Yarattığın dünyadan ibaretsin, ne bir eksik ne bir fazla.

20 Mayıs 2010 Perşembe

19 Mayıs 2010

''(..)Sene 1919, 16 Mayıs güneşli bir ilkbahar günü merhum babamın alelacele eve gelerek anneme, 'Hanım, çamaşırlarımı hazırla, biz Samsun'a Mustafa Kemal Paşa'yı götüreceğiz, dönüşte de yolcu ve yük alarak İstanbul'a döneceğiz.' dediği an ki heyecanımı unutamam.
Merhum anneciğim babamın çantasını hazırladı ve 'Hacı Bey, müsade et de oğlumla beraber seni yolcu etmeye gelelim.' dedi. 
Zaten çocukluğumun çoğu günü Bandırma Gemisi'nde geçtiği için her tarafını cin gibi bilir ve bu gemiyi çok severdim. (..) Beynimde fırtınalar yaratan, hayalimde canlandırdığım bu büyük komutanı görmeden gidemezdim. Babama 'Ne olur beni Mustafa Kemal'e götür.' diye yalvardım. Babam önce bir düşündü, sonra 'Gel bakalım oğlum, bir çaresini buluruz belki' deyince sevinçten kalbim uçuyordu. Kız Kulesi açıklarında demirleyen Bandırma Vapuru'na, babamla beraber bir sandalla çıktık. (..) 


Mustafa Kemal'e ayrılan kamaraya geldik, beraberce içeri girdik, karşımda masmavi gözleriyle çakmak çakmak bakan büyük Komutan, büyük asker Mustafa Kemal oturuyordu. Bize doğru seslenerek, ''Hacı Bey, maşallah delikanlı cin gibi, bakışları akıl dolu, gel bakalım yanıma.' dedi.(..) Bana, 'Bu ülke hepimizin, ama esas siz gençlerin. Mücadeleden yılmak yok, tamam mı?'' dedi. 
(..) Şartlar o kadar aleyhteydi ki...(..)''
Atatürk'ün Yanı Başında

Mustafa Kemal'in 19 Mayıs 1919'da Samsun'a ayak basmasıyla farklı bir boyut kazanan milli mücadelede Atatürk'e verdiğimiz bir söz var: 


''Mücadeleden yılmayacağız.'' 

Nice 19 Mayıs'lara!


 19 Mayıs 1938 Gençlik ve Spor Bayramı'nda Atatürk, Yugoslav Harbiye Nazırı'nı kabul ederken.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder