Yarattığın dünyadan ibaretsin, ne bir eksik ne bir fazla.

6 Haziran 2015 Cumartesi

Eyyy Cumhuriyet Dönemi Sanayicileri

İsim vermek istemedim açıkçası, sözüm Cumhuriyet döneminde kurulmuş, büyümüş, zenginleşmiş, büyüklü küçüklü onlarca yüzlerce şirket sahibi olmuş, uluslararası ortaklıklarıyla özellikle Batı pazarlarında yer edinmiş, on binlerce çalışanı olan, Cumhuriyet Türkiyesi'nin ekmeğini yemiş holdinglere. 

Bunların birinci derece mirasçıları, onların üst düzey eğitimler almış yönetim kadrosundaki çocukları ve üst düzey yöneticileri, bu kez sözüm sizlere. 

Sizler ki,
söz konusu sanayi yatırımları olduğunda boşlukları görmüş, bunları değerlendirmeyi bilmiş, gayet de başarılı olmuş yatırımcılarsınız - yoksa sadece babalarınız, dedeleriniz mi öyleydi? 

En büyük derdiniz, size göre büyük gider kalemi olan işçi maliyetlerini (fazla mesai, iş ve işçi güvenliği, emeklilik ikramiyesi, sendika, grev vb) kısmak idi; baktınız, size kolaylık sağlayacağını vadeden  birileri var. Öyle kanunlar çıkarıyorlar ki, öyle sendikalar kuruyorlar ki, sizin adınıza tadından yenmiyordu. Sonunda rahat bir nefes alacağınızı sandınız. Sanayi yatırım maliyetleri kurlar vb. dolayısıyla günden güne yükseldiği, kaliteli işçi bulmak gittikçe zorlaştığı için, yönünüzü ihalelere, otelciliğe vs. çevirdiniz. Vatandaşın her türlü hak ihlalinde, ülkeye emeği geçmiş ve geçmeye devam edecek yüzlerce vatansever öldürüldüğünde, başlarına çorap örüldüğünde, toplumsal hareketlerde, vatana ihanetten ömür boyu tutuklanmış bir katille 'yeni anayasa' hazırlıklarında vb. ses çıkarmadınız. Eğitim kalitesinin, eşitsizliğin yerlerde sürünmesi de sizi çok bağlamıyordu, çünkü gelecek nesillerinizin dahi Batı'daki hangi okullarda eğitim alacakları belliydi. 13-14 yıl boyunca yapılanlara - ucu size dokunmadığı için - göz yumdunuz, her seçimde oylarınızla onları desteklemekten geri durmadınız; vur patlasın çal oynasın ilişkiniz devam etti. Tabiri yerinde ise, sizi yaratan, size 80 yıldır ekmek veren eli hiç çekinmeden ısırdınız. Ta ki... 

Beslediğiniz canavar, gerek vergi cezalarıyla, gerek aldığınız ihaleleri iptal ederek, efendinizin kim olduğunu size kanıtlayana kadar. "Birimize bunlar yapıldığına göre..." diye düşünmeye başladığınızı sanıyorum. 

Elinizi vicdanınıza - eğer kaldıysa - koyun ve muhasebe yapın: Yukarıda sözünü ettiğim işçi maliyetleri mi canınızı daha çok yakıyordu, yoksa bu cezalar mı?

Anlamadığım bir şey var, onu da sorup bitiriyorum: 

Sonucun buralara geleceğini milyonlarca sade vatandaş yıllar önce gördü de, siz anlı şanlı sanayiciler nasıl göremediniz?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder