satın alabileceği güvenlik ve konfora sahip otomobil
benim için yeterli sayılırdı. Ancak ABD’de kaldığım süre, bana aslında otomobil dediğiniz şeyin hayatınızı nasıl kolaylaştırması gerektiğini öğretti. Küçük bir azınlık Türkiye’de bu ayrıcalığa sahip olabilir ama ben deneyimlerimi sizle paylaşmak istiyorum. Ve hayatımı kolaylaştıran yeni uygulamaların artık otomobille birlikte gelen standart bir uygulama olacağını görüyorum. Yani Mercedes de olsa Fiat da olsa size sunulan hizmet nerdeyse aynı olacak…
ABD’de kaldığım sürede 2012 Ford Explorer Limited kullandım… Satış fiyatı 37 bin dolardan başlıyor. Türkiye’de satışa sunuldu mu bilmiyorum ama 100 bin doların üzerinde olacağı kesin. Çocuklar için 2 yıllığına aylık 700 dolara kiraladım.
Alışkanlıklarımı değiştirecek pek çok uygulama ile karşılaştım.
Öncelikle anahtar sistemi. Cebinizden çıkarmıyorsunuz. Araca yaklaşıp, elinizi kapıya dokunduğunuzda kilit açılıyor. Sonra tuşa dokunuyorsunuz araç çalışıyor. Ya da hava çok sıcak veya çok soğuk, uzaktan aracınızı çalıştırıyorsunuz ve kilitler açılmıyor. Ya da aracınızı çalışır vaziyette bırakıp kapıları kilitleme fonksiyonuyla kısa alışverişlerinizde aracınızın iç sıcaklığını koruma imkanı sunuyor. Aracın çalışır vaziyette kapılarının açık olması çalınması anlamına da gelmiyor. Çünkü hareket etmesi için mutlaka anahtarın sürücü koltuk tarafında olması lazım. Halbuki anahtar cebinizde alışveriştesiniz!
Bir de kapıda dokunmatik (sayısal) kilit sistemi var. Anahtar ile dolaşmak istemiyorsunuz. Anahtarı arabaya saklıyor, kapıyı şifreyle kilitleyip gidiyorsunuz.
Aslında hayatımı kolaylaştıran özelliği bu değil üstelik. Hayatımı kolaylaştıran Bayan Canan! Ona bu ismi taktım (Yaşadığım yerin adı New Canaan olmasından esinlenerek). Otomobile biniyorum ve (izin verirsem) başlıyorum konuşmaya. Nereye gideceksem telefon numarasını söylüyorum (ya da tuşluyorum) adresi önüme getiriyor. ''Hızlı mı ekonomik yoldan mı gidelim'' diye soruyor? İkisi arasındaki yakıt farkını dakika ve mesafeleri önüme getiriyor. ''Hadi Canan gidiyoruz''diyorum ve başlıyor bana anlatmaya (ya da gösteriyor): ''Sağa dön, iki mil sonra sola dön''. Kaybolmak gibi bir derdiniz ortadan kalkıyor.
Alışkanlıklarımı değiştirecek pek çok uygulama ile karşılaştım.
Öncelikle anahtar sistemi. Cebinizden çıkarmıyorsunuz. Araca yaklaşıp, elinizi kapıya dokunduğunuzda kilit açılıyor. Sonra tuşa dokunuyorsunuz araç çalışıyor. Ya da hava çok sıcak veya çok soğuk, uzaktan aracınızı çalıştırıyorsunuz ve kilitler açılmıyor. Ya da aracınızı çalışır vaziyette bırakıp kapıları kilitleme fonksiyonuyla kısa alışverişlerinizde aracınızın iç sıcaklığını koruma imkanı sunuyor. Aracın çalışır vaziyette kapılarının açık olması çalınması anlamına da gelmiyor. Çünkü hareket etmesi için mutlaka anahtarın sürücü koltuk tarafında olması lazım. Halbuki anahtar cebinizde alışveriştesiniz!
Bir de kapıda dokunmatik (sayısal) kilit sistemi var. Anahtar ile dolaşmak istemiyorsunuz. Anahtarı arabaya saklıyor, kapıyı şifreyle kilitleyip gidiyorsunuz.
Aslında hayatımı kolaylaştıran özelliği bu değil üstelik. Hayatımı kolaylaştıran Bayan Canan! Ona bu ismi taktım (Yaşadığım yerin adı New Canaan olmasından esinlenerek). Otomobile biniyorum ve (izin verirsem) başlıyorum konuşmaya. Nereye gideceksem telefon numarasını söylüyorum (ya da tuşluyorum) adresi önüme getiriyor. ''Hızlı mı ekonomik yoldan mı gidelim'' diye soruyor? İkisi arasındaki yakıt farkını dakika ve mesafeleri önüme getiriyor. ''Hadi Canan gidiyoruz''diyorum ve başlıyor bana anlatmaya (ya da gösteriyor): ''Sağa dön, iki mil sonra sola dön''. Kaybolmak gibi bir derdiniz ortadan kalkıyor.
Bu kadar mı? Hayır, yolumuz üzerindeki trafik yoğunluğunu gösteriyor. ‘’Bak birazdan sıkışacaksın. Yarım saat gecikeceksin. Alternatif yol sunayım mı’' diyecek kadar da kibar. Hava durumunu da anlatıyor. Birkaç dakika sonra yağacak yağmuru da bilince saygım arttı kendisine.
İstediğim TV kanalını ekrana getiriyor. Telefonunuzu hafızasına alıyor ve arama listesini bir komut ile ekrana yansıtıyor.
Canınız sıkılıyor. Sinemaya gideceksiniz. Filmin ismini veriyor ve size en yakın sinemanın adresini söylüyor. Kontrol ettim sizin adınıza rezervasyon yapamıyor! Ama adreslediğiniz yere giderken örneğin bir lokanta oranın telefonunu da ekrana getirerek önceden rezervasyon yapmak için arama fırsatı sunuyor size.
Canan Hanım çok becerikli. İlgilendiğiniz güncel konularda örneğin ekonomi veya finans haberlerini de siz yoldayken derleyip size sunuyor. Erdoğan’ın Mısır gezisine dair bilgileri ilk kez Canan Hanım’dan dinlediğimi belirteyim bu arada. En çok da evin önüne park ettiğimde '‘Evinize hoş geldiniz Yavuz Bey’' demesini özleyeceğim!
Kullandığım bu otomobilde bu hizmetleri bana sunan sistemin adı MyFord Touch. Microsoft ile birlikte geliştirilmiş bir sistem. Otomobil dediğiniz aracın en önemli organı motor ise diğer organı da bu sistem. Sizin komutlarınıza göre çalışan bir yapay beyin anlayacağınız. Aracınıza bindiğiniz an itibariyle uydu ile doğrudan bağlantılısınız.
Aracınızın klimasından, motorunuzun, yakıt ve tekerleklerin hava durumuna kadar hemen her şeyini kontrol eden yapay beyin artık otomobillerin standardı haline geliyor. Bir kaza anında yardım merkezini aramak ve yerinizi söylemek de sistemin vazgeçilmez fonksiyonu…
Sorumlulukları, dikkati ve adres aramayı bile yapay zekaya devredince, bizim beynimiz ne yapacak? Bunama yaşı 30'lara iner yakında. :((
YanıtlaSilİlahi meraklıkedi, dert ettiğin şeye bak. Elin gavuru buna da bi çözüm düşünür elbet; mesela alışveriş listeni tersten sayabiliyorsan ya da bulmacayı doğru çözebiliyorsan, alnına bir öpücük konduruverir 'Canan Hanım' ;-)))
YanıtlaSil