Yarattığın dünyadan ibaretsin, ne bir eksik ne bir fazla.

7 Ağustos 2010 Cumartesi

Gençlerdeki ahlaki erezyon mu, camideki ahlaki erezyon mu?

Memleket içerikli yazılam için günlük gazetelerden küpürler kesiyorum, tarihliyorum ve arşivliyorum. Ara ara bu arşivleri temizliyorum, ama inanın çok zorlanıyorum bunu yaparken. Aklımda hep ''Ya bi gün lazım olursa?'' fikri oluyor. Uzatmayayım, yine öyle bir temizlik yapasım geldi dün. Bakın ne cevherler varmış da, karada kaçan havada uçan gündemlerden unutuvermişim :))

İstanbul Beyoğlu Asayiş Bürosu ekipleri, 55 yaşındaki 35 yıllık imam Ö.S.'nin görev yaptığı Hacıhüsrev Camii'nde, muska yapacağı bahanesiyle kadınları soyduktan sonra fotoğrafladığı ve şantaj yapıp cinsel ilişkiye girdiği iddiasıyla arama yaptı.

Yapılan aramada 11 seks kaseti, 240 pornografik video görüntüsünün yer aldığı CD ve caminin kuran kursunda çekilmiş


62 kadına ait çıplak pozların olduğu fotoğraflar bulundu. Yapılan incelemede ele geçirilen görüntü ve fotoğrafların imam tarafından çekildiği belirlendi.

Kadınların şikayetçi olmadığı imam adliyeye sevk edilip, tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. İmamın emanetçisi olduğu Hz. Muhammed'e ait Sakal-ı Şerif ise müftülüğe teslim edildi.

Ve civanım delikanlının tespiti:

''...Bu şekilde sınırsız, kontrolsüz bir ahlaki erezyonun olduğu yapılanma bizi dertlendiriyor...''
Adam haklı; yerden göğe kadar hakkı var dertlenmekte, hatta az bile... diyeceksiniz biliyorum. Ben de olsam, öyle derdim. Peki, civanım delikanlıyı dertlendiren şeyin başka bir şey olduğunu söylesem? Balık hafızalı bir toplum olduğumuz için, az kişinin hatırlayacağına inanıyorum. Hadi beni haksız çıkarın!

Sevgili okur, kasma kendini. Gerçi yardımsız hatırlayabilsen daha iyi olurdu ama, kendini sana hatırlatmaya adamış biri var yanında, hiç merak etme. Konu şöyleydi:

Çok eskiden senin gibi bir Kunta Kinte olan civanım delikanlı, günlerden bir gün İstanbul'daki kongre vadisi inşaatına giderken yolunun üstündeki Küçükçiftlik Parkı'ndaki müzik (rock) festivaline gelmiş olan gençler tarafından 'rock'ın evrensel işaretiyle selamlandıydı. Ve selamın anlamını bilmeyen(ler) tarafından, devlet büyüğüne saygısızlıktan tıpış tıpış nezarete gönderildiydiler. Ve de işin bi yerine akepe gençlik kolları dahi monte olmuştuydu. Ha, bu arada aklınıza 'bilmemek ayıp değil, öğrenmemek ayıp' atasözümüz gelirse, istek şarkı olarak yan ülkedeki başbakana göndermeniz önerilir.


''Dün o dediğim tesisleri denetlemeye giderken, orada maalesef gençliğimizin bir bölümünün halini gördük. Gerçekten üzüntü vericiydi. Bu şekilde sınırsız kontrolsüz bir ahlaki erezyonun olduğu yapılanma bizi dertlendiriyor. Onun için aileye sahip çıkacağız. Çoluğumuz çocuğumuz nereye giderse gitsin, diyemeyiz. Kendi başına bırakılan unutmayın, ya davulcuya, ya zurnacıya...''  


Her ne kadar 'aileye sahip çıkmak'tan bahsediyorsa da, Türklerde artık gelenek haline gelen kendi öz çocuğuna tecavüz, Siirt toplu tecavüz vakası ve diğer sapık olayları koyun bir kenara; civanım delikanlının, 55 yaşındaki 35 yıllık imamın seks fantazilerine camiyi alet etmesine ya da imamın şantaj yoluyla seks yaptığı kadınların bir tanesinin bile şikayetçi olmayışına karşın, anlamı 'nazar deymesin' olan bu hareketi 'ahlaki erezyon' diye nitelemesi, kendisinin ahlaki değerleri hakkında soru işareti yaratmıyor, dersem inandırıcılığım kalmaz diye düşünüyorum.

Belki de benim hüsnü kuruntumdur, kim bilir...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder