Yarattığın dünyadan ibaretsin, ne bir eksik ne bir fazla.

7 Aralık 2011 Çarşamba

Anlaşılamayan kurtarılmalar

Etem Gürsu diye bir zatı muhterem var(mış); Işık Kansu yazmadan önce adını duymuşluğum yoktu.


Efendim, bu zat 2005'de İlköğretim Müfettişi imiş. Konya'ya 'Müfredat Tanıtım Semineri'nde öğretmenlere bilgi vermek üzere görevlendirilmiş. Seminerde demiş ki,
''Derslerde öğrencilere 'Atatürk kimdir?' diye soruyorum. Onlar da 'Atatürk bizi
düşmandan kurtardı' diyorlar. Öğretmenler yıllardır derslerde Atatürk'ün herkesi kurtardığını anlatıyor. Sizin yere göğe sığdıramadığınız Atatürk beni kurtarmadı. Ben 55 yaşındayım. Ben doğmadan 20 yıl önce ölen birisi beni nasıl kurtarır?''
Seminerdeki bir öğretmen şikayetçi olunca Etem Gürsu hakkında dava açılmış ve kendisi 1 yıl hapse mahkum olmuş ama, cezası ertelenmiş. Bu da yetmemiş, bir de ödüllendirilmiş ve Afyon Milli Eğitim Md. Eğitim Denetmenleri Başkanlığı görevine getirilmiş.


Bu haberi okuyunca, aklıma 'anlaşılmayan' bir 'kurtarma' hikayesi daha geldi:


Adamın biri teknesiyle denizin ortasındayken fırtına patlamış. Önce bir yat gelmiş adamı kurtarmaya, 'Allah beni kurtaracak' diyen adam yata binmemiş. Ardından bir gemi gelmiş, en son da bir helikopter gelmiş. Adam hiç birine binmemiş. Sonunda tekne batmış ve adam ölmüş. Allah'ın huzuruna çıkınca sormuş:


''Allahım, neden beni kurtarmadın?''


Yanıt şöyle olmuş: ''Sana 2 gemi 1 de helikopter gönderdim, daha ne yapacaktım ki!''


* * *


Aslında Etem Gürsu olayının trajikomik bir yanı da var.


2005'te 55 yaşında olduğunu söylüyor; demek ki 1950'de doğmuş. 'Ben doğmadan 20 yıl önce ölen birisi..' sözlerindeki tarih 1930'a denk geliyor. İsim vererek Atatürk'ten, dolayısıyla 1938'den bahsettiğini de bildiğimize göre... Onca yıl oku, Milli Eğitim'de belli mevkiye gel ve basit bir dört işlemi bile doğru yapama... 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder