Mesela, geçenlerde hatalı sollamada hakkın rahmetine kavuşan Beypazarlı 11 işçinin derdi, günlük 25 lira kazanabilmek iken...
Üstün müslüman civanım delikanlının derdi ise, bir öğrencinin,
kendisine 'kişilik haklarına saldırı kastıyla fevkalade ağır, katlanılması ve tahammülü gayri kabil hakaretlerde bulunması' imiş.
(Bu arada neymiş bu hakaret diye merak edenler için aç parantez: civanım delikanlının referandumdaki 'CHP, MHP terör örgütüyle ruh üçüzü oldu' sözlerine atıfta bulunarak, Abdullah Öcalan'ın devlet ile temasını değerlendirmek için aynı kelimeleri kullanarak 'Erdoğan'da Öcalan'la ruh ikizi oldu.' demiş Barış Ünver adlı öğrenci ve hakkında 'doğal olarak!' dava açılmış.)
* * *
Libyalı Muammer Kaddafi, Zeynelabidin'in 3 yıl sonra istifa edeceğini söylemesine rağmen, Tunus halkının 3 yılcık daha sabır gösteremediğini(!) söylemiş.
Ha 3 yıl önce kavuşmuşsun demokrasiye, ha 3 yıl sonra...
Tunusluların bu aceleciliği, kendince insan hakları ödülleri falan dağıtan Kaddafi'nin derdi oluvermiş!
* * *
Ankara'nın ilçelerinden Beypazarı'nın Belediye Başkanı Cengiz Özalp, seçimi kazandığı partisi MHP'den istifa ederek akepeye geçince, Ankara Büyükşehir Belediyesi'nden büyük destek ve yatırım gelmeye başlamış.
Anlaşılan, 'Ankaramıza güzel hizmetler yapmak için buradayız' diyen Ankara Büyükşehir Belediyesi'nin derdi sadece iktidar partisinden olanlara hizmet etmekmiş, yoksa öyle tüm Ankaralılara değil.
* * *
'Kağıttan kaplan' meselesi de dert, ki ne dert...
''TSK bizimle ilgili bir kuruluştur.'' diyerek civanım delikanlı, bir derdini daha belirtmiş oldu.
Yani, 'Savaşa bunlarla girseydik halimiz nolurdu', 'Ast rütbedeki hakimin kararı tartışmalı olacaktır', 'Askerinki emre itaatsizlik', 'TSK'yı lağvedelim, yerine yeni ordu kuralım' falan filan denilebilir; başlarına 'model ortak' tarafından çuval geçirilebilir. Normaldir. Çünkü bunları, 'bizimkiler' (yani iktidar ve yandaşları) söylemekte.
Derdin özü, 'Sevmek gerekirse - ki gerekmiyor- biz severiz, dövmek gerekirse biz döveriz' mantığı.
Derdin özü, 'Sevmek gerekirse - ki gerekmiyor- biz severiz, dövmek gerekirse biz döveriz' mantığı.
* * *
Meğer dertleri, bu 'gerçeği'! duymaya hazır olmayan milleti, şok olmaktan kurtarmakmış. Bu bilgiyle birlikte, 'Ergenekon'un 1 numarasını biliyoruz' diyenlerin, vaktiyle neden isim açıklamadıkları da anlaşılmış oldu!
* * *
Arap dünyası ve/veya Ortadoğu bölgesinin lideri olduğu söylenen Türkiye hükümetinin yaptığı açıklamalar, çağrılar, kardeş tavsiyeleri ve yol haritaları üzerine, Mısır'dan gelen 'burunlarını sokmasınlar' yanıtı, 'Benim derdim, seni mi gerdi' tadında mı, bana mı öyle geldi?
* * *
TÜSİAD üyelerinden yerli marka otomobil istedi ya üstün müslüman civanım delikanlı. Ardından Nihat Ergün, piyasada 150 bin satacağı öngörüsünde bulunup, ''Önemli olan böyle bir iradeyi ortaya koyabilmek.'' diye ara gaz verdiydi. Gelecek elektrikli otolarda, falan gibilerden yemlediydi hani.
TÜSİAD üyelerinden tek başına bile bu yerli elektrikli otoyu yapan çıkar. Çıkmasına çıkar da, adamların derdi 'yapamamak' ya da 'iradesizlik' değil ki.
Adamların derdi, 2010 yılı verilerine göre ülkede satılan her 100 araçtan 70'inin ithal olması!
Adamların derdi, bu hükümetin KDV-ÖTV oranlarını, yerli için değil de, ithal oto için indirmiş olması!
Adamların derdi, bu hükümetin hazırladığı otomotiv sektörü strateji belgesinde yazan, elektrikli oto için %60 - %84 oranında ÖTV uygulanması kararı. Vergi teşviki niyetine, basbayağı ceza yani!
* * *
5 Şubat gazetesinde yazanlara bakılırsa, akepelilerden edinilen bilgiye göre, üstün müslüman civanım delikanlının bu aralar derdi büyükmüş. Yok canım, işsizlik, yoksulluk, yolsuzluklar, rekor düzeydeki cari açık vs değil!
Derdi, 2012'de Türkiye'nin ilk başkanı mı olsunmuş, yoksa sistem değişikliğine gitmeyip Gül'den sonra cumhurbaşkanı mı olsunmuş, karar veremiyormuş!
* * *
Diyorum ya, herkesin derdi kendine...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder