Yarattığın dünyadan ibaretsin, ne bir eksik ne bir fazla.

28 Nisan 2011 Perşembe

Satın alamayınca Eskişehir'i üçe parçalıyorlar!

Necati Doğru'nun Sözcü Gazetesi'ndeki yazısı:

Dost -düşman herkes kabul ediyor. Prof. Yılmaz Büyükerşen (Eskişehir Belediye Başkanı) ile diş doktoru Ahmet Ataç (Eskişehir'in Tepebaşı İlçe Belediye Başkanı) bir oldular, 'bir şehri uykusundan uyandırmayı' başardılar.

Demiryolları atölyesi vardı.
Şeker fabrikası kurulmuştu.
Un fabrikaları iyi çalışıyordu.
Sonra Arçelik, ETİ, Şişe Cam, Pınar Süt, Sarar gibi marka olmuş fabrikalar da geldiler. Eskişehir,


bozkırın orta yerinde bir sanayi ve işçi kent oldu. İşte bu şehir, 'halkın iki adamı hep seçmesi' ve onların da 'yeni bir Eskişehir yapma çabasını hep diri tutması' sonunda üniversite kentine dönüştü.

İmar planları yapıldı.
Önemli yatırımlar geldi.
Kenti, ortasından ikiye bölen Porsuk Nehri'nin iki yanında çimler, çiçekler, parklar, yeşil alanlar, plajlar yapıldı. Kanallar açıldı, kanallarda kuğu başlı gondollarda gençler, yaşlılar, dostlar, aşıklar buluştular. 2 tiyatro binası, 2 opera binası, raylı sistem yapıldı. Eskişehir çekim merkezi oldu ve Türkiye'nin her yerinden turist çekmeye başladı.

Eskişehir örnek kent oldu.
Bir şehir işte böyle uyandı.

* * *
İktidar partisi AKP, başbakan, cumhurbaşkanı, bakanlar, parti örgütü Eskişehir'in yönetimini seçimlerde almayı çok istiyorlardı.
Aşırı asılıyorlardı.
Son yerel seçim propagandası sırasında bu kentin milletvekili olan Maliye Bakanı, Eskişehirlilere; ''Kasanın anahtarı bende, oylarınızı verirken ona göre düşünün...'' diyerek rüşvet çağrıştıran mesajlar veriyordu.

Uyanmış şehir!
Rüşvete tenezzül etmedi.
Seçtiklerini yeniden seçti.

Eskişehir'den arkadaşlarımın uyarısıyla öğrendim ki, ''Satın alamayınca Eskişehir'i üçe parçalama planı'' yaptılar. İçişleri Bakanlığı, şu anda Büyükşehir'e bağlı Tepebaşı ve Odunpazarı olmak üzere iki ilçe belediyesiyle yönetilen Eskişehir'i bölünmeye uğratarak bir üçüncü ilçe (Yunus Emre) yaratma taslağı hazırladı.

Diklemesine bölünüyor.
Bir tarafta iki eski ilçe kalıyor.
Diğer tarafa yeni ilçe ekleniyor.
Öyle ayarlanmış ki, eski iki ilçe olan Tepebaşı ve Odunpazarı'nın nüfusları, iller bankasındaki payları, sahip oldukları mahalle sayısı, toprak yüzölçümü, sanayi varlıkları azalıyor ve üniversite binaları, organize sanayi bölgeleri, hava alanı, otobüs garı, hava üssü, şeker fabrikası onlardan kopartılıyor.

* * *
Yeni ilçe daha büyük tutuluyor.
Hem nüfus, hem toprak genişliği, hem parasal gelir, hem kentsel varlıklar açısından eski iki ilçeyi geride bırakacak bir bölünme hedefleniyor.

Bu parçalanmanın mantığı ne?
Üçüncü ilçeye niçin ihtiyaç duyuldu?
Hangi şehircilik kriterleri ve parametreleri ''daha iyi bir Eskişehir yapmak'' için bu kenti üçe bölmeyi zorunlu kıldı?

Bu soruların cevabı yok.
Uyanan şehir, sandıkta teslim olmadı.
Bölerek düşürme hamlesi yaptılar.
 (25.10.2010)



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder