Yarattığın dünyadan ibaretsin, ne bir eksik ne bir fazla.

1 Şubat 2013 Cuma

Uğur Mumcu'dan bir yazı

24 Ocak'ta Uğur Mumcu'nun bombalı bir saldırı ile katledilmesinin üstünde 20 yıl geçti; dava bugünün muktedirlerine göre zamanaşımına uğradı... 

Merak ediyorum, civanım delikanlı "Hayırlı olsun." der mi? Çünkü onlar için, zamanaşımının gerçekten 'hayırlı' olacağı şüphe götürmez bir gerçek. Bunu bana söyleten şey sadece sadece Uğur Mumcu'dan geriye kalan yazıları. Kim bilir, belki yakın bir gelecekte Uğur Mumcu'nun sansürlendiği bir sabaha uyanırız, tıpkı Yunus Emre'yi sansürledikleri gibi...

Aşağıda Uğur Mumcu'nun öldürülmeden yaklaşık 2 ay önce, 15 Aralık 1992 tarihinde yazdığı 'Petrol ve Siyaset' başlıklı yazısı var. Bu yazının sonundaki "Kimleri, nasıl kullanıyorlar?" sorusunun güncel yanıtını
şayet bugün hayatta olsaydı - nasıl vereceğine dair fikirlerimi Uğur Mumcu'nun yazısınının bitiminde bulacaksınız...   

"Petrol ve Siyaset

Son yıllarda yaşanan olaylarda petrol kaynaklarının payı yok mu?


Ortadoğu'nun kısa tarihi, petrol paylaşım tarihidir. Bu petrolü paylaşanlar da Batılı şirketlerdir.


Londra'da kurulan "Kurd Oil" şirketiyle, bir eski CIA görevlisinin şirket arasında kurulan ilişkiler, Ortadoğu'daki bu eski paylaşım planının 92 modelidir.


Bu paylaşım planının en somut örneklerinden biri 50'li yıllarda İran'da yaşanmış; İran petrollerini millileştiren Başbakan Musaddık, CIA'nın düzenlediği bir darbe ile devrilmişti.


O yılları yaşayanlar "Dr. Musaddık ve General Zahidi" adlarını anımsayacaklarıdr. Dr. Musaddık, 1933 yılında İran petrollerini işletmeye başlayan "Anglo-Iranian Company" adlı şirket gelirlerindeli İran payını artırmak istemiş, bu istek reddedilince de 1951 Mart'ında şirketi millileştirmişti.


Bu şirketin hukuk danışmanlığını Amerikalı "Sulivan & Cromwell" şirketi yapmaktaydı. Bu avukatlık bürosu, iki kardeş tarafından yönetilmekteydi: John Foster Dulles ve Allen Welsh Dulles... Allen Welsh Dulles, aynı zamanda "Anglo-Iranian Company" şirketine kuruluş sermayesi sağlayan "J. Henry Schroeder" şirketinin Amerika'daki şubesinin yönetim kurulu başkanıydı.


Allen W. Dulles, 1947 yılından beri CIA'nın üst yöneticilerindendir. John F. Dulles, 1952 yılında Dışişleri Bakanı oldu, kardeşi Allen W. Dulles de CIA başkanlığına getirildi.


Dr. Musaddık 1953 yılı Şubat ayında Şah Rıza Pehlevi'yi tahttan ayrılmaya zorlamış, Şah Roma'ya kaçmıştı.


Musaddık'ın devrilme planları Dulles kardeşlerce yapıldı. Şirketin millileştirilmesinden iki yıl sonra, 19 Ağustos 1953 günü düzenlenen darbe ile Dr. Musaddık devrildi, yerine General Zahidi getirildi. Bu iktidar değişikliğinden sonra İran'a Amerikan yardımları başladı.


Dr. Muhammed Hidayet Musaddık önce ölüm cezasına çarptırıldı, sonra bu ceza üç yıl hapse çevrildi. Dr. Musaddık 1967 yılında öldü. Ölümüne kadar da SAVAK'ın gözetiminde yaşadı.


Dr. Musaddık'ı deviren General Zahidi kimdi? İran güvenlik güçleri bir Amerikalı general tarafından yeni baştan örgütlenmişti. Zahidi bu işlerde Amerikalı tuğgeneralin yardımcısı olarak görev yapmıştı.


Bu Amerikalı tuğgeneralin adı Norman, soyadı Schwarzkopf'tu. Bu Schwarzkopf, Körfez Savaşı'nda Birleşik Kuvvetler'e komuta eden Orgeneral Norman Schwarzkopf'un babasıydı.


Dr. Musaddık'ın devrilmesini Tuğgeneral Schwarzkopf sağlamıştı. Dr. Musaddık'ın devrilmesinde en büyük yardımı sağlayan da eski Amerikan başkanlarından Roosevelt'in torunu Kermit Roosevelt'ti.


Dr. Musaddı'ın devrilmesinden sonra General Zahidi, petrol gelirlerinin paylaşım planının Amerikalılar tarafından yapılması için başvurdu. "Anglo-Iranian Company"nin gelirlerinin %60'ı bir konsorsiyuma bırakıldı. Amerikalı Herbert Hoover'ın başkanlığında bir paylaşım planı ile şirket Amerika, İngiltere, Hollanda ve Fransa şirketleri arasında bölüşüldü.


5 Ağustos 1954 günü anlaşmayla "Royal Dutch/Shell" %14, Fransız "Compaigne Française des Petroles" şirketine %14 pay verilirken aslan payı "British Petroleum" adını alacak olan Anglo-Iranian şirketine ayrıldı, 5 Amerikan şirketine %8'lik paylar verildi.


Bu paylaşım planını yapan Hoover, Dışişleri Bakanı Dulles'ın yardımcılığına getirildi, Roosevelt'in torunu da "Gulf Oil Corporation"un başına!


Dr. Musaddık devrilmiş, "ganimet" paylaşılmıştı.


Dr. Musaddık'ın yerine başbakan olan General Zahidi için İran Şahı'nın eşi Prenses Süreyya anılarında şunları yazacaktı:

- Zahidi'nin hayli rüşvet aldığı söyleniyordu. Anlattıklarına göre bankadaki serveti birdenbire 600 bin dolara yükselmişti...

Bugün Kuzey Irak'ta buna benzer olaylar yaşanıyor. Batılı petrol şirketleri, "Kürt Federe Devleti" toprakları içinde kalan petrol kaynaklarını paylaşmak için kim bilir ne planlar yapıyorlar? Kimleri, nasıl kullanıyorlar?"


Uğur Mumcu bugün aramızda olsaydı bu sorunun güncel yanıtını, Amerika'nın "BOP" olarak bildiğimiz, asıl adı "Geniş Ortadoğu ve Kuzey Afrika Ülkeleri Projesi" kapsamında bulacağımızı söylerdi diye düşünüyorum. 

Saddam ve demokrasi(!) götürülen Irak... Kuzey Afrika'daki (Libya başta olmak üzere) 'Arap Baharı(!)' hareketleri... Suriye... Ve Türkiye'miz: "Ülkemize BOP kapsamında görevler verildiği"ni söyleyen siyasiler... 'Analar ağlamasın' diye özetlenebilecek süreç(ler)... 'Yeni Osmanlıcılık' ile Davutoğlu'nun 'ulusal devlet ve ulusçulukla hesaplaşacağız' söylemleri... Pekaka ile Brüksel (2009)-Oslo (2010) görüşmeleri (bunlar şu ana kadar kamuoyunun bildikleri!)... Bugün geldiğimiz noktada 'Türk-Kürt Federasyonu'nun açık açık dillendirilmesi... Falan, filan...



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder