Yarattığın dünyadan ibaretsin, ne bir eksik ne bir fazla.

21 Nisan 2011 Perşembe

Mümtaz'er Türköne boyunun ölçüsünü almış

Boyunun ölçüsünü almak


Mümtaz'er Türköne'yi hatırlar mısınız? 


Hani protesto eden öğrencilere 'parazit' diyen, Alevilerin seçimle iktidara gelemeyecekleri için 'darbecileri desteklerler' gibi fevkaladenin fevkinde mantık üretebilen, TSK'yı lağvederek yeni bir Nizam-ı Cedid ordusu kurulmasını isteyen, sayın(!) terörist başını da kapsayan genel affın şart olduğunu açıklayan ve İnsanlık Anıtı 

'ucube' ilan edildiği zaman, fırsat bu fırsat dercesine Atatürk büstlerini 'aşırı derecede acayip' bulduğunu ilan eden şahsiyet. Tahmin edeceğiniz gibi, bunlar hatırlamanız için 'tadımlık' inciler. Bir hatırlatma daha: bir kısım milletin vekili olan akepeli Özlem Türköne, bu mümtaz zatın eşidir.


Kendisi, bir kısım milletin vekili olmak üzere akepeye başvurmuştu. Adaylığına civanım delikanlıdan, nasıl olduysa, onay çıkmayınca, HaberTürk'e ''Politikaya girdim ve boyumun ölçüsünü aldım.'' diyerek röportaj vermiş. Söylediklerinden iki şey çok ilginç geldi bana.

İlki, eşi Özlem Türköne'nin aday olmamasıyla ilgili. Demiş ki,

''Epeyce yoruldu galiba.''

Allah allah, dedim, milletvekili olarak ne işler yaptı da yoruldu acaba? Aklıma millete hizmet aşkıyla olsa gerek, yorgunluğa morgunluğa bakmadan, kim bilir kaç yıldır milletvekili olan partidaşları geliverdi. Mesela Abdülkadir Aksu. 1987'de taa Anavatan Partisi zamanında girdi meclise, hala da orada. Keza Mehmet Ali Şahin. 1994'te yapılan genel seçimlerde Refah Partisi'nden girdi. Akepe, kadınlara pozitif(!) ayrımcılık yaptığı için olsa gerek, öyle uzun yıllar yormasa da, Fatma Şahin, Güldal Akşit, Nimet Çubukçu 2002'den beri meclis çatısı altında vatana millete hizmet ediyorlar.


TBMM sayfasından Özlem Türköne'yi buldum. 2007'de 1 tane, 2008'de 2 tane, 2010'da ve 2011'de 1'er tane olmak üzere başkalarının hazırladığı kanun tekliflerine imza atmış; 2009'u boş geçmiş. Kendisinin hazırladığı bir kanun teklifi, sözlü veya yazılı soru önergesi bulunmuyor. Anlamadığım şey, niye kendini bu kadar harap etmiş?    


İkinci takıldığım konu şu sözleri:

''Yerel politikayı hiç bilmiyorum.''

Buna gerçekten ama gerçekten inanarak söyleyen birine sorulacak çok şey var da, başlangıcı şunlar olsa:

''Madem bilmiyordunuz da, en basitinden referandum sürecinde o TV senin, bu TV benim dolaşıp tartışma programlarındaki konuşmalarınız neyin nesiydi? Bu itirafınızdan sonra, hayranlarınız yazılarınızı hangi gözle okusunlar, konuşmalarınızı hangi kulakla dinlesinler?''

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder