Hiç kimseyi dışlama hakkına sahip değiliz. Değil mi ki bu milletin evladıdır, değil mi ki Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıdır bizim canımızdır, ciğerimizdir, her şeyimizdir.
Korkuların tamamı yersizdir, asılsızdır. Herkesin yaşam tarzı bizim teminatımız altındadır.
Bu arada bir tanesi de kalp krizi geçirerek öldü. Kimliğini bilmiyorum.
Kız mıdır, kadın mıdır bilemem.
Bazı grupçuklar bizimle ilgili yaptıkları gösterilerde 'Mısır halkının
sesinin dinlenmesini istiyorsun, ama siz burada Türk halkının sesini dinlemiyorsunuz' diyorlar. Elmayla armudu birbirine karıştırmayalım.
Taksim'de bin iki bin genci yürütmek problem değil. Biz de kalkar onların karşısına 5 bin 10 bin genci koyarız.
Eline top verseniz bomba diye karakola götürürler.
Edepsiz, ahlaksız, alçak, yalancı, insanlıktan nasibini almamış...
Yazıklar olsun sana yazıklar olsun...
Haddini bil diyorum, haddini bil diyorum.
Bunların hiçbiri gazetecilikten tutuklu değildir. Çeşitli terör örgütleri ve darbecilikle ilişkileri yüzünden yargılanıyorlar.
Böyle bir belge olmaz! Bir kişi yazı yazmış, ne imza, ne şu, ne bu yok.
Bugün artıyormuş gibi lanse edilen (kadına) şiddet, aslında artık azalmaya da başlayan vakaların abartılmasından başka bir şey değildir.
Bugün dünyaya teknoloji ihraç eden bir Türkiye var.
Bunların (CHP) döneminde dikili bir ağaç bulamazsınız.
Ben Recep Tayyip Erdoğan olarak müslümanım ama laik değilim. Fakat laik bir ülkenin başbakanıyım. Laiklikten korkmayın.
Uzatılan her mikrofona konuşmayın.
Parası olan var olmayan var. Parası olan bastıracak kurtulacak, parası olan askerliği yapacak. Benim vatandaşımın belli bir kesimini mağdur etmeyeceğine inansaydık bunu hallederdik. Ben Tayyip Erdoğan olarak böyle bir sorumluluğun altına giremem. Seçimden sonra referanduma götürürüz.
Deprem vergisi diye bir şey yok.
Tarihimizde soykırım asla ve asla yoktur.
1937, 1938 ve 1939 yıllarında(..) Havadan, karadan, hatta gaz bombalarıyla Dersim'de hareket eden her şey, çocuklar, kadınlar katlediliyor.
İnsanlar özgürlük ister, Ve bunu ekmek gibi, su gibi bir hak olarak görürler.
İnan Kıraç'ı bu işlerin içinde görmek istemem. Geleceğe yönelik riskleri de üstlenmiş demektir.
Biz mi geriyoruz ortalığı yoksa bu zat mı?
CHP, Adnan Menderes'in öldüğü günü bayram ilan etti.
Bir kişi var. Köşesinde sürekli bu işi (YGS'deki şifre) tahrik etti. Şimdi değil ama gelecekte bedelini çok ağır ödeyecekler.
Eşkıya Hopa'ya inmiş.
Aksırıncaya, tıksırıncaya kadar içiyorlar.
İslam ülkeleri birbirine yeter.
Ak alnımızı senin kirli dudaklarına öptürmeyiz.
NATO'nun Libya'da işi ne? Böyle bir saçmalık olur mu yahu?
Demokrasi tecrübesini 50 yılı aşkın bir süredir içine sindirmiş bir Türkiye var.
Türkiye seçim barajını daha aşağıya çekmeye henüz hazır değil.
Yargılamada asıl olan adaletin gecikmeden tecelli etmesidir. Bizim dertli olduğumuz burasıdır.
(1992'de kurulan Karaelmas Üniv. için) Zonguldak'ta üniversite var mıydı? Kim kurdu? 2007'de biz kurduk.
Herkesin terörle mücadeleye katkıda bulunması lazım ama siz terör olaylarını yazarsanız çizerseniz bu iş durmaz. Terörün propagandasını yapmış olursunuz. Sakın bu oyuna gelmeyin.
Güney Kıbrıs sondaj çalışmalarına tepkimiz farkı olur.
Riski olmayan hiçbir yatırım yoktur. Yani evinize Aygaz tüpü de koymamak gerekiyor. Riski var diye arabaya binmeyecek miyiz? Karşı çıkanlar bilgisayar kullanmıyor mu, televizyon seyretmiyor mu?
Suriye sivilleri öldürmeye devam ederse tepkimiz farklı olur.
Bugünün dünyasında sendikacılık, kırıp dökmekle, eylemle, grevle özdeşleşen bir yapı asla sergileyemez.
Ben İmralı'ya özel temsilcimi de, MİT müsteşarımı da gönül rahatlıyla gönderdim.
Ciğerim yanıyor ciğerim.
PKK silah bırakırsa operasyonlar biter.
(Yolsuzlukları eleştiren K. Kılıçdaroğlu'na) Benim bir bakanım bunu yapmaz. Bugüne kadar bazı bakanlar ile ilgili atılmış adımlar varsa bunun gerekçeleri vardır. Bugün birçoğu milletvekili olamadıysa nedenleri vardır. Milletvekillerim için de aynı şey geçerlidir.
Bugün artık polis denilince akla üniforma, silah, cop, kelepçe, biber gazı ve karakol gibi kavramlar gelmiyor.
2011 yılında elektrikli araçlar yollara çıkacak.
Suriye iç meselemizdir.
Sayın Cumhurbaşkanımız Abdullah Beye (Mısır'ın Arap Baharı'nın Olağanüstü Konsey'inin Başkanı) Tantavi, "Seçimlerden sonra kiz kazanırsa (yönetimi) teslim edeceğim." diyor. Asker sözü.
Projeyi benim dedem istedi. Bütün engellemelere rağmen Kanal İstanbul projesini tamamlayacağız.
İstanbul, İzmir, Ankara, Diyarbakır kadar, Saraybosna, Beyrut, Şam, Ramallah, Nablus, Cenin, Batı Şeria, Kudüs, Gazze kazanmıştır. Türkiye kadar Ortadoğu, Kafkasya, Balkanlar, Avrupa kazanmıştır.
Van depremi hükümetimiz açısından başarılı bir sınav olmuştur.
Sizi enflasyona ezdirmeyeceğiz.Biz bu ara bazı ürünlere zam yaptık. Alkol, tütün, lüks araçlar vesaire. Hemen başladılar. Milletvekilleri kendi maaşlarına baksın. Beline diline dursun. 9 aylık sürecimizde biz milletvekillerine zam yapmadık. En düşük memur ne alıyorsa zam noktasında milletvekilleri onu aldı. Oyunlar vesaire o tür şeyleri yapmadık. Bu bir aşk meselesi, dertli olmak gerekiyor. Ayıptır ya ayıp. Milletin temsilcisini millet ile nasıl ayırıyor. (15 Ekim 2011)
Hoşgöreceksiniz tabii yahu. Başbakan da insan değil mi? Ben de insanım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder