Yarattığın dünyadan ibaretsin, ne bir eksik ne bir fazla.

4 Kasım 2010 Perşembe

Yürümek çocuk oyuncağı olsun!

Rüyalarım gerçek oluyor :))

Tekerlekli sandalyeye çok uzun süre bağlı kalmadım- inadım yüzünden herhalde. Fakat hala kullanmak zorunda kaldığım günler oluyor, mesela geçen gün AuotoShow'a gittik. Mesafe, mekan büyüdükçe zorlanıyorum. Ama durun, önce AutoShow'dan bir iki not ileteyim.

Gazeterlerde okuduğumuz açıklamaya göre engelliler için hazırlıklı olmalıydılar. Park için önce bizi en dışarıdaki otopark alanına yönlendirdiler; ablam yürümede problemim olduğunu söyleyince fuar binasına yakın bir park alanına gönderdiler. Binanın girişinde indik küçük kardeşimle, ablamız arabayı park etmek için devam etti. Sonra baktık ki, herkes bizim geldiğimiz yere geliyor; görevliler kime yutturursa, diye düşündük, ya da AutoShow'a bizden sonra gelenlerin tamamının  yürümede problemi vardı. Küçük bir not: alışveriş merkezlerinden birinde engellilere ayrılmış yerlerde ''Yerimi aldın, engelimi de alır mısın?" yazısını gördüm, süper bir kampanya, ben engelimi vermeye dünden razıyım, ilgilenenlere duyurulur.  

Ablam gelince, Yasemin tekerlekli sandalye sormaya güvenlik görevlilerinden birine gitti. Arkadaş sağ olsun çok yardımcı olmuş, kendisinin güvenlikle ilgilendiğini tekerlekli sandalyeyi başka birine sorması gerektiğini söylemiş. Ama, kime sorması gerektiği hakkında 'No comment' demiş. Yasemin oradan oraya, kişiler arasında mekik dokurken biz de, bulamayacak herhalde endişesiyle sıraya girdik - daha kapılar açılmamıştı. Sıradakilerde bir heyecan bir heyecan; 'personal space' kavramı yerle bir olmuş, herkes birbiriyle omuz teması halinde. Bir ara Yasemin geldi, beni sıradan çıkardı ki, kapılar açıldığında itiş kakış mutlaka olacak, o arada ezilip gitmeyeyim diye. Fakat tekerlekli sandalye yok ortada; getireceklermiş, dedi Yasemin. Bu arada kapıla açılmadığı halde sıra sürekli ilerliyor! İyi ki sıradan çıkarmış küçük kardeşim beni :)) 

Biraz sonra kapı açıldı, insanlar içeri girmeye başladı, tekerlekli sandalye hala yok ve ben onca zamandır ayaktayım, dizlerim ve belim ağrımaya başladı. Uzaklardan bir adamı fark ettik, yaklaştıkça tekerlekli sandalyenin hatları belirmeye başladı. Adama el salladık ki, gidip başkasına vermesin. Gelen sandalye toz içindeydi, sırt kısmı herhalde yırtılmış ki koli bandı ile birkaç kez yapıştırılmış. O kadar zavallıydı ki, onu kucaklayıp taşıyasım geldi. Kendiminkini de getirebilirdim aslında, ama bizim bagajda dura dura lastiklerin havası sönmüş. Yapacak bir şey yoktu, tozunu alabildiğimiz kadar temizledik ve nereden giriş yapacağımızı sorduk. Adam sağa sola baktı, belli ki özel bir giriş yok; kapalı bir kapıya doğru itmeye başladı sandalyeyi. Fakat o kapıda kartlı geçiş mekanizması var ve başka kapı yok. Biz, herhalde birine soracak derken, adam kapıyı açtı önce, sonra kartlı geçişin platformunu iyice yana itti ve sandalyenin geçeceği kadar yer açtı! Yasemin'le şaşkınlıktan kocaman açılmış gözlerle bakarken, geldi, bizi binadan içeri soktu ve ''İşlem yapmanıza gerek yok." dedi iki kez, bir de Yasemin'e 'hadi iyisin' gibilerinden dirsek attı ve bozduğu düzeneği tekrar yerleştirmeye gitti. O sırada ablamın bize doğru geldiğini görünce ona doğru ilerledik. 'Bileti nerden alacakmışsınız?' diye sorunca, sırıtarak 'İşlem yapmamıza gerek yokmuş.' dedik. Bu sefer o da gülmeye başladı, çünkü sıradaki gençlerden biri fazla davetiyesini ona vermiş :))

Dediğim gibi, mekan büyük olunca mecburen tekerlekli sandalye kullanıyorum. Ama aşağıdaki videoyu görünce, yaşasın diye bağırdım. Rabbim 'Elegs' derse, seneye AutoShow'u yürüyerek dolaşacağım  ;-))

2 yorum:

  1. Yerimi aldin, engelimide al...bayildim.
    Yazini okudum, hic sasirmadim ama üzüldüm. Bunun yaninda yazinin sonunda ki video ise mÛthis. Bu alanda calismalarin boyutlari ve yeni buluslar cok güzel.
    Ben seni hic tekerlekli sandalyede animsamiyorum, animsamiyacagim ;-))
    Her gelen günün sana daha saglikli günler getirmesi dilegi ile...

    YanıtlaSil
  2. Bunun bir benzerini, galiba geçen seneydi, Japonlar yaptılar. Avrupa satış merkezi Danimarka'da. Bireysel kullanıcıya yönelik satışa bir başlasınlar, ver elini Danimarka, oradan da Amerika :)) Denemezsem gözüm açık giderim ;-))

    YanıtlaSil