Hasta, hasta, çorbası tasta...

20 - 25 gündür nasıl hastayım anlatamam. Önce minik minik öksürükler vardı. Sonra ufaktan bir boğaz batması başladı. Hemen girdim gugıla, 'boğaz batmasına ne iyi gelir' yazdım.

Bir de ne göreyim, ''onabuna'' ilk sırada geliyor :))




Önerim internette gözüküyor mu, insanlığa bir faydam dokunmuş mu göreyim istedim. İlk, en tepede, birinci sırada çıkınca boğazımın batması geçti, diyebilseydim keşke. Ama öyle olmadı doğal olarak. Kendi önerime uyarak, batticon'lu gargara yapmaya başladım, pastil aldım, minoset ve öksürük şurubu içtim. Boğazımın batması kesilmesine rağmen, öksürük devam ediyordu. Bir cumartesi günü uyandığımda sağ kulağım tamamen kapanmıştı, sol da kapandım-kapanıyorum sinyalleri verince doktora gittik. Ama Süleyman hocaya (ailemizin KBB'cısı) değil.

Muayenede anlattım doktora neler olduğunu ve hangi ilaçları kullandığımı. Bir bakalım, dedi. Önce boğazımı kontrol etti, bademciklerim iltihaplanmış. Ardından sağ kulağıma baktı. Hani monitörler var ya şimdi, doktorun baktığı yeri siz de görüyorsunuz, o ekran açık. Yemin ediyorum, baş parmağımın tırnağının yarısından büyük bir kir birikmiş! Doktorum, kibarca 'Bu da işitme kaybına yol açmış olabilir.' dedi ve aldı onu oradan. Birkaç dakika bekledik, ama tık yok, ha beton ha benim kulak. Tekrar kontrol etti, biraz su varmış ve orta kulak da iltihaplanmış. İşin komiği, hiç ateşim yoktu. Bir - iki kez 37.5 ölçmüştük ama, o da normal sayılır.

Sonunda antibiyotik, farklı bir öksürük şurubu, pastil, eczanede yapılacak bir burun damlası ve boğaz gargarası verdi. Reçeteyi yazmadan önce rutin kullandığım ilaçları da söyledim ki, ters etki yapacak ilaçlar olmasın.

En kötüsü öksürük. Hadi gündüz yine bir derece idare ediliyor, iki kelimeyi yan yana getiremiyorsun öksürmekten, gerçi benim gibi birine en büyük ceza konuşamamak. Ya gece? Belki 10 gün, belki daha fazla gece uykusu diye bir şey kalmadı. Zaten yatmak ne mümkün! Yatakta dik oturur pozisyonda geçti geceler. Sırtıma 2-3 yastıkla destek. Başucumda bir bardak su, bir parça ekmek ve pastiller. Kaç gece aşkım kalkıp ballı süt ısıttı, ıhlamur demledi. Ne yaparsan yap, olmuyor. Birkaç dakika rahatlıyorsun, sonra tekrar bir öksürük nöbeti. Bu arada ayaklarım, bacaklarım kasıldıkça kasılıyor. Bu öksürük krizlerinde çişimi altıma kaçırdığım da oldu. Gece gece bir de onunla uğraş. Hangi birine daha çok sinirleneceğimi şaşırdım yani! Tabi gece böyle geçince, gündüz ruh misali.

Bir de, ikinci beyin rektifiyesinden sonra hiç ciddi ciddi hastalanmıyor(d)um. Unutmuşum nasıl olduğunu. Kırgızistanlı bir doktoru önermişti yazar olan bir komşumuz. O da beyin tümöründen mustarip, fakat onunki opere edilemeyecek bir lokasyonda. Radyoterapi görüyordu ve bu Kırgızistanlı doktorun hazırladığı bitkisel karışımlı balı kür halinde yiyordu. İstanbul'a geldiği bir sefer ben de gitmiştim ve bana özel hazırladığı bal sayesinde bağışıklık sistemim güçlenmişti ve dolayısyla hasta olmuyordum. Ya da, tamamen benim fantezim bu. Şimdi düşünüyorum da, epey zaman geçti bal kürünü yapmayalı... Demek ki, sadece benim hayal gücüm olmayabilir... Neyse...

Tam iyileşlemiştim ama yine de pazartesi günü tedaviye gittim, havuza da girdim. Fakat akşamına öksürüğüm iyice arttı. Gece nöbetleri tam gaz devam. Bakalım nereye kadar...