Amaç, şehirlerin dokusundan, yaşayanlarına kadar, hayat tarzı da dahil olmak üzere standartlaştırılmasının engellenmesi; yerel özellikler (yerel tarih, doku, tatlar, zanaatlar, sanatlar) korunarak hem orada yaşayanların, hem de ziyaret edenlerin keyif almalarını sağlamak.
Ülkeyi bir 'Cittaslow' yapmaya kalksan...
Allioni mesela... En son gömdükleri yerel tarih (ve dünya tarihi).
Mardin evleri mesela... Yerel dokuyu bilip bilmeden konuşanlar vardı geçenlerde.
Çiya mesela... Hem restoranları, hem de 'Yemek ve Kültür' dergisiyle kaybolan tatlar için 'savaş' veriyor.
Balıkesir'in sepetçileri mesela... Çocukluğumda, ustalarını iş başında görme ayrıcalığına erişmişim de o zamanlar bunu bilmiyormuşum, yoklar artık çünkü.
Gölge oyunu mesela... Hacivat'la Karagöz'ü, neredeyse, git Yunan'a kaptır.
Daha kim bilir neler var böyle... Neyse...
İyi bir haber var sırada.
Türkiye'deki ilk 'Cittaslow' İzmir - Seferihisar'dan sonra, Gökçeada da 'Cittaslow' oldu. Ada olarak ilk 'Cittaslow' beratı alan yer aynı zamanda.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder